Oğuz: Boylar, kabileler demektir. Oğuz Kağan Destanı’ndaki Oğuz Han’ın Asya Hun hükümdarı Mete Han olduğu kabul edilmektedir.
Kınık: Oğuzların Üçok koluna bağlı 12 boydan biri. Selçuklular bu boya mensuptur.
Türkmen: Oğuzlardan Müslüman olan gruplara verilen genel ad.
Fetret dönemi: Türk tarihinde hükümdarsız geçen dönem.
Oğuz Türkleri ve Oğuz Adının Anlamı:
Türk tarihinin en büyük devletlerinden biri olan Büyük Selçuklular Oğuz Türkleri tarafından kurulmuştur.
Oğuz Kağan Destanı’na göre Oğuz Han ilk üç oğluna Üçok, diğer üç oğluna Bozok unvanlarını vererek Oğuzları iki kola ayırmıştır. Bu iki koldan 24 Oğuz boyu türemiştir.
Selçuklular, Üçok kolundan Kınık boyuna mensuptur. İslamiyet’i kabul ettikten sonra Türkmen olarak adlandırılan Oğuzlara Bizans ve Macar tarihçileri Uz demişlerdir.
NOT: Oğuzlar; Xl. yüzyıldan başlayarak değişik bölgelerde birçok devlet kurmuşlardır. Karakoyunlular, Akkoyunlular, Safeviler, Anadolu’da kurulan beylikler, Türkiye Selçukluları ve Osmanlılar bu devletlere örnek olarak gösterilebilir.
Büyük Selçuklu Devleti’nin Kuruluşu Ve Selçuk Bey Dönemi:
10.y.y.da Oğuzlar Aral gölü etrafında Oğuz Yabgu Devleti’ni kurmuşlardı. Bu devlette, Selçuk bey babası Dukak gibi subaşı yani ordu komutanı idi. Selçuk Bey Oğuz Yabgusu’nu başarısız görerek yerine geçmeye kalkınca Kağanla arası bozuldu. Selçuk Bey kendine bağlı Oğuzları yanına alarak merkeze uzak olan “Cend” şehrine gelerek bağımsızlığını ilan etti. Bu dönemde, aynı bölgede Oğuz Yabgu Devleti’nden başka, Samanoğulları, Karahanlılar ve Gazneliler de vardı.
Karahanlılar – Samanoğulları arasındaki mücadelede Selçuklular Samanoğulları’na destek verdi. Bu desteğe rağmen Karahanlılar, Samanoğulları yendi ve toprakları Karahanlılar ile Gazneliler arasında paylaşıldı.
Selçuk Bey 1007 yılında 100 yaşlarında iken vefat etmiştir.
Arslan Yabgu Dönemi:
Selçuk bey’in ölümünden sonra yerine oğlu Arslan yabgu geçti. Arslan yabgu, Karahanlı hükümdarı olmak isteyen Ali Tigin’e yardım ediyordu. Karahanlı hükümdarı Yusuf Kadir Han’da Gazneli Mahmut’tan bu konuda yardım istemişti. Gazneli Mahmut, Arslan yabgu’yu Hindistan’a yapacağı sefere destek vermesi için çağırdı. Arslan Yabgu gelince de tutuklattı. 1025’te Kalıncar kalesi’ne hapsedilen Arslan yabgu 7 yıl hapiste kaldıktan sonra 1032’de öldü.
Tuğrul ve Çağrı Bey Dönemi:
* Arslan Yabgu’nun hapiste olduğu dönemde ülkeyi Musa yabgu ile yeğenleri Tuğrul ve Çağrı Bey’ler yönetti. Tuğrul ve Çağrı Bey’ler Selçuk bey’in ölen oğlu Mikail’in çocukları idi. Bilgi ve çalışmalarıyla kısa sürede ülkenin yönetimini iki kardeş ele geçirdiler.
* Bu dönemde Selçuklular Karahanlıların ve Gaznelilerin baskısı altındaydılar. Tuğrul Bey ve Çağrı Bey bu baskılar yüzünden Arslan Yabgu idaresinde iken ve daha sonra kendi kuvvetleri ile de Anadolu’ya 1015 - 1021’de akınlar düzenlemişlerdi.
* Selçuklular kendileri için toprak sorununu çözmek amacıyla Gaznelilerden Horasan Bölgesinde Nesa ve Ferave şehirlerini yurtluk olarak istediler. Selçukluların Horasan’da güçlenmesi Gazneli Sultanı Mesut’u endişelendirdi. Selçukluları buradan atmak için harekete geçti. İki taraf arasında 1035’te Nesa’da, 1038’de Serahs’ta ve 1040’da Dandanakan’da yapılan savaşları Selçuklular kazandı ve devlet haline geldiler.
