Adenin, riboz ve bir fosfat grubu kapsayan nükleotit. ATP veya ADP’nin hidrolizle parçalanması s

ATP veya ADP'nin hidrolizle parçalanması sonucu serbest enerji vererek meydana gelen bir nükleoti

Alizarin kırmızısı.

Suda yaşıyan canlılarda, memeliler hariç, fazla amonyağın azot metabolizması son ürünü ola

Denizde yaşayan, amino azotunu amonyak biçiminde dışarı atan hayvanlar.

(Yun. aner: erkek monos: yalnız oikos: ev) Bitkilerde, erkek çiçekler ile beraber er dişi çiçe

Virjinya, Merilend ve PensilvanyaÂ’da atlarda Ehrlichia risticiiÂ’nin neden olduÄŸu ateÅŸ, ishal ve

Adenin, deoksiriboz ve bir fosfat grubu kapsayan nükleotit, deoksiadenilat, dAMP.

Guanin, deoksiriboz ve bir fosfat grubu kapsayan nükleotit, deoksiguanilat, dGMP.

Sitozin, deoksiriboz ve bir fosfat grubu kapsayan nükleotit, deoksisitidilat, dCMP.

Timin, deoksiriboz ve bir fosfat grubu kapsayan nükleotit, deoksitimidilat, dTMP.

Doğumdan önce veya doğumdan itibaren, otozomal çekinik bir bozukluk olarak tiroit bezi hormonlar

Adenozin monofosfatta şekerin 5ı karbonuna bağlı fosforik asidin adenilat siklaz aracılığıyl

Guanozin monofosfatta şekerin 5ı karbonuna bağlı fosforik asidin guanilat siklaz aracılığıyl

Riboflavinin ATP ile fosforilâsyonu sonucu teşekkül eden riboflavin 5' fosfat.

Riboflavin fosfat, bazı oksidasyon-redüksiyon reaksiyonlarında hidrojen atomları ve elektronlarÄ

(Yun. gyne: dişi monos: yalnız oikos: ev) Hermafrodit (er dişi) ve dişi eşeyli çiçekleri birl

anat. Tek olan kanalı, ductus sublingualis major ile salgısını caruncula sublingualis etrafına

Guanin, riboz ve bir fosforik asitten oluşan nükleotit, guanilat, GMP.

Guanin, riboz (ya da deoksiriboz) ve bir fosforik asitten oluşan nükleotit.

Döngüsel adenozin monofosfat.

Adenozin monofosfatta, şekerin 5' karbonuna bağlı fosforik asidin adenilat siklaz aracılığı i

Döngüsel guanozin monofosfat.

Guanozin monofosfatta, şekerin 5' karbonuna bağlı fosforik asidin guanilat siklaz aracılığı i

Karabaş hastalığı.

(Yun. homos: aynı nomos: yasa) Segmentleri birbirinin aynı yapılışta olan.

(Yun. homos = aynı, Yun.nomos = yasa) Bölütleri birbirinin aynı yapılışta olan, karşıt hete

Hormonun oluÅŸumuyla ilgili olan.

Hipoksantin, riboz ve bir fosfat grubu kapsayan nükleotit. Pürin nükleotidlerin üretiminde ara m

Amerika BirleÅŸik Devletleri, Avrupa ve AfrikaÂ’da insanlara Amblyomma americanum ve Dermacentor var

Yüksek osmolaliteli (hipertonik) iyotlu kontrast maddeler.

Yüksek osmolaliteyi azaltmak için moleküldeki iyonize olan karboksil grubu yerine, disosiye olmay

Elektron transfer zincirinde sitokrom c oksidaz kompleksinden oksijene elektron transferini engelley

Karbonmonoksitin solunumla alınmasını takiben hemoglobinle birleştikten sonra, karboksihemoglobi

Köpeklerin anizokromi, anizositozis, poikilositozis ve tedaviye cevap vermeyen anemiyle belirgin, Ã

Doğada yaygın olarak bulunan ve toprakta iki yıl kadar canlı kalabilen insanlarda ve hayvanlarda

GeviÅŸ getiren hayvanlarda MammomonogamusÂ’tan kaynaklanan solunum sistemi strongilozisi.

Köpek, kedi, at ve insanlarda nötrofil ve monositik hücre sistemleri tümörlerinin aynı anda ol

Bir molekül yağ asidinin gliserolla oluşturduğu ester, monogliserit.

Dopamin, adrenalin, noradrenalin gibi maddeler.

Katekolamin nörotransmitter maddeler olan dopamin, adrenalin, noradrenalinden amino grubunu çıkar

Karaciğer ve böbrek başta olmak üzere tüm vücutta yaygın olarak bulunan ve noradrenalinin sin

Aspartik asit ve glutamik asit gibi iki karboksil grubu içeren amino asitler.

Glisin, alanin, serin, treonin, valin, lösin, izolösin gibi amino asitlerin bulunduğu grup.

Beta-laktam antibiyotiklerin 5 ana grubundan birisi.

(Yun. monos: tek blastos: tomurcuk) Monosite dönüşen hücre.

anat. Kemik iliğinde hemositoblaslardan gelişen monosit öncü hücresi.

Ön bacaklardan birinin yokluğu.

Ayakta sadece bir parmak bulunması.

(Yun. monos: tek delphys: rahim) 1. Plâsentalı memelilerde olduğu gibi, az çok birleşmiş tek b

(Yun. monos:tek delphys: rahim) Filâmentlerin bir tüp oluşturacak şekilde birleşmiş olması du

(Yun. monos: tek odon: diş) Bazı erkek balinalarda olduğu gibi devamlı olarak tek bir dişe sahi

(Yun. monos: tek embriyon: embriyo) Her defasında tek bir embriyo meydana getiren.

