Yüksek bir yerden geniş bir alanı görür durumda.

Sık sık gittiği bir yere artık uğramaz olmak, ilgiyi kesmek.

1) bir yere gitmez olmak, uğramamak 2) başkasını bir yere artık uğramaz duruma getirmek.

1) uğramaz olmak 2) uğraşmamak, ilgilenmemek. Örn: Ben artık öyle şeylerden elimi ayağımı

Bir yere sürekli gitmek. Örn: Ayağı buraya alışmasın, sonra yabancı misafirler varken de ge

Söyleyecek söz, verecek karşılık veya yapacak bir şey bulamayacak bir duruma düşmek.

Alçak gönüllülük ederek veya saygı göstererek birinin yanına varmak.

Bir kimse başka bir kimseye kul gibi bağlanıp onun her emrini yerine getirmek. Örn: Ayağınız

Yardımcısı (olmak), her işine yarar (olmak).

A vitaminiyle takviye edilmiş veya edilmemiş hayvan ya da bitki kaynaklı bir yağ.

Varlıklılar için sıkıntı olabilecek bir durum, yoksullar için söz konusu bile olmaz.

Varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.

Gaz basıncı altında ambalajlanmış ve daha akışkan bir yapı kazandırılmış olan tereyağı

Bir yolsuzluğun suçluları aranırken o işte kusuru olan kişi telaşlanır.

Biniciler doru ve kır donlu atları, sarı, al ve yağız renkli olanlardan daha üstün sayarlar,

(Derleme. mana bayağılanması) Bazı sözcüklerin gerçek anlamlarının, yerine göre, bayağı

Arsız ne kadar ağır hakaret görse de aldırmaz, pişkinliğe vurur.

Ana koyağın buzla aşırı bir oyulmaya uğraması yüzünden yüksekte kalmış yan koyak.

Güçlü kimsenin korkutucu sözleri, güçsüzü kıpırdayamayacak duruma getirir.

Aspur bitkisinin tohumlarından elde edilen, % 65-70 linoleik asit içerdiğinden rasyonlara esansiy

Yürürken telaştan ayakları birbirine takılmak.

Bir gerçeği anlayarak aklı başına gelmek.

Hlk. halay oyunlarında ayağı tempoya uydurmak.

Güçlükleri yenerek ilerisinden korkmayacak bir duruma girmek.

1) gitmek istememek 2) oynarken çalınan oyun havasının ritmine uygun hareket edememek.

1) kendi isteğiyle gelmek 2) emek çekilmeden elde edilmek.

1) ayağı yere değmez olmak 2) bir taşıta binip yaya yürümekten kurtulmak 3) mec. çok mutlu o

Halkın düzen içinde çalışmasını baştakiler sağlar.

1) alçalırcasına yalvarmak. Örn: Sandılar ki ihtiyar bahçıvan, paçaları sıvayacak, yeğen

Birinin bulunduğu yerden ayrılmasına veya yaptığı işi sürdürmesine engel olmak.

1) biri yürürken ayakları arasına ayak uzatıp düşürmek 2) mec. birinin işinde yükselmesine

1) başkasına yapmayı tasarladığı kötülük kendi başına gelmek 2) iş yapmakta olan birine

Çok yalvarmak. Örn: Obanın bütün kadınları, delikanlıları ayağına düştü. -Y. Kemal.

1) alçak gönüllülük göstererek birinin yanına gelmek 2) emek çekilmeden elde edilmek. Örn:

Sıra, saygı gözetmeksizin birinin yanına gelmesini sağlamak.

Bir kimseyi çekiştirmek. Örn: Ara sıra ötekinin berikinin ayağına ip takmaktan başka konuş

gelmen çok memnun etti anlamında kullanılan bir söz.

Seyrek gelen bir konuğa yarı sitem, yarı sevinçle söylenen söz.

Ayağına ateş ederek tehdit amacıyla gözdağı vermek.

Hamarat olmak, ayak işlerini bıkmadan, yorulmadan yapmak.

Yoksulluğuna bakmayarak süs ve gösteriş yapmak ister.

Hlk. yalvarırım anlamında kullanılan bir söz.

1) verilen bir işi ağırdan almak 2) bir yerden uzaklaşmak üzere bulunmak 3) halk inanışına g

1) ağrı veya uyuşma dolayısıyla ayağını oynatamamak 2) alışılan bir yere gitmekten kendin

1) başkalarının kendisine yapma ihtimali bulunan kötülüklere karşı uyanık davranmak 2) dikk

Bir yolunu bulup birini işinden veya görevinden uzaklaştırmak. Örn: Hatta vekilin bile ayağı

Hastalıktan korunmak istiyorsak ayağımızı sıcak, başımızı serin tutmalı, olur olmaz şeyl

Bir işte iyi düşünüp dikkatli davranmak.

Giderini mutlaka gelirine uydurmalısın.

yalvarırım anlamında kullanılan bir söz. Örn: Dadıcığım merhamet... Ayaklarının altınÄ

Bir yolunu bulup bir kimseyi düzenle işinden uzaklaştırmak.

1) karısını boşamak 2) sıkıntılı bir durumdan kurtulmak.

Uğradığı yere bereketsizlik, uğursuzluk getirir.

1) dengi olmayan bir kimseyle evlenmek 2) değersiz bir kimseyi üstün bir yere geçirmek.

