Kınama, üzüntü ve nefretini bildirmek.

Çıkar sağladığı kimsenin davasını gütmek.

Varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.

Titreşimgözler, televizyon gibi aygıtlarla görüntü oluşturmakta kullanılan, içinde eksicik

Soluk borularında akciğer kıl kurtlarından ileri gelen özel yangı.

1. Basınçlı yağ, yakıt ya da hava ileten boru. 2. Patlamasız motorlarda püskürtme basacında

Yakıt topluluğu ve soğutucu maddesi basınçlı su olan ve basınca dayanıklı borular içinde b

Hlk. azımsanacak, küçümsenecek, önem verilmeyecek şey değil anlamında kullanılan bir söz.

Ucaysal konaçlara göre denklemi (…)düzlemsel eğri. (…)

azımsanacak, küçümsenecek, önem verilmeyecek şey değil anlamında kullanılan bir söz.

İki yanı kapalı ve amacına göre belirli bir uçun ile doldurulmuş içinde iki üşeği bulunan

Akciğerlerin dinlenmesinde büyük bronşlarda duyulan bronşial ses. CH harflerinin okunmasından

TV. İşlik tavan yüksekliğine göre tabandan 3-6 m yukarıda, birbirine koşut ya da çapraz olar

İçine yağ doldurulmuş bir yuvgu ve bunun içinde gidip gelen, ucu tekerleğe bağlı bir tokaçt

Düşük basınçlı bir uçunla doldurulmuş ve içinde elektriksel boşalımın oluştuğu en az i

Çelikten yapılmış boru.

İç içe iki boru arasında yağ birikimliği bulunan, iç borusu tokaca yataklık eden sönümleç

Deneylikte kullanılan bir yanı kapalı ince çeperli cam boru.

Bir bütün olarak yapılan, dikişi olmayan çelik boru.

Yanma ürünlerini motordan alarak atılacakları yere ileten boru.

Yemek borusunun, doğuştan yerel ve kese tarzında genişlemesi. Yutma güçlüğü, kusma, mide ge

Ölmek. Örn: Mektubun elinize değmesinden epeyce zaman evvel dünyaya yuf borusu öttürmüş ola

anat. Seminifer tubulleri rete testise bağlayan testis içi boşaltım yolları, tubuli seminiferi

Alçak basınçlı bir uçun ile doldurulmuş ya da tümüyle boşaltılmış ve içine işlevine uy

Epiglotit nefes borusunun üstündeki ufak kıkırdağın iltihabıdır. En sık 2-5 yaş arasındak

Memelilerde ovaryumdan dökülen yumurtaları uterusa taşıyan bir çift kanal. Ovulasyonda içine

(Fallopio: Modenalı fizik bilgini) Memelilerde yumurtalıklardan dökülen yumurtaları döl yatağ

Atlarda ruam hastalığında kalınlaşan deri altı lenf damarları.

Yüksek gerilimli flüorışıl ışıtaç.

Galvanizleme işlemiyle, üzeri çinko örtülmüş çelik boru.

Tkz. 1) ticarette batmak 2) her ÅŸeyini yitirmek.

Vasküler kambiyumun stelenin içine doğru oluşturduğu ikincil doku. Sekonder odun boruları, sek

Işın duygun bir özdek yüzeyine düşen akımmıknatıssal dalgalar etkisiyle eksicik salan için

Isıtılmış alt-üşeği eksicik kaynağı durumunda, içinde toplayıcı üst-üşek ile eksicik

Eksiciksel düzeneklerde özellikle doğrultucu, yükseltici olarak kullanılan ve içindaki akım i

Isıyı ışınım yolu ile yayması amacıyla, ısıtıcı gazların içinden geçirildiÄŸi ve ısÄ

Isıtması ışıyan borular yoluyla yapılan ve ısıtıcı gaz ile fırın atmosferinin birbirine

Bir telsiz alıcısında imlem sıklığını, yerel salınım sıklığı ile karıştırarak bir a

anat. Testis lopçuklarında kör uçlarla başlayan, çok sıralı hücrelerden oluşan, çok sayı

Kurşundan yapılmış boru.

Bir şeyden yararlanmak için kullanılacak araç, onun niteliğine uygun olmalıdır.

Metal özdeklerden yapılmış boru.

anat. Bel omurlarının proc. transversus’ları arasında yer alan kaslar.

anat. Kalça-kaburga kasının bel parçası.

anat. Bel omurlarının tespitinde ve gerilmesinde rol oynayan bel kası.

anat. Kalça kemiğinde crista iliaca’dan başlayıp bel omurlarının proc. transversus’larıyla

Kordalı embriyosunda sırt tarafta oluşan nöral safihanın iki kenarının boydan boya kıvrılı

Bitkilerde trakea ve trakeit başta olmak üzere çeşitli hücre tiplerinden oluşan, su iletimi ve

anat. Müller kanalı.

İşi bırakma zamanının geldiğini boru sesi ile bildirmek.

İçinden bir evren ışını ya da üşerleyici parçacık geçtiğinde dışarı bir elektriksel i

Sidiği böbrekten mesaneye ya da kloaka taşıyan kana1. İdrar borusu, üreter.

anat. Erkeklerde hem idrarın hem de sperma’nın, dişilerde idrarın dışarı atılmasını sağl

(karşılık, ureter), (Yun.oureter), SidiÄŸi böbrekten sidik torbasına ya da dışkılığa taÅŸÄ

(karşılık: nöral, boru), (Yun. neuron = sinir) Kordalı hayvanlarda embriyonun gelişmesi sıras

Soğutmaç peteğini oluşturan metal su borularından her biri.

