1. Kandaki granülosit sayısının aşırı derecede azalması veya kaybolması 2. Kemik iliğinde

1. Kanda akantositlerin varlığı. 2. Abetalipoproteinemi.

Flüoresan boyalar ve lazer ışını kullanılarak binlerce hücre içerisinde bir tip hücreyi ayÄ

[alfa1-proteaz inhibitörü] Proteazları bağlayarak baskılayan plazma proteini, API. Akut evre ce

1. Amitozla ilgili olan. 2. Amitoz gösteren, amitozla belirgin.

Hücre çekirdeğinde kromozom şekillenmesi ve çekirdek zarının erimesinin olmadığı, DNA repl

(Yun. –a = sız, Yun.mitos = iplik): Kromozom meydana çıkması olmaksızın çekirdeğin ve sitop

(Yun. an: olmayan aster: yıldız) Karakteristik olarak bitkilerde görülen, iğ ipliklerinin oluş

Kanda anormal şekil ve büyüklükteki alyuvarların bulunması.

(Yun. an: sız isos: eşit kytos: hücre) Kırmızı kan hücrelerinin boylarında görülen değiş

Hücre eşitsizliği.

Hücrenin mitoz yoluyla bölünüp çoğalmasına engel olan madde.

(Yun. anti: karşı mitos: iplik) Hücre populasyonlarının mitoz yapma etkinliğini bastıran herh

(Yun. anti: karşı toxikon: zehir) Toksinle birleşerek onu etkisiz hâle getiren herhangi bir madd

1. Antijen özelliği gösteren patojen mikroorganizma toksinlerine karşı vücudu savunmak amacıy

(Yun. anti = karşı, Yun.toxion = zehir): Vücutte meydana gelen ve bir zehiri nötr hale getiren b

Astrositlerden köken alan, merkezî sinir sisteminin birincil tümörü. Kedi ve köpeklerde mening

Çeşitli nedenlerle zedelenen sinir hücrelerinin etrafında astrositlerin sayıca çoğalması

Havadaki kirlilik sınırı önceden belirlenmiş düzeyi aştığında, uyarıda bulunan aygıt.

Afrika’da domuz babesiosizine neden olan tür. Vektörü bilinmemektedir.

1-Tenor ile bas arasındaki ses uzamı. 2-Bu ses uzamında şarkı söyleyen sanatçı.

Bas ile Tenor arasında bir erkek sesi.

Bas'ın çıkamadığı ince tonlara çıkabilen, ama bas'in inebildiği kalın ve tok tonlara ineme

Ä°yicil deri histiyositomu.

Her hücrede bir mitokondrinin bulunduğunu, bunun dallarından geçen kesitlerin durumuna göre ço

Tohum ufantısı, bit öldürücü ve solucan düşürücü olarak da kullanılan ağılı bitki.

Bütillendirilmiş hidroksi toluen.

Gıdalarda, oksidasyondan kaynaklanan renk, tat ve koku değişikliklerini önlemek amacıyla kullan

Kolkisin kullanılarak mitozun durdurulması.

Mavi ÅŸiÅŸe sineÄŸi.

Kolli ve şetlant başta olmak üzere belli köpek ırklarında, deride ve deri altında histiyositl

Deri ve eklentilerinin keratinli tabakalarının patojen dermatofit türü mantarlardan biriyle yüz

Etki süresi uzun, ağızdan verildiğinde (geviş getirenler hariç) sindirim kanalından tamamına

Digitalis purpurea adlı bitkinin yapraklarından çıkarılan bir çeşit glikozit.

Digitalis purpurea bitkisinden elde edilen bir steroit glikozit. Retinadan rodopsinin çıkarılmasÄ

Monogenea, Digenea ve sestodlarda tegument içerisindeki distal sitoplazmik tabaka.

NK hücrelerine benzeyen büyük granüllü hücre tipi.

Domuzların inklüzyon cisimcikli rinitisi.

Galaktozun redüklenmesiyle oluşan şeker alkolü.

Uyarıcı amino asit almaçlarını yüksek çekicilikte uyaran kainik asit ve kiskalat veya kiskali

Serebrovasküler hastalıklara veya beyin veya omurilik yaralanmalarına bağlı serebral veya spina

Damarları genişleten ve daraltan.

Karın zarının dışında olan.

(Yun. exo: dışa doğru kytos: hücre) Ökaryot hücrelerde Salgı vb. moleküllerin hücreden çı

Hücre zarının iç tarafında oluşan bir çukurluk içine giren bir molekül veya taneciğin çev

Pullu sürüngenler (Squamata) takımının, pitongiller (Pythonidae) familyasından 2 m kadar uzunl

(Python spilote): Pullu-sürüngenler (Squamata) takımının pitongiller (Pythonidae) familyasında

Orijinal olarak Sporozoea sınıfının bir üyesi olup günümüzde Microsporea sınıfının bir p

ÇeÅŸitli memelilerin beyin, kalp ve böbrek hücreleri içerisinde bulunan muhtemelen sporların aÄ

(Yun. endon: içinde mitos: iplik) Çekirdek bölünmesi olmaksızın kromozomların çoğalması. E

Karın zarı yangısı.