Tek çift bağ içeren yağ asidi.

(Yun. monos: tek phagein: yemek) Daha çok böcekler için kullanılan, tek tip besinle beslenen can

(Yun. monos = yalnız,Yun. phagein = yemek), Yalnız bir tip besin ile yaşayan organizmalar, ipek b

Yirmi bir gün boyunca kullanılan hapların östrojen ve projestin dozunun sabit olması.

(Yun. monos: tek phyle: kabile) Tek bir ortak atadan gelme kan hücrelerinin aynı öncü hücreden

Birbirine benzeyen yakın türlerin cinsi, cinslerin familyayı, familyaların takımı, takımları

(Yun. monos: tek odon: diş) Süt dişlerinin körelmesi ya da tümden bulunmaması ile sadece bir s

(Yun. monos = tek,Yun. odon = diş), Süt dişlerinin körelmesiyle hayatı boyunca sadece bir seri

Tek gözlü olma hâli.

(Yun. monos: tek gamos: evlenme) Bütün hayatı boyunca sadece bir eşi olan tek eşli.

(Yun. monos = tek, Yun. gamos = evlenme), Hayatı sırasında sadece bir eÅŸi olan birey monogami gÃ

1. Tek eşlilik. 2. Her üreme sezonunda hayvanın tek eşle çiftleşmesi.

(Yun. monos = tek, gamos = evlenme)) Bir hayvanın hayatı sırasında sadece tek eşi olması durum

(Japonca) Japonların masal, hikâye, roman türlerine verdikleri genel ad.

Yassı solucanların bir sınıfı. Monogenealar balıkların, amfibiaların, sürüngenlerin, memel

(Yun. monos: tek genesis: soy) Hayat devirlerini tek bir konak içinde tamamlayan parazitler.

(Yun. monos: tek genos: oğul) Hepsi ya erkek ya da dişi olan oğul döl meydana getiren.

(Yun. monos: tek genos: oğul) 1. Tek bir genle kontrol edilen. 2. Hepsi aynı eşeyde olan bireyler

(Yun. monos: tek genos: oğul) Tek bir kromozom takımına sahip olan.

(Pipridae), (Lat. pipra = mono kuşu), Omurgalı hayvanlardan kuşlar (Aves) sınıfının ötücü-

Kuşlar (Aves) sınıfının, ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, bağırganlar (Clamator

(Yun. monos: tek gonos: döl) Eşeysiz üreme tomurcuklanma, bölünme ya da spor meydana getirerek

(Yun. monos. = tek, Yun. onogs = döl), Eşeysiz çoğalma tomurcuklanma, bölünme ya da spor meyda

(Yun. monos = yalnız, Lat. hybrida=melez): Bir çift alel geni heterozigot olan organizma sadece bi

Bir karakter bakımından farklı olan ana babanın melez dölü bir alel çifti bakımından hetero

Sadece bir kalıtsal karakter bakımından farklı olan ana baba arasındaki çaprazlama.

(Yun. monos: tek oikos: ev) Erkek ve dişi organların aynı bitki üzerinde, fakat ayrı çiçekler

(Yun. monos: tek oikos: ev di: iki kline: yatak) Farklı yerlerinde erkek ve dişi çiçekleri berab

Yapısında % 29 kalsiyum, % 21. 20 fosfor bulunan fosfor kaynağı, MCP.

(Yun. monos: tek karpos: meyve) Hayatı boyunca bir defa meyve veren.

(Yun. monos: tek kardia: yürek) Bir kulakçık ve bir karıncığı olan.

(Yun. monos: tek chasis: bölüm) Bir yan dalın ana eksenin yerini aldığı çiçeklenme durumu.

(Yun. monos: tek chlamys: kloak) Bir çiçekte kaliks ve korolla farklılaşmasının görülmemesi.

(Yun. monos: tek kline: yatak) 1. Her çiçekte stamenlerin ve pistilin bulunması. 2. Aynı hifa ü

Tek bir hücreden veya bu hücreye özdeş hücreler tarafından üretilen.

(Yun. monos: tek klon: dal) B hücrelerinin tek bir klonundan meydana getirilen antikor. Hepsi tek b

Bir tek B lenfosit klonu tarafından üretilen, saf, oldukça özgün ve sadece bir tek antijeni tan

Bir antijenin tek epitopik bölgesine karşı dış ortamda veya hücre kültürü sistemlerinde faz

Tek bir hücre klonundan, sadece bir çeşit immünoglobulin tipinin, aşırı düzeylerde üretilme

(Yun. monos: tek chorion: deri) Tek yumurta ikizlerinde olduÄŸu gibi bir koryonu olan.

(Yun. monos: tek chroma: renk) 1. Tek renkli. 2. Renk görmeyen sadece parlaklık gören renk körü

Gelişmesinde tek bir konak kullanan parazitlere verilen ad. Bir parazitin tüm hayatı boyunca tek

1. Bir gözle ilgili olan. 2. Bir gözü tutan, bir gözü etkileyen. 3. Bir gözle bakılan.

Kamçıların bakterinin bir yanında toplanması durumu.

Yun. Monologos - monos (tek)-logos - (söz)-tek başına konuşma, 1. Dinleyicilere bir kişinin anl

(Yun. monos: tek meros: parça) Birim yapı özellikle organik molekülleri oluşturan birini yapıl

1. Daha küçük birimlere ayrılamayan bir ünite, yapı taşları, protomer. 2. Polimerleri oluşt