Yoldan gelir gelmez, henüz dinlenmeden. Örn: Halep'ten İstanbul'a döndüğü gün ayağının t

Çok yorulmak, güçsüz, dermansız kalmak. Örn: Bu şehirde akşama doğru / İçime korku / Aya

Ayçiçeği bitkisinin tohumlarından elde edilen, oleik asit bakımından zengin sıvı yağ.

Duygusuz insanlar, kendilerini kurtarmak için gerekiyorsa çocuklarını bile tehlikeye atmaktan ç

İşini hile ile yürüten kimse sonunda yakayı ele verir.

Genellikle sürgüt etkili ve yumuşatıcı olarak kullanılan, bademden elde edilen bitkisel bir ya

Değerleri derinleştikçe artan veya değerleri yüzeyde kalan insanlar vardır.

Balığın veya balık konserve kalıntısının rendering işleminden geçirilmesiyle elde edilen y

Hipolipidemik amaçla kullanılan, yapısında omega-3 doymamış yağ asitleri olan eikozapentaenoi

Yaprak solucan arakonakçısı türleri de bulunan balıklar familyası.

Balıklar (Pisces) sınıfının, kemikli balıklar (Teleostei) takımının, dikenli yüzgeçliler

(Mullidae): (Lat. Mullus = barbunya) Omurgalı hayvanlardan balıklar (Pisces) sınıfının kemikli

(Holothuria tubulosa): Derisi dikenliler (Echinoderma) alt-filumunun deniz-hıyarları (Holothuroide

Derisi dikenliler (Ecbinodermata) alt filumunun, denizhıyarları (Holothuroidea) sınıfından, 30

Derisi dikenliler (Echinodermata) alt filumunun, denizkestaneleri (Echinoidea) sınıfından, vücud

(Echinus esculentus): Derisi dikenliler (Echinoderma) alt-filumunun denizkestaneleri (Echinoidea) sÄ

Pullu sürüngenler (Squamata) takımının, engerekgiller (Viperidae) familyasından, 50-70 cm kada

(Vipera berus): Pullu-sürüngenler (Squamata) takımının engerekgiller (Viperidae) familyasından

Söz, davranış, giyiniş yakışmamak, uygunsuz olmak.

Kuyruksuz iki yaşamlılar (Anura) takımının, kara kurbağasıgiller (Bufonidae) familyasından,

(Bufo vulgaris): Kurbağalar (Anura) takımının karakurbağasıgiller (Bufonidae) familyasından b

Köpek balıkları (Selachii) takımının, harhariyasgiller (Carchariidae) familyasından, 1-2 m ka

(Mustelus laevis): Köpek-balıkları (Selachii) takımının harhariyasgiller (Carchariidae) family

Bir f işlevi verildiğinde, bir yöresinde f nin türeyen olduğu nokta.

Kuyruklu iki yaşamlılar (Urodela) takımının, semendergiller (Salamandridae) familyasından, sı

(Triturus vulgaris): Kuyruklular (Urodela) takımının semendergiller (Salamandridae) familyasında

Tabam 10 olan tersüstel. Simgesi : (…)logx. Anlamdaş. Brigss tersüsteli.

Bir ya da daha çok bağımlı deÄŸiÅŸkenin bir tek bağımsız deÄŸiÅŸkene göre türev (ler)ini iÃ

Hem payı hem de paydası birer tümsayı olan üleşke.

Tanrı hiçbir canlıyı aç bırakmaz, kımıldamadan duran baykuşun rızkını bile önüne koyar

Keten tohumunun sıkılmasından elde edilen, havadan oksijen alarak sertleşen bir yağ. Ağacın d

1) yaşayacak çok az zamanı kalmış olmak. Örn: Ben, bir ayağı çukurda hasta bir ihtiyarım.

Böbrek ve böbrek dokularının etrafını çevreleyen yağ dokusu.

Buğday özü yağı.

Buğday özü yağı.

Buğday embriyosundan ekstraksiyonla veya preslemeyle elde edilen vitamin kaynağı olan doymamış

Kabuklularda ve bazı eklem bacaklı hayvanlarda ağız parçalarından sonra gelen ve bir, iki ya d

(pedes maxillaris), (Lat. pes = ayak, Lat. maxilla = çene) Eklembacaklı hayvanlarda ağız parçal

Renksiz, asitsiz, reçinesiz, ince mineral yağ. Cilâ topunun kaymasını sağlar.

(Viscaciidae), (Lat. Viscacia = Pampa tavşanı) Omurgalı hayvanlardan memeliler (Mammalia) sınıf

Varlıklı ama akılsız ve hesapsız kişi malını gereksiz yerlere harcar, telef eder.

Gezip dolaştığı yerlerde kötü şeyler de bulunan kimse, kötü alışkanlıklar ve zararlı bi

D vitamini yletakviye edilmiş veya edilmemiş olan hayvan veya bitki kaynaklı bir yağ.

Optik kırma derecesi bilinen özel sıvılar. (Bunlar genellikle kolay bozulmayan ve fiziksel özel

(Mimarlık) Yüksek yapılarda anaduvarlara binen yapı ağırlığını karşılamak üzere anaduva

Yağ bezleriyle kirpiklerin tarsal bezleri tarafından üretilerek kıl köklerine boşaltılan deri