(Yun. endon: içine kytos: boşluk) Ökaryot hücrelerin plazma zarının içeri çökmesi ile bir k

anat. Hücre zarının dış tarafında oluÅŸan bir çukurluk içine giren bir molekül veya taneciÄ

Zorunlu hücre içi parazit olan mikrosporidiyan Encephalitozoon cuniculi’nin başta tavşanlar olm

Karın duvarıyla bağırsak arasında geçit oluşturma.

Antijenik determinant

anat. Bağımsız ribozomlar ve endoplazma retikulumlarından oluşan sitoplazmanın çalışan, sen

Erkek üreme organlarında ve gebelik dönemindeki dişi üreme organlarında yüksek yoğunlukta bu

Ä°kincil polisitemi.

Vücuda giren her türlü yabancı taneciklerin ve mikroorganizmaların fagositik hücreler tarafın

anat. Bızırı saran boğdoku yaprağı.

Kedilerin bulaşıcı peritonitisi.

Böbrek üstü bezinin medullasındaki veya sempatik paragangliyonlardaki kromaffin hücrelerden kö

Bitki liflerinin mide veya bağırsaklarda oluşturduğu taş benzeri sert kitle.

(Yun. phyton: bitki phagein: yemek) Bitkilerle beslenen canlı.

(Yun. phyton: bitki genesis: soy) Bitki genetiÄŸi.

(Yun. phyton: bitki genesis: soy) Bitkilerin evrimi.

(Yun. phyton: bitki chemeia: dönüşme) Bitki kimyası.

(Yun. phyton: bitki kinein: hareket etmek) Bitki hormonu bir sitokinin. Sitokininler.

(Yun. phyton: bitki chroma: renk) Bitkilerde bulunan ışığa duyarlı pigment.

Phytomastigophorea sınıfında bulunan protozoon.

Belli bitkilerde bulunan ve östrojen etkisi gösteren maddeler. İşkembede uğradıkları kimyasal

(Yun. phyton: bitki pathos: ızdırap logos: bilim) Bitki hastalıklarının incelenmesi.

(Yun. phyton: bitki plangktos: dolaÅŸan) Sularda pasif olarak yer deÄŸiÅŸtiren bitkisel organizmalar

(Yun. phyton: bitki koinos: ortak logos: bilim) Bitki topluluklannın (komünite) incelenmesi.

(Yun. phyton: bitki koinos: ortak) Belirli bir bölgede yaşayan bitki topluluğu.

Bitkilerde bulunan sterin, stigmasterin, sitosterol.

Bitkisel kaynaklı sterol.

Yalnız otlarla yapılan tedavi biçimi.

(Yun. phyton: bitki toxikon: zehir) Bitkilerden elde edilen herhangi bir zehir.

Hayvansal ve bitkisel liflerden oluÅŸan yumak.

Hücre zarında bulunan ve fosfatidik aside bağlı ek grup olarak inozitol taşıyan bir fosfolipit

Hücre zarlarında ek grup olarak inozitol taşıyan bir fosfolipit ökaryotik hücrelerde yüksek e

Pilorisin çıkarılması ve midenin duodenuma dikilmesi.

Kimi Polyopisthocotylean Monogenea’larda ovidukt ve bağırsakları birleştiren kanal.

Ãœriner ÅŸistosomozis.

anat. Klitorisin başı.

Granülosit serisindeki hücrelerin herhangi bir bozuluğu.

Granülositopeniye ait veya granülositopeniyle ilgili olan.

Sindirim kanalında nekroz ve kanamayla birlikte, kemik iliğinin baskılanması sonucu oluşan nöt

Kılcal damarların duvarındaki perisit adı verilen küçük embriyonik hücrelerden köken alan,

Retiküler bağ dokudaki ilkel retikulum hücrelerinden oluşan ve kan hücrelerinin asıl kökenler

Kan hücresel elemanlarının azalması.

Kan hücresel elemanlarının artması.

Yaşam süreleri dolmuş alyuvarların dolaşımdan uzaklaştırılması için alyuvarların fagosit

Karın boşluğunda sıvı veya pıhtılaşmış hâlde kanın toplanması.

(Yun. haima: kan kytos: hücre blastos: tomurcuk) Miyeloyit ana hücresi. Kemik iliğinde bulunan ve

(Yun. haima = kan, Yun.kytos = boÅŸluk, Yun.blastos=tomurcuk): , : Kan yapan dokularda bulunan ve ka

Kan hücreleri ve spermatozoonların sayımında kullanılan, üzerinde özel bölmelerin bulunduğu

Kan hücresi sayımı.