Bir açınığın veya yarı açınığın abanık değeri aması.

Abanık niteliğinde: olan bir sesin açınık niteliği alması.

Daha küçük ve çabuk adımlar atarak hızlı yürümek, ivmek, acele etmek. Örn: İnsan böyle

Küspenin susuz amonyakla 3, 43 x 105 Pa (3, 4 atmosfer)'e ulaşıncaya kadar muamele edilmesiyle el

Öğütülmüş pirinç kabuğunun mono kalsiyum fosfat ve susuz amonyakla 177°C sıcaklıkta ve 12

Azot içeren organik birleşiklerden azotun amonyum iyonu hâlinde ayrılması olayı, amonifikasyon

Anal keselerin kronik yangılarında anal kese içine bir sonda sokularak cerrahi işlemle anal kese

Sözcüklerin doğru olarak kullanılmasında, dilbilgisinden çok anlama öncelik verme.

Yazarı hiç bilinmeyen ya da kesin olarak saptanamamış olan, yıllar boyunca pek çok basımları

Bir arabanın içinde, alttan oynatılan Türk kuklası.

Yana doğru atılan tehlikeli bir takla.

Bir işlemi art arda uygulayarak doğru değere yaklaşma.

Kollarla yer itilerek geriye savrulup ayağa kalkılan ters takla.

On yedinci yüzyılda oynatılan bir kukla türü.

İncelenen olgunun, içinde belirdiği durumla belirmediği durumun biri dışında-yani olgunun bel

Bir olgu ya da bir konunun birim niteliği korunarak, somut bağlam ve ilgili özelliklerin bütünl

Belli bir biçimde değişen bir olguya bağlı olarak bir başka olgunun da belli bir biçimde değ

Sinema/TV. Konunun odak dışı kılınmasıyla görüntüye bulanık bir görünüş sağlama.

Sinema/TV. Alıcı yönetmenine, görüntüyü bulanıklaştırması için verilen komut.

Bankalarda aktif/pasif yönetimine ilişkin olarak sermaye yeterliliği, aktif kalitesi, yönetim ka

Tren tekerleklerinin ısıl işlemlerinde uygulanan ve tekerleğe seçmeli su verme temeline dayanan

Ünlü yazarlarca yazılan ve çocukların yıllardan beri ilgi ve heyecanla okumakta oldukları yaz

Toprak alt tabakasında bulunan tuz ve bazların kılcallık yolu ile toprak yüzeyine çıkması so

Bir faz ya da yapının, dayancını artırma olayı ya da işlemi.

Baklagiller (Leguminosae) familyasından, beyaz ya da mavi çiçekli, tek yıllık, otsu, meyveleri

(Heykel, Mimarlık) Yunan klasik sanatının özentili, abartılı yansılaması.

Herkesin üzerine titrediği, kutsal saydığı şeyi kötüleyen, bozan kimse mutlaka kötü bir so

Tarihi ün yapmış kişilerin yaşamlarının betimlenmesi olmaktan çıkarıp, toplumsal gelişmen

Ayakları olmayan, alttan içine el sokularak oynatılan kukla. İşaret parmağı kafayı, başparm

Eski Türk kuklasında, ayakları olmayan içine el sokularak oynatılan kukla. Avrupa'da, daha da �

El kuklasını oynatan sanatçı.

Çocuklara yönelik el kuklasında kullanılan arka kesimi açık, üç yanı kapalı sahne odacığ

Elektrikli kaplama yunaklarına, kaplamanın niteliğini artırması için eklenen özdek.

Bir araştırmanın herhangi bir aşamasında kesin ve güvenilir bilgilerin bulunmadığı, sağlı

Yalnızca Bulbus oculi ile tunica conjunctiva bulbi'nin ekstirpe edilip göz dışı kaslarla göz �

Yunan komedisinin, Milâttan önce 480 yılına doğru başlıyan en eski ve korolu kaba devri.

Devalüasyonun dış ticaret açığını iyileştirici etkisini Marshall-Lerner-Robinson koşuluna

Normal bir göz merceğinin yırtılması sonucu göz merceği proteinine karşı gelişen immünolo

Bankaların fon kaynaklarını (yükümlülüklerini) aynı vadeye sahip varlıklara dönüştürere

Bir disiplin suçu işlemiş olan öğrencinin belirli bir süre -örneğin bir gün ya da on beş g

Bir varsayımı sınayarak gerçeklemek üzere başvurulan ve uygunluk, ayrım, birlikte değişmele

Her tüketicinin farklı istekleri olduğu ve her bir satış sunumunun bireyin istemlerine yönelik

Ayrılıp başka yere gitmek, görünmez olmak.

Bakışları daha canlı ve parlak olmak. Örn: Çocukluğuna ait bazı hatıralarını söylerken,

Dünyamızdaki ısının kaynağı güneş olduğuna göre ve bir dağın tepesi güneşe daha yakı

Bir ülkenin halkı içinde yaygınlık kazanmış kukla oyunu.

Öğretim programlarının, yaşam boyunca yinelenen temel öğrenim yaşantılarına göre düzenle

İnsanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.

İnsanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.

İnsanlar konuşarak birbirlerini daha iyi anlarlar.

Bir ölçüm boyutu üzerinde konumları saptanan tutum ya da kanılar arasındaki uzaklığın gide

Bir sehpaya ya da iskemleye iliştirilmiş aşağıdan ipi çekilince hareket edebilen ve yalnızca

(Kuk.) Eskiden, daha çok çingenelerin oynattığı ilkel bir kukla türü.

