Konuşanın korku, sevinç, acıma, şaşkınlık gibi her türlü duygu ve heyecanını etkili ve kısa bir biçimde anlatmaya, seslenmeye, çağırmaya yarayan ve kısmen bağımlı kelimeler sınıfına giren kelime veya kelimeler: a!, e!, ah!, ay!, ey!, ya!, hah!, o!, vah!, eh!, hay hay!, vay!, of!, uf!, pöh!, aman!, haydi!, bravo!, hişt!, yazık!, hop!, hoppala!, yo!, ayol!, yuh!, yahu!, hu!, be!, sakın!, Allah!, Tanrım!, Yarabbi!, vb. Bana blöf yok dedik, a doktor! (T. Buğra, Yarın Diye Bir şey Yoktur, s. 148).
Ah bu sarhoşluk(. . . ) bu romantizmin büyülteci (T.
Buğra, Yalnızlar, s. 69). Ah bin kulağım olsaydı da bin şaheserin lezzetini birden tatsaydım (Y. K.
Karaosmanoğlu, Erenlerin Bağından, s. 17). Ey şair, çünkü senden sonra çok şeyler oldu (Y. K.
Karaosmanoğlu, göst. e. , s. 3 3).
Biraz düşündükten sonra bağırdı:- Hah! dedi. Bak meselâ, o tabanca vakası. . .
(P. Safa, Biz İnsanlar, s. 53): || Filan köşkü sekiz bin liraya satmışlar. .
. || Vah vah. . .
Haber alaydım, parasını verir, alırdım. . . (R.
N. Güntekin, Kızılcık Dalları, s. 179). Hay hay! yarın sana uğrarım.
Oh canıma değsin! Kardeşim hemen kucağından kapıyorlarmış gibi ona sımsıkı sarılarak: || Aaa!. . Ben İsmailden ayrılmam. .
. İstemem. . .
Seninle gideceğim, diye isyan etti (R. N. Güntekin, göst. e.
, s. 20) Behey Mübarek adam, gece yarıları denizin dibinde ne arıyordun? (R. H. Karay, Memleket Hikâyeleri: Şaka, s.
70). Saniye şarkı söylerken yakalandığı vakit gözleri dolarak: || Of! İçimin acısından ne haltedeceğimi kendim de bilmiyorum, diyordu (R. N. Güntekin, Kızılcık Dalları, s.
12 5). Ben sekiz senedir buradayım! dedi. Haydi eve gidelim, bir kahve içelim (A. H.
Tanpınar, Yaz yağmuru: Teslim, s. 95) vb. || Ünlemler kendi içinde A. içe dönük ünlemler, B.
dışa dönek ünlemler, C. ses yansımalı ünlemler olmak üzere üç ana gruba ayrılır Bunlara bk.
Sayfa Yorumları