Soğutmaçta soğuyan suyun motor gövdesine geri döndüğü boru.

Motor gövdesinden çıkan suyu soğutmaca ileten esnek boru.

Motor soğutma suyunun ısı sonucu genleşme ve buharlaşmasıyla taşan bölümün soğutmaçtan d

Havayı akciğerlerdeki alveollere taşımaya yarayan soluk borusu dalının çok ince olan alt dall

(karşılık: bronşçuk), Havayı akciğerdeki ampullere (alveol) taşımaya yarayan soluk borusu d

1. Havanın akciğerlere girip çıktığı ana kanal. 2. Bitkilerde duvarları halkasal kalınlaşm

anat. Kıkırdak halkalardan yapılmış, yuvarlak veya oval biçimde soluk almaya yarayan organ, tr

(karşılık: trakea), (Lat. trachia=hava borusu): Havanın akciğerlere girip çıktığı ana kana

anat. Soluk borusunun iki bronchus principalis'e ayrıldığı yer, bifurkasyo trake.

Soluk borusunu (trakea) soluk borucuğuna (bronşçuk) bağlayan iki daldan her biri. Bronş.

(karşılık.bronş) Soluk borusunu (trakea) soluk borucuklarına (bronşçuk) bağlıyan 2 alt dald

anat. Trakenin iskeletini oluşturan kıkırdak halkaları, kartilagines trakeales.

Akciğer sahasında saptanan asamiyetin plöritis eksudativadan mı yoksa pnömoniden mi ileri geldi

Ön solunum yollarının enfeksiyonları ve hijyenik olmayan ahır kliması nedeniyle soluk borusu m

Kimi sönümleçlerde yağ ve tokacı barındıran boru.

Bitkilerde iletici hücreler olan kalburlu hücreler ve kalburlu boru elementlerinden oluşan, besin

Soğutmaçla motor gövdesi arasındaki su yolu.

Sağım makinelerinde, sütü nakletmesi için cam veya paslanmaz çelikten yapılmış boru.

Lâteks (süt) denilen yüksek molekül ağırlığına sahip bir politerpen olan sıvı içeren bir

Tek bir boru içindeki yaÄŸ ve tokaçtan oluÅŸan, "de carbon" ilkesiyle çalışan sönümleç türÃ

anat. Böbrek parenkiminde idrarı kaliks veya pelvise taşıyan, tubulus kolektivus ve duktus papil

X-ışınları elde etmek için kullalanılan, havası alınmış şişkin cam boru. İçinde üreti

Yağmur damlacıklarını sağlayan, alt tarafı delikli boru. Bu boru genellikle dekordaki penceren

Yakıtlıktan karışımlığa yakıt iletilen boru.

Yutak ile mide arasında kalan, içi çok tabakalı yassı epitelle astarlanmış, bağ dokusu, çiz

anat. Yutakla mide arasındaki kassıl ve zarsıl boru biçimindeki organ, özofagus.

(karşılık.özofagus), (Yun.oisophagos =yutak),sindirim kanalının yutak ile mide arasında uzana

Yemek borusu (gırtlaktan mideye uzanan boru) tıkanması ile dünyaya gelen bir bebek tam olarak ge

Yemek borusunun üst bölümünün yerel ve doğuştan şekillenmemiş olması. Kör bir kese tarzı

anat. Karaciğerin margo dorsalis’i üzerinde yemek borusunun oluşturduğu iz, impresyo özofagea.

Nervus vagus’un uyarımlarına veya fonksiyon azalmasına bağlı olarak yemek borusu boşluğunun

Yemek borusu mukozasının, doğuştan veya kazanılmış nedenlerle, yerel kese tarzında genişlem

Gerçek yemek borusu yanında ve onunla ilişkili kistik tüp şeklinde yapının oluşması. İçer

Yemek borusu kaslarında tonus kaybı, yumuşama ve gevşemeye bağlı olarak yemek borusunun tümü

Yemek borusu istemli hareketlerinin kaybolması.

Yemek borusunun trake, bronÅŸlar, akciÄŸer parenkimi veya az olarak da deriyle olan anormal baÄŸlant

Yemek borusu lümeninin daralmasını takiben, daralan bölgenin ön bölümünde meydana gelen geni

Spirocerca lupi’ye bağlı olarak kimi köpeklerde yemek borusundaki granülomların duvarından ge

Yemek borusu kaslarının anatomik bir bozukluk olmaksızın geçici kontraksiyonu, özofagus spazmÄ

Yemek borusunun yabancı cisim, tümör ve çevredeki organların sıkıştırmasıyla tıkanması,

Yemek borusu mukozasının kimyasal, sıcak, iyonize radyasyon, elektrokimyasal reaksiyonlar ve çeÅ

Anestezi sırasında kalp hareketlerini dinlemek için yemek borusuna steteskop yerleştirilmesi.

Yöneiteç dingilini içeren ve taşıyan boru.

1. Böceklerde uygun yere yumurta koymaya yarayan özel bir yapı. 2. Rhodeus gibi bazı balıklarda