-
Sarıgöl » Dindarlı Ahmet Yoldaş İlkokulu
Dindarlı Mah. Aşağı Sk. No: 58 İç Kapı No: A Sarıgöl / Manisa
-
Sarıgöl » Dindarlı Ahmet Yoldaş Ortaokulu
Dindarlı Mah. Aşağı Sk. No: 58 İç Kapı No: A Sarıgöl / Manisa
-
Mamak » Özel Can Yoldaşım Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi
Türközü Mah. Ziya Oralay Cad. No: 138 İç Kapı No: 12 Mamak / Ankara
-
Kadışehri » Şehit Yasin Yoldaş İlkokulu
Gümüşdiğin Mah. Kumluk Sk. No: 10 Kadışehri / Yozgat
-
Kadışehri » Şehit Yasin Yoldaş Ortaokulu
Gümüşdiğin Mah. Kumluk Sk. No: 10 Kadışehri / Yozgat
-
KUCUKPARK » YOLDAS TOYLAK
166 SOK. NO.4/1
-
(birini) Yarı Yolda Bırakmak
Yapılan yardımı sonuna kadar sürdürmemek.
-
(birinin) Geçtiği Yoldan Geçmek
Daha önce aynı olayları yaşamış olmak, deneyimli olmak. Örn: Onun geçtiği yollardan geçti
-
Abdalın Karnı Doyunca Gözü Pabucundadır (yolda Olur)
Çıkarına düşkün kimselerin arkadaşlığı işi bitinceye kadardır.
-
Acele İle Yürüyen Yolda Kalır
İş yaparken acele eden şaşırır, işini bitiremez.
-
At Yiğidin Yoldaşıdır
Bir insanın atı daima onun yanındadır ve zor anlarında ona yardım eder.
-
Can Canın Yoldaşıdır
İnsan tek başına yaşayamaz, konuşup görüşmek için arkadaş arar.
-
Danışan Dağı Aşmış, Danışmayan Düz Yolda Şaşmış
Bilmediği şeyi bir bilene soran, en zor işlerin bile üstesinden gelir sormayan ise güçlükler
-
Doğru Bildiği Yoldan Ayrılmamak (şaşmamak)
Her ne olursa olsun inandığı ilkelere bağlı kalmak. Örn: Bunları asla yapmayacağımı biliy
-
Eşeği Yoldan Çıkaran Sıpanın Oynaması
Çocuklarının düzensiz davranışı, anne babayı rahatsız eder.
-
Eşek (eşkin) Eve Gelmiş, Yorga Yolda Kalmış
Düzenli ve sürekli çalışan güçsüz kimse, düzensiz ve süreksiz çalışan güçlü kimseden
-
Gözü Yolda (yollarda) Kalmak (olmak)
Birinin gelmesini merak, istek veya özlemle beklemek.
-
Hâl Hâlin Yoldaşıdır
Aynı durumdaki kimseler, birbirlerinin hâlini daha iyi anlarlar.
-
Ses Yoldamı
Yansımada, benzekli uyumda, ses yinelemesinde ve uyakta olduğu gibi seslerden bir etki çıkarma y
-
Yolda Kalmak
Kaza, doğal afet vb. sebeplerden olayı yolda ilerleyememek, gideceği yere varamamak.
-
Yoldan Çevirmek
Gideni durdurmak, gitmesine engel olmak.
-
Yoldan Çıkmak
1) belli bir yol izleyen taşıtlar herhangi bir sebeple yolundan ayrılmak, gitmez olmak 2) mec. do
-
Yoldan Giden Yorulmaz
Bir işi yoluyla, yöntemiyle yapan kolay yapar.
-
Yoldan Kal, Yoldaştan Kalma
Yolculukta arkadaş çok önemli olduğundan insan, iyi bir arkadaşla yolculuk yapmak için gerekir
-
Yoldaş
Bir çiftyıldızın kütle bakımından küçük olan bileşeni.
Emir cümlelerinin bildirilmesi konusu, verilen bir emrin iletilmesidir. Bu kullanımda dolaylı yoldan anlatılan emir, isimin hallerini almış zamir (me, you, her, us) ve fiilin mastar haliyle birlikte kullanılır.
İngilizce Yolda - On Route; O (erkek) gemi ile gidiyor - He goes by ship. O (erkek) botla gidiyor - He goes by boat. O (erkek) yüzüyor - He swims.
Hoca’nın iki yüz akçe parası kaybolmuş. Bulunması için dua etmeye başlamış. O sırada Akşehir’in zenginlerinden birinin bindiği gemi yolda fırtınaya tutulmuş.
Patara antik kenti Fethiye - Kalkan arasındaki bereketli Xanthos vadisinin güneybatı ucunda yer alır. Ana yoldan Gelemiş yoluna sapıldığında 5 km.lik yol bizi Patara harabelerine götürür.
Nasreddin Hoca bir Kadı ile Bir tüccara yoldaş olmuş. Ortada Hoca, sağında Kadı efendi, solunda Tüccar efendi, hem konuşuyorlar hem de yürüyorlarmış.