-
(bir Şeyin) Kaymağını Almak (yemek)
Bir şeyin en büyük payını, kârını ele geçirmek.
-
(birine) Bok Yemek Düşmek
Kaba birinin bir işe karışmaması, burnunu sokmaması gerekir.
-
(birini) Çiğ Çiğ Yemek
Parçalayıp öldürecek derecede kızdığı birini tehdit etmek.
-
(birinin) Başını Yemek
Güç duruma düşmesine yol açmak. Örn: Birbirlerinden şüphelensinler, birbirlerinin başını
-
(birinin) Başının Etini Yemek
Karşısındakini bezdirinceye, bıktırıncaya kadar sürekli konuşmak veya söylemek. Örn: Köy
-
(birinin) Parasını Yemek
Çalışmadan bedavadan geçinmek, birinin sırtından geçinmek.
-
Aklını Peynir Ekmekle Yemek
Alay akılsızca ve düşüncesizce davranışta bulunmak.
-
Altıdan Yemek
Hastanelerde perhizi olmayan hastalara verilen tam yemek.
-
Ayvayı Yemek
Argo kötü duruma düşmek, işi bozulmak. Örn: Ortak bir kaderimiz var biz kadınların, sonunda
-
Baş Yemek
1) birinin ölümüne veya yok olmasına sebep olmak 2) birinin güç duruma düşmesine yol açmak.
-
Birbirini Yemek
İki veya daha çok kimse birbiriyle uğraşmak, birbirine kötülük etmek. Örn: Birbirimizi yiye
-
Bok Yemek
Kaba yakışıksız bir iş yapmak. Örn: Merak etme kızım, bok yiyor o herif, dedi. -A. Kutlu.
-
Damga Yemek
Biri kötü bir yargıya veya nitelenmeye uğramak. Örn: Şiirlerini bir araya toplayan bir kitap
-
Darbe (darbeyi) Yemek
1) gücü sarsılmak. Örn: Seniha'nın kaçışı üzerine en müthiş darbeyi yiyen kalp, Celis'i
-
Dayak Yemek
Dövülmek, sopa ile dövülmek. Örn: Ertesi gün dayak yemiş gibi yorgun uyandım. -H. E. Adıva
-
Dil Otu Yemek
Çok konuşmak. Örn: Mütemadiyen gülüp söylüyordum. Hacı Kalfanın ellerini dizlerine vurara
-
Doğuştan Yemek Borusu Divertikülümü
Yemek borusunun, doğuştan yerel ve kese tarzında genişlemesi. Yutma güçlüğü, kusma, mide ge
-
Domuz Gibi Tıkınmak (yemek)
Oburcasına çok yemek. Örn: Şişmanlıyorum, neden yine bir domuz gibi tıkındım? -A. İlhan.
-
Ekmeğini Yemek
1) birisinin işinde çalışarak kendi geçimini sağlamak. Örn: Bedavadan ekmeğini yediği gaze
-
Emek Olmadan Yemek Olmaz
Yaşayabilmek, harcayabilmek için çalışıp kazanmak gerekir.
-
Gâvura Kızıp Oruç Yemek (bozmak)
Başkasına kızıp kendine zararlı olan bir iş yapmak.
-
Gol Yemek
Topun kendi kalesine girmesine engel olamamak.
-
Gözle Yemek
1) bir şeye çok istekle ve dik dik bakmak 2) göz değdirmek. Örn: Çocuğu gözle yediler.
-
Gün Yemek
Hapis cezası almak. Örn: Arkadaşım altı ay gün yedi. -A. Gündüz.
-
Hak (hakkını) Yemek
Başkalarının hakkını vermemek. Örn: Hem benden haber bekleyen okuyucularımın hakkını yiyo
-
Halt Yemek
Tkz. halt etmek. Örn: On beş yaşında bu haltları yerse yirmi yaşına geldiği zaman ne yapaca
-
Haram Yemek
Toplumun gelenek ve göreneklerine veya dinî kurallarına aykırı olarak bir şeyi kendi yararına
-
Hatır İçin Çiğ Tavuk Yemek
Bir kişiyi gücendirmemek için yapılması güç olan şeyleri bile yapmak.
-
Hazır Yemek
Ev yemeğine alternatif teşkil eden, çabuk hazırlanan ve servisi yapılan, uygun fiyatta yiyecek,
-
Hazırdan Yemek
Çalışıp kazanmaksızın elindekini harcamak. Örn: Hep hazırdan yiyor, içiyor, her gün Fatma
-
Herze Yemek
Tkz. 1) yersiz söz söylemek 2) gereksiz davranışta bulunmak.
-
Hüküm Yemek
Mahkûm olmak. Örn: Üsküp'ün ceza mahkemesinde on beş sene hüküm yedi. -Y. K. Beyatlı.
-
İçi İçini Yemek
1) istediğini yapamama yüzünden üzülmek. Örn: Bir an önce varalım diye içim içimi yiyor.
-
İçini Yemek
Çok üzülmek. Örn: Ahmet Kerim, o gün bu kaygı ile içini yedi durdu. -Y. K. Karaosmanoğlu.
-
İğne Yemek
İğne olmak. Örn: Sonunda doktorların ısrarıyla bir sürü kuduz iğnesi yedi. -R. Erduran.
-
Kaç Baharın Yoğurdunu Yemek
Çok yaşamak, ömrü uzun olmak. Örn: Hacı Kalfa kaç baharın yoğurdunu yemiştir, bilirsin se
-
Kafasının Etini Yemek
Başının etini yemek. Örn: O, keşki sıhhatli olsaydı da her gün kafamın etini yiyeydi. -R.
-
Kafayı Yemek
Argo aşırı yorgunluktan bunalıma düşmek.
-
Kazık Yemek
Aldatılmak, kazıklanmak. Örn: O levhayı görünce istediği parayı verip afiyetle kazığı yi
-
Kendi Kendini Yemek
Açığa vurmadan içten içe üzülmek. Örn: İçinde çarpışan bu iki zıt kuvvetten hangisine
-
Kendini Yemek
Açığa vurmadan gizli gizli üzülmek. Örn: Bu borcun altından nasıl kalkacağım diye kendini
-
Keseden Yemek
Herhangi bir üretim yapmadan, kâr elde etmeden, hazırda bulunan veya el altında olan varlığı
-
Küfür Yemek
Kendisine küfredilmek. Örn: Kapının eşiğinde, şiş yarasının kabuklarını ayıklayan bir
-
Kül Yemek (yutmak)
Argo kurnazca yapılan bir oyuna düşmek, aldatılmak.
-
Kurşun Yemek
Vurulmak. Örn: Kurşunu yer yemez, kayalardan aşağı yuvarlanmış leşi, ta derenin kucağına!
-
Lafını Yemek
Verdiği sözden, söylediği sözden vazgeçmek. Örn: Lafımı yemem avrat, dedi, kafam kızdı m
-
Meydan Dayağı Yemek
Kalabalık içinde iyice dayak yemek. Örn: Vallahi meydan dayağı yesem bu kadar perişan olmazd�
-
Miras Yemek
1) kendine miras kalmak. Örn: Erkek çocuk ne kadar miras yerse kız çocuk da o kadar miras yer.
-
Nane Yemek
Yakışıksız bir davranışta bulunmak, uygunsuz bir iş yapmak.
-
Osmanlı Tokadı Yemek
1) sert ve etkili bir biçimde tokat atılmak 2) mec. sert ve etkili bir biçimde uyarılmak 3) mec.
-
Papara (paparasını) Yemek
Azar işitmek. Örn: Mebrure ... Nesrin'in paparasını yedikten sonra başını yere eğerek kuyru
-
Para Yemek
1) gereksiz olarak çok para harcamak 2) çok para harcatmak 3) görevli bulunduğu yerin imkânlar�
-
Rüşvet Yemek
Bir işi yapmak için birinden rüşvet almak.
-
Saparta (sapartayı) Yemek
Azarlanmak, terslenmek. Örn: Mebustan saparta yiyen bu adam kimdir? -R. E. Ünaydın.
-
Su Küçüğün, Söz (sofra, Yemek) Büyüğün
1) temel bir ihtiyaç olan su önce küçüğe verilir, konuşmaya ise ilk önce büyükler başlar
-
Tavuk Ayağı Yemek
Gevezelik etmek, dedikodu yapmak. Örn: A, o nasıl lakırtı, dedi. Bunlar da tavuk ayağı yemiş
-
Tekme Yemek
1) birinin ayağından darbe almak 2) ihanete uğramak. Örn: Bu sefer de heriften bir tekme yersen
-
Temiz Bir Dayak Yemek
Adamakıllı dayak