Kabare türü tiyatroda oynatılan kukla.

Özellikle kadın ve göçmen işçilerin ağırlıklı olarak bulunduğu işgücü piyasalarında h

Karındankonuşanın kullandığı ve karşılıklı konuştuğu büyük boy kukla.

1. Kent nüfusunun kent özeğinden uzaklaşarak yörekent ya da uydukentlerde yaşaması süreci. 2

Alüminyum yüzeyleri düzgünleştirmek ve parlaklaştırmak için, asit çözeltileriyle uygulanan

Bir dilin, metinlerden çıkarılıp bir öğretim konusu yapılan şekli ( KLASİK ÖNCESİ, Pré-c

1. Eski Yunan ve Lâtin sanat ve edebiyatına değgin olan. 2. Eski Yunan ve Lâtin veya XVII. yüzy

(Resim, Heykel, Mimarlık) 1. Ülküsel bir güzellik düşüncesinden kalkan, ölçü ve düzene da

Hayvanın ne zaman hasta olduğu, hastalık belirtilerinin ilk defa nerede görüldüğü, hangi has

Belli kurallara dayanan bale biçimi.

Ödeneklerin hizmetin niteliğine göre değil, kuruluşların gereksinim ve istemlerine göre tahsi

Kapitalizmin içsel dinamizmi ile ekonominin kendiliğinden büyüyeceğini, ancak toprakların sın

1. Eskiden kalma, gelenek olmuş dans. 2. Kuralcı dans. 3. Üzerinden çok zaman geçmesine karşı

Klasik kurallara uygun olarak dans eden sanatçı.

Emek piyasasında tam işlendirmenin sağlanmasıyla birlikte eşanlı olarak mal ve para piyasalar�

Klasik dengenin sağlandığı makroiktisadi modeller.

Serbest ticaret varsayımı altında, dış ticaretten bütün ülkelerin kazançlı çıkacağını

Latin yazarı Seneca'nın ileri sürdüğü dram türü. Fransızlardan Corneille ve Racine'in, Alma

Clostridium perfringes tip D’nin koyunlarda oluşturduğu hastalık.

Faizi bugünkü tüketimden vazgeçmenin bedeli olarak gören ve reel faiz oranının ödünç veril

Ekonomideki parasal değişmelerin üretim, işlendirme ve büyüme gibi reel değişkenler üzerind

Devletin ekonomiye hiçbir biçimde müdahale etmediği durumda iktisadi dengenin, tam rekabetin old

Ortaçağda, Aristoteles'e dayanan skolastik görüşü bırakarak, insanlık sevgisini işleyen yaz

İşgücü istemi ve sunumunun reel ücretlerin bir fonksiyonu olduğu varsayımı altında, reel ü

Parçaların deplase olmadığı basit kırıklarda, kemikte belirgin bir bozukluk oluşmadığı du

On yedinci yüzyılda, Fransa'da Molière, on sekizinci yüzyılda Almanya'da Lessing komedyaları i

Fransa'da XVII. (Moliére), Almanya'da XVIII. yüzyıl (Lessing) komedya türü.

Felsefesi klasik iktisadın, iktisadi insan, görünmez el ve bırakınız yapsınlar bırakınız g

Reel gayrisafî yurtiçi hasılanın tam işlendirme düzeyinde, paranın yalnızca değişim aracı

1. Bir okulu bitirmek için eskiden beri okunması zorunlu görülen geleneksel derslerin ya da konu

1. Öğretim programında el işlerine ve kılgısal çalışmalara yer verilmeyen ya da bu gibi etk

1. Öğretim programında el işlerine ve kılgısal çalışmalara yer verilmeyen ya da bu gibi etk

Latin yazan Seneca'nın ileri sürdüğü oyun türü. Sonradan Aristoteles ile Horatius'un ilkeleri

Hem acılı hem gülünçlü oyunları oynayabilen klasik anlamda oyuncu.

Bir sirkte göze güzel görünen poz. Birçok kişinin bir arada, uyumlu bir biçimde poz almasıyl

Yemlerin sindirilme derecesini belirlemede kullanılan yöntem. Sindirilme derecesi belirlenecek yem

Rönesans'ta İtalya'da başlamış ve on yedinci yüzyılda Fransa'da Corneille ve Racine'in yapıt

Eski Yunan ve Lâtin yazarları ile XVII. yüzyıl yazarlarını tutanların öğretisi.

Uz yolunda, estetik bir sanat anlayışiyle antik yapıtlara dayanan bir sanat akımı. Bu akım, İ

(Resim, Heykel, Mimarlık) Klâsik üslûba olan hayranlık yüzünden o nitelikte yapıt vermeyi am

Yeni akımlar ve düşünceler karşısında, zaman aşımına uğramadan hâlâ güncelliğini, taz

Yeni akımlar ve yeni düşünceler karşısında, zaman aşımına uğramayan yeniliğini, tazeliğ

(Yun. clasma: parça kytos: hücre) Bazı dokularda bulunan değişken bazofil lökosit ya da makrof

1. Bazı keski solungaçlı balıkların (Elasmobranchia) erkeklerinde karın yüzgecinin sopa şekl

Kromatitlerde kırılmaya neden olan kimyasallar.

anat. Kapalı yer, engel, duvar, sınır.

Yenim olayı sonucu metal yüzeyin kovuk kovuk olması.