Dünya Hayatı ve Ahiret


Hayat Amaçsız Değildir

Akıl ve irade sahibi olan insan, "Nereden geldik, nereye gideceğiz?", "Hiç kimsenin kurtulamadığı ölüm son­rası nedir, insanları ne bekliyor?" şeklinde sorulara cevap aramıştır.


Evrende Dünya’dan dev galaksilere kadar her şey çok düzenli bir şekilde yer almaktadır. Bu da bize hiçbir şeyin amaçsız yaratılmadığını göstermektedir. Kur’an-ı Kerim bu gerçeği bize


"Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık." (Duhan 38) ayetiyle beyan etmektedir.


Kur’an-ı Kerim, "Allah, ölümü ve hayatı, hanginizin daha güzel davranışlarda bulunacağını imtihan etmek için yarattı." (Mülk 2) buyurarak hayatın amacını açıklamaktadır.


Ahirete İmanın Dünya Hayatını Anlamlandırmaya Katkısı

Ahirete inanan kişinin hayatı daha anlamlı hale gelir. Ahiret inancı olmayan veya yaptığı her şeyi kendine kar kaldığını düşünen bir kişiyi hesapsız yaşamaktan alıkoyacak hiçbir güç yoktur.


Mükafat ve ceza gününün varlığına inanan kişi bu dünyada yaptıklarının hesabını Allah’ın huzurunda vereceğini bilir. Adalet duygusuna sahip olan insan da kendisini mutlak adaletin gerçekleşeceği kıyamet gününe tam anlamıyla hazır duruma getirir.


Ahirete inanan kişi zamanını ve kendisine verilen nimetleri boşa harcamaz. Aklını, bilgisini ve gücünü kötüye kullanmaz. Düzenli ve huzurlu olur. İnsanlara saygılı ve merhametli olur.


Ahiret inancı insanı güçlü kılar. Ahiret inancı insanı kanaatkar yapar, elindekilerle yetinmesini, harama yönelmemesini sağlar. Ahiret inancı insanı erdemli kılar.


Ölüm Bir Hayat Gerçeğidir

Ölüm, insan için kaçınılmaz bir sondur. Bu son, dü­şünce olarak insanları korkutmaktadır. İnsanı yok olma korkusu sarabilir. Böyle bir korkudan insanı ahiret inancı kurtarır. Çünkü ahirete inanan insan için ölüm bir terhis, dünyalık görevlerden kurtuluş, geçici hayatın sonu ve sonsuz bir hayatın giriş kapısıdır.


Ahirete Uğurlama

Ölmüş insanlara karşı dini görevlerimiz vardır. Bu görevlerin başında ölünün yıkanması, kefenlenmesi, cenaze namazının kılınması ve cenazenin defnedilmesi gelir. Ölülerin arkasından yapılması gereken diğer husus ise onların affı için dua etmek ve hayır yapmaktır.


a) Cenaze Namazı

Müslüman biri öldüğünde, öncelikle yıkanır ve boy abdesti aldırılır. Sonra kuralına uygun şekilde kefene sarılır ve camiye götürülür. Camide "musalla taşı" adı verilen yere konulur. Namazdan çıkan Müslümanlar, cenaze namazını kılarlar.

Müslüman birinin vefat ettiğini haber alan erkeklere, erkek yoksa kadınlara cenaze namazı farz-ı kifayedir.


Cenaze namazının kılınışı:
Cenaze namazının dört tekbirinden her biri, bir rekat gibidir. Dört tekbirin yalnız birincisinde eller kulaklara kaldırılır. Sonraki üç tekbirde eller kaldırılmaz.

1. Önce niyet edilip ilk tekbir alınıp eller bağlanınca "Sübhaneke" okunur ve okunurken "vecelle senaüke" de denir. Fatiha okunmaz.

2. İkinci tekbirden sonra, (Allahümme salli) ve (Barik) duaları okunur.

3. Üçüncü tekbirden sonra, cenaze duası okunur. Cenaze duası yerine "Rabbena" duası da okunabilir.

4. Dördüncü tekbirden sonra, hemen sağa ve sonra sola selam verilir. İmam yalnız dört tekbiri ve son­daki selamları, yüksek sesle söyler, diğerlerini için­den okur.


b) Kur’an ve Mevlit Okumak

Ölüm döşeğinde olan kişilerin yanında Kur’an okumak dinimizce tavsiye edilmektedir. Vefat gerçekleşince de cenaze yıkanıp kefenlendikten sonra Kur’an okunabilir. Toplumumuzda ölünün ardından Mevlid adıyla tertip edilen toplantılarda Kur’an ve Mevlid okuma kültürel bir gelenek haline gelmiştir.


Kıyamet


Kıyamet, Yüce Allah’ın belirlediği zaman gelince dünyadaki yaşamın son bulmasıdır. Her canlının bir sonu olduğu gibi içinde yaşadığımız dünya hayatının da sonu vardır.

Bu husus Kur’an-ı Kerim’de şöyle ifade edilmiştir: "Yeryüzünde bulunan her canlı yok olacak. Ancak azamet ve ikram sahibi Rabb’inizin zatı baki kalacak. Öyleyken Rabb’inizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz?" (Rahman 26-28)

Başka bir ayette ise " ...İnsan için kıyamet gününde, açılmış olarak önüne konacak bir kitap çıkarırız. Kitabını oku! Bugün sana hesap sorucu olarak kendi nefsin yeter deriz." (İsra 13-14) buyurulmuştur.


Yeni Bir Hayat: Ahiret


Ahiret, kıyametin kopmasından sonra başlayacak, dirilişten sonra sürekli devam edecek olan hayata denir. Kur’an’da, ahiret hayatı; "kavuşma günü", "toplanma günü", "hesap günü", "din günü" ve "hüküm günü" gibi isimlerle ifade edilir.

Ahiret hayatı, kıyametten sonra başlayacak sonsuz, yeni bir yaşamın başlangıcıdır. Allah Kur’an’da, insanların, sınırlı dünya hayatını sonsuz bir hayata tercih ettiklerini belirtmiştir: "Fakat sizler, dünya hayatını tercih ediyorsunuz! Oysa ahiret hayatı, daha hayırlı ve süreklidir." (Alak 16-17)

Admin

Taglar: DünyaHayatıAhiret

Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi Ders Notları - İlginizi çekebilecek başlıklar
Allah İnancı

Allah’ın Varlığı ve Birliğinin Nedenleri. Allah Her Şeyi Yaratan, Yaşatan ve Gözetendir. Allah’ın Zati Sıfatları.

İnsan ve Din

İnsanın evrendeki konumu. İnsanın doğası ve din. Dinin insan hayatındaki yeri ve önemi. İnanmanın çeşitli biçimleri. Tek tanrıcılık, çok tanrıcılık, tanrı tanımazlık

İnsan ve Kaderi

Kaza ve Kader Kavramları. İnsan İradesi ve Kader. Kaderle İlişkilendirilen Bazı Kavramlar; Ecel ve ömür, hayır ve şer, afet, sağlık ve hastalık



Sayfa Yorumları

Yorum Ekle





Mesaj / Bildirim Gönderin