1040 - Dandanakan savaşı : 1035 ve 1038’de ki yenilgilerin öcünü almak isteyen Gazneli Sultan Mesut büyük bir orduyla Selçuklular üzerine yürüdü.Tuğrul ve Çağrı Beyler’in üstün çabası ile Dandanakan savaşını Selçuklular kazandı.
Dandanakan savaşının Türk tarihindeki önemi
1-Büyük Selçuklu Devleti resmen kurulmuştur.
2-Gazneliler yıkılma dönemine girmişlerdir.
3-Horasan kesin olarak Selçukluların eline geçmiştir.
Tuğrul bey dönemi (1040 – 1063)
* Tuğrul Bey, Dandanakan zaferi sonrasında toplanan kurultay’da Selçuklu sultanı ilan edildi. Çağrı bey ise hem Horasan’ın yönetimini hem de ordunun idaresini aldı.
* Merv, başkent yapıldı. Tuğrul Bey, kurultay’da eski Türk geleneklerine uygun olarak ülke topraklarını hanedan üyeleri arasında paylaştırdı. Ayrıca hanedan üyelerini belirli toprakların( Anadolu , Irak ) fethedilmesiyle görevlendirdi.
PASİNLER SAVAŞI (1048): Çagrı Bey komutasındakı bır Selçuklu ordusu, daha devlet kurulmadan önce Anadolu’ya keşif seferleri düzenlemişti. Büyük Selçuklu Devleti kurulduktan sonra Anadolu’ya yapılan akınlar da arttı. Anadolu’ya gönderilen bir Selçuklu ordusu Pasinler Ovası’nda Gürcü kuvvetleriyle desteklenmiş Bizans ordusu ile karşılaştı. Savaş, Selçukluların zaferiyle sonuçlandı (1048). Bu savaşta Gürcü Kralı da esir alınmıştır.
Bu galibiyet sonrasında yapılan antlaşma ile Bizans, İstanbul’daki caminin onarılmasını, bu camide hutbenin Abbasi halifesi ve Tuğrul Bey adına okunmasını kabul etmiştir.
Türklerin İslâm dünyasının koruyucusu ve siyasi lideri olmaları
Büyük Selçuklu Devleti’nin hızla genişlemeye başladığı sırada Abbasi Halifeliği Şii Büveyhoğullarının baskısı altındaydı.
Büveyhoğulları tarafından Bağdat’ta sıkıştırılan Abbasi halifesi Tuğrul bey’den yardım istedi.
Mısır’dan Fatımiler ile Anadolu’dan Bizans’ta halifeyi tehdit etmekteydi. 1055 ve 1058’de Tuğrul Bey Büveyhoğullarını yenerek halifeliği kurtardı. Halifede kızını Tuğrul Bey’le evlendirerek akrabalık kurdu. Ayrıca; halife Tuğrul Bey’i “doğunun ve batının sultanı” ilan etti.
Yorum: Bu olayın sonucunda halife, dünyevi yetkilerini (devlet yönetme) Tuğrul Bey’e devretmiş, halifelik siyasi bir makam olmaktan çıkarak, dini bir makam haline gelmiştir. Artık Abbasi Halifesi siyasi bakımdan Selçuklu Sultanlarına, Selçuklu Sultanları dini bakımdan Halifeye bağlı hale gelmişlerdir. Böylece İslâm Dünyasında siyasi otorite ile Dini otorite birbirinden ayrılmıştır. İslâm dünyasının siyasi gücünü Selçuklular temsil etmeye başlamışlardır.
Alparslan Dönemi 1064 - 1072
* 1061’de Çağrı Bey, 1063’de Tuğrul Bey vefat etti. Tuğrul beyin oğlu olmadığından, Çağrı beyin oğlu Muhammed Alparslan, Selçuklu sultanı oldu.
* Başa geçer geçmez, amcası Tuğrul Bey’in vezirini görevden alarak, yerine Nizamülmülk’ü tayin etti. Sultan Alparslan, tahta geçmek iddiasında bulunan diğer rakiplerini bertaraf ettikten sonra, batıya yönelerek fetihlere başladı.
* Kafkaslardan dolaşıp küçük krallıkları itaati altına aldı. Doğu Anadolu’nun kuzeydoğu ucundaki meşhur Ani Kalesini 1064’te fethederek, 16 ağustos 1064’te Kars’a girdi.
Yorum: Ani Kalesi, Hıristiyan âleminin kutsal yerlerinden biriydi. Bu fetihler İslam dünyasında büyük sevinç kaynağı oldu ve halife Kaim bi-emrillah, Alparslan’a, "fetihler babası", yani çok fetheden anlamına gelen "e bü’l-feth" lakabını verdi.
MALAZGİRT SAVAŞI (26 Ağustos 1071 )
Selçukluların Anadolu’da çok serbestçe hareket etmelerinden ve Kayseri’yi ele geçirmelerinden rahatsız olan Bizans İmparatoru Romen Diyojen, 13 Mart 1071’de İstanbul’dan 200 000’den ziyade frank, norman, slav, gürcü, abhaza, ermeni ve Rumeli’de yaşayan İslâm dinini henüz kabul etmemiş Peçenek ve Uz (Oğuz)Türklerinden de ücretli asker alarak Anadolu’ya geçti. Romen Diyojen’in Doğu Anadolu’ya gelmekte olduğunu haber alan Alparslan, geri çekilerek Malazgirt Ovasında büyük savaş için hazırlık yaptı.
İmparator, yalnız Anadolu’yu elinde bulundurmak ve Türkleri yok etmek değil, bütün İslâm ülkelerini de almaya karar vermişti. Kendisine gönderilen elçileri reddederek barışı kabul etmedi.
yorum: Alp Arslan, savaş öncesinde Bizans’a bir heyet göndererek kan dökülmemesi için barış teklif etmiştir. Alp Arslan’ın bu tutumu, Hz. Muhammed’in, düşmana önce barışın, sonra İslamiyet’in teklif edilmesini istemesi, iki tekliften birinin kabul edilmesi durumunda savaştan vazgeçilmesi gerektiğini belirtmesinden kaynaklanmaktadır.
ANEKTOT
“ELÇİNİN CEVABI”
Barış için teklif götüren Sultan Alparslan’ın heyeti, 25 Ağustos 1071 sabahı, Bizans ordugahında hafife alınıp, hakarete uğradı.
Diyojen, Türk heyet başkanına: “Kışlamak için İsfahan mı, yoksa Hemedan mı daha iyidir? diye sordu. Sulh teklifini şiddetle reddedip; “Sultanınıza söyleyiniz; kendileriyle sulh müzakerelerini Rey’de yapacağım, ordumu İsfahan’da kışlatıp, Hemedan’da sulayacağım.” dedi.
Selçuklu heyetinin başkanı da, Diyojen’e; “Atlarınızın Hemedan’da kışlayacaklarından ben de eminim; fakat sizin nerede kışlayacağınızı bilemiyorum.” diyerek, zekice bir karşılık verdi.
26 Ağustos 1071 cuma günü yapılan savaşı Alparslan kazandı. İmparator esir alındı.
“ALP ARSLAN VE DİYOJEN”
Malazgirt Savaşı’nda esir alınan Bizans imparatoru Romen Diyojen Alparslan’ın huzuruna çıkarıldı. Muzaffer padişah esir imparatorun ellerini çözdürdü ve yanına oturttu. Ona misafiriymiş gibi davrandı.
Alp Arslan, sohbet esnasında imparatora sordu: “Ey Rum Kayzeri! Ben senin eline esir düşmüş olsaydım, bana nasıl muamele ederdin?” Diyojen: “öldürtürdüm!” Cevabını verdi.
Alparslan: “benim size ne yapacağımı düşünüyorsunuz?” Diye sordu. Diyojen “Ya öldürtürsünüz yahut İslam memleketlerinde bir esir gibi dolaştırır, süründürürsünüz. Mümkün görmüyorum; ama belki de, affedersiniz!” dedi. Alparslan, yenilgiye uğramış bir insanı daha da küçük düşürmek istemedi ve “Allah’a, muzaffer olursam sana iyi muamele yapacağımı ahdetmiştim. Allah iyilik düşünenlerin arzularını yapar. Bu sebeple benden göreceğiniz muamele bu üçüncüsünden başkası olmayacaktır.” Diyerek büyüklüğünü ve asaletini gösterdi, Bizans imparatorunu affetti.
Alparslan Doğu Anadolu’nun Türklere ait olduğunu gösteren bir anlaşma yaparak imparatoru serbest bıraktı. Fakat imparator tahta geçemeden rakipleri tarafından öldürüldü.
1. Malazgirt savaşının Türk tarihindeki önemi 1-Anadolu’nun kapıları Türklere açıldı. Türkler yeni bir yurt bulmuş oldu.
2. 1071 tarihi ve Malazgirt Savaşı Anadolu Türk tarihinin (Türkiye Tarihinin) başlangıcı olmuştur.
3. İslâm dünyası üzerindeki Bizans baskısı sona ermiştir.
4. Türklerin ilerlemesini durduramayan Bizans’ın yardım istemesiyle Haçlı Seferleri başladı.
NOT: Malazgirt Meydan Savaşı’ndan sonra Anadolu’nun bütünüyle bir Türk toprağına dönüştürülme fırsatı doğmuştu. Bu yüzden sultan Alp Arslan, diyerek komutan ve beyleri Anadolu’ya akınlar düzenlemeleri için teşvik etmiştir. Alp Arslan bu tutumuyla Anadolu’da Türk beyliklerinin oluşumuna zemin hazırlayarak Türk tarihinde yeni bir dönem başlatmıştır.
Sultan Alparslan, çıktığı Maveraünnehir seferinde, esir alınan bir kale kumandanı tarafından şehit edildi 1072. Türk tarihinin büyük sultanlarından olan Alparslan, enerjisi, disiplini, yiğitliği ve adaletiyle tanınmıştı.
Melikşah dönemi - 1072 – 1092
* Maveraünnehir seferinde şehit olan sultan Alparslan’ın yerine, devletin ileri gelenleri tarafından on sekiz yaşında sultan ilân edildi
* Genç yaşta sultan olan Melikşah, iç karışıklıkları ve taht kavgalarını önledikten sonra fetih hareketlerine ağırlık verdi. Melikşah’ın görevlendirdiği hanedan üyeleri ve komutanlar İzmit’e kadar bütün Anadolu’yu fethettiler.
* Selçuklu meliki Süleyman Şah, İznik’i alarak Büyük Selçuklu Devleti’ne Bağlı olmak şartıyla Anadolu Selçuklu Devleti’ni kurdu (1077).
* Melikşah döneminde Büyük Selçuklu Devleti’nin sınırları, Orta Asya’dan İstanbul Boğazına; Umman Denizi’nden Aral Gölü’nün kuzeyine kadar genişlemiştir.
* Melikşah dönemi Selçukluların en parlak dönemi olarak kabul edilmektedir.
2019-12-17 Admin Admin
Taglar: BüyükSelçukluDevleti10401157
9. Sınıf Tarih Notları - İlginizi çekebilecek başlıklar |
---|
Anadolu Selçuklu Devleti (1075 - 1308)
Süleyman Şah (1075-1086): Sultan Alparslan’ın Malazgirt Savaşı sonrasında verdiği emir gereğince,Anadolu’nun fethine katılan Süleyman Şah ve kardeşi Mansur Bey, Bizans’tan Konya ve çevresini, Afyon’u ve Kütahya’yı aldılar. |
Batınilik Faaliyetleri
Batınilik; Kur’an ayetlerini kendilerine göre yorumlayan ve ayetlerin gizli (batıni) manaları olduğunu iddia eden bir harekettir. Liderleri olan Hasan Sabbah’ın amacı; Selçukluları içten çökertmek ve Sünni Selçuklular arasında Bâtınil |
Büyük Selçuklu Devletinde Kültür ve Medeniyet
Türk devlet geleneğinin esasını oluşturan Selçuklu devlet teşkilatı Karahanlılar, Samanoğulları, Gazneliler ve Abbasilerin teşkilatından yararlanılarak oluşturulmuştur. Selçuklular Türk devlet geleneğinin temel özelliklerini bozmadan, |
Abbasiler (750 - 1258)
Ebu Müslim’in, Emevi Devletini yıkarak Küfe’de Ebul Abbas’ı halife ilan etmesiyle Abbasi Devleti kuruldu. Abbasi halifesi Ebu’l Abbas Abdullah, Hz. Muhammed’in amcası Abbas’ın soyunciandır. |
Anadolu Uygarlığı
Anadolu; verimli arazilere sahip olması , önemli ticaret yolları üzerinde bulunması, iklim şartlarının elverili olması , etrafının denizlerle çevrili olması gibi sebeplerle birçok devlete ev sahipliği yapmıştır. Anadolu uygarlığını o |
Avrupa Hun Devleti
BALAMİR önderliğinde Avrupa ya gelen Kuzey Hunları Tuna nehrini aşarak bugünkü Macaristan bölgesine gelmişler ve burada AVRUPA HUN DEVLETİNİ kurmuşlardır |
Sayfa Yorumları