Başarı İçin Dünya Problemlerine Cevap Arayın


Başarı İçin Dünya Problemlerine Cevap Arayın

En iyi öğretim ödülü sahibi Harvard Üniversitesi MBA Programı öğretim üyesi Prof. Dr. Felix Oberholzer-Gee, gençlere başarılı olmak istiyorlarsa dünyanın en önemli problemlerine çözüm aramalarını önerdi. Üniversitelere ise bilginin internette zaten olduğunu hatırlatarak, daha fazlasını yapmaları gerektiğini belirtti.

Prof. Dr. Felix Oberholzer-Gee, Harvardlı bir profesör. Dünyada alanında en iyilerden biri olarak kabul edilen Prof. Dr. Oberholzer-Gee, Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesi MBA (işletme yönetimi yüksek lisansı) programında ders veriyor. 2006’da Harvard Üniversitesi’nden öğretim dalında en iyi akademisyen ödülüne layık görülen profesör, ABD dışındaki üniversiteleri durağan olmakla eleştirirken, gelecekte iş dünyasında en çok aranacak becerinin bir problemin kaynağını görebilmek olduğunu söylüyor. Prof. Dr. Felix Oberholzer-Gee ile katıldığı 8’inci Boğaziçi Zirvesi’nde iş dünyası, geleceğin becerileri ve işletme eğitimi hakkında konuştuk.


2006’da Harvard İşletme Okulu’ndan en iyi öğretim veren akademisyen ödülünü aldınız. Sırrınız ne?
ABD’deki birçok iyi üniversitenin kendine has bir öğretim yapısı var. Bu üniversiteler, farklı birçok insanı kendine çekebiliyor, sınıflarda bir araya getirebiliyor. Bunu çok gözlemledim ve bu duruma şaşırıyorum. Öğretme işi bütünlük gerektiriyor. Öğretim kalitesi ve araştırma gibi birçok şey bir arada olmalı. Harvard İşletme Okulu’nda öğrenme etrafında şekillenen bir kültür var. Bunu aslında ABD’deki tüm araştırma üniversiteleri için söyleyebiliriz. 15 saniyelik bir asansör yolculuğunda bile araştırma ve öğretim üzerine konuşulur. Öğretim her şeyin kalbinde yer alıyor. Ben de bu yaklaşımı benimsiyorum. Araştırma ve öğretim kalitemi nasıl geliştirebileceğim üzerine düşünüyorum.


Geleceğin iş dünyasında hangi beceriler öne çıkacak?
İki önemli beceriden söz etmeliyiz. Birincisi belli problemi görerek, nasıl çözebileceğiniz konusunda fikir yürütebilmek. İkincisi ise problemi neyin başlattığını belirleyebilmek. Bu çok daha önemli hale gelecek. Çünkü teknoloji ve internetimiz var. Profesör Google her şeyi biliyor. Ancak sorunlara cevap üretebilmek zaman geçtikçe daha zor hale geliyor. İleride makineler insanların yapabildiği birçok şeyin altından kalkabilir. Belki de problemlere bazı yönlerden bize göre daha iyi çözümler üretebilir. Fakat problemin nereden kaynaklandığını bilmek daha fazla deneyim, eğitim ve beceri gerektiriyor. Bunu yapabilen gençler öne çıkacak.


Türkiye’de işletme kontenjanları büyük oranda boş kaldı. Öğrencilerin uzaklaşmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
ABD’de benzer bir durum olduğunu söyleyebiliriz. Örneğin MBA programlarına ilgi gün geçtikçe azalıyor. Başka eğitim sistemleri için yorum yapmak kolay değil. Dünyaya ve evrene başka bir yönden bakabilmek, farklı düşünce biçimleri geliştirebilmek önemli. Üniversiteler bazen bunun için en iyi yerler olmayabilir. Yükseköğretim kurumları öğrencilerin beklentilerine cevap vermeyince bu gibi sonuçlar ortaya çıkabiliyor.


BİLGİ İNTERNETTE DE VAR
Harvard ve Stanford gibi lider üniversiteler öğrencilerini geleceğe gerçekten hazırlayabiliyor mu?
Ben hazırlayabildiğini düşünüyorum. Örneğin, Chicago Üniversitesi’nde teknik bir programa gidersiniz, burada öğrendiklerinizin hayatın sizden bekledikleriyle büyük oranda uyuştuğunu görebilirsiniz. Türkiye’de üniversiteleri çok iyi bilmiyorum. Fakat ABD dışındaki üniversitelerde öğretimin son derece durağan olduğunu görüyorum. Üniversiteler, gençleri iş dünyasındaki değişimlere hazırlayabilmeli. Statik bilgiye internet sayesinde bir tıkla ulaşabilirsiniz. Burada en teknik konularda bile içerik bulmanız mümkün. Üniversiteler bundan fazlasını yapmalı.


İş dünyasında başarılı olmak isteyenlere neler önerirsiniz?
Genellikle iş insanı dendiğinde aklımıza Wall Street’te takım elbiseleriyle ciddi kişiler gelir. Fakat gençler, dünyanın iklim değişikliği ve göçmenlik gibi problemleri üzerine düşünmeli. Bu onlara farklı bir bakış açısı kazandıracak. Problemlerin çözümüne katkıda bulunabildiğinizde iş dünyası da size daha çok değer verecek. Gençler geleneksel iş dünyası algılarının dışında hareket edebilmeli.


TAKIM ÇALIŞMASI BECERİSİNE İHTİYAÇ ARTIYOR
OECD’nin PISA 2015 kapsamında yayınladığı işbirliğine dayalı problem çözme raporunda Türk öğrenciler son sıralarda yer aldı. Takım çalışması neden önemli?
Çünkü inavosyon çoğunlukla farklı fikirlerin bir araya gelmesiyle oluşuyor. Bireysel olarak harika fikirler ortaya atılabilir, fakat bunun geliştirilmesi ve bir inovasyona dönüşebilmesi için takım çalışmasına ihtiyacınız olacak. İş dünyasında takım çalışması becerilerine her geçen gün daha fazla ihtiyaç duyuluyor.


KİMDİR?
Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesi MBA Programı Strateji Birimi’nde çalışmalarını sürdürüyor. Liderlik gelişimi ve medya şirketleri için etkili stratejiler gibi birçok konuda ders veren profesör, 2006’da Harvard Üniversitesi İşletme Fakültesi tarafından öğretim alanında en iyi akademisyen ödülüne layık görüldü. Avrupa’nın birçok önde gelen şirketine danışmanlık da yapıyor. Prof. Dr. Felix Oberholzer-Gee’nin ana çalışma alanları rekabete dayalı stratejiler, uluslararası rekabet ve pazar ötesi stratejiler.

Admin

Taglar: BaşarıİçinDünyaProblemlerineCevapArayın

Haberler - İlginizi çekebilecek başlıklar
8 Madde İle Günümüz Ergenleri

Ergenlik, insanların gelişim sürecindeki zorlu ve önemli süreçlerden biri. Ergen çocuk sahibi olan ailelere bu konuda büyük görevler düşüyor.

Annesiyle Aynı Okulda Ders Veriyor!

Avcılar’daki Ali Karay Ortaokulu’nda anne Hazel Kahraman ile oğlu Kamuran Kahraman, fen bilgisi dersi veriyor. Kamuran Kahraman, “İnsan 30 yıllık annesine Hocam diyemiyor” dedi.

Babalar Çocuklarıyla Oynamasını Bilmiyor

İstanbul’da bir vakıf üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre babaların büyük çoğunluğu, çocuklarıyla nasıl oyun oynaması gerektiğini bilmiyor. Üstelik eğitim düzeyine göre değişmiyor.

2018 YKS Yerleştirme Analizi: Zirvede Rekabet Kızıştı

Yaklaşık iki milyon öğrencinin merakla beklediği 2018 Yükseköğretim Kurumları Sınavı’nın (YKS) yerleştirme sonuçlarının açıklanmasının ardından, ÖSYM ve YÖK 31 Ağustos’da sınavla ilgili veriler yayınladı.

Akademisyenlere, Kurumsal Dış Değerlendirici Eğitimi

YÖKAK tarafından, Türkiye’deki yükseköğretim kurumlarının değerlendirmesini yapacak yaklaşık 600 akademisyene, ‘Kurumsal Dış Değerlendirici Eğitimi’ verildi. YÖKAK Başkanı Prof. Dr. Muzaffer Elmas, "Kurumsal Dış Değerlendirme Pr

Az Bilinen Bölümler Gerontoloji, Rekreasyon, Aktüerya


Sayfa Yorumları

Yorum Ekle





Mesaj / Bildirim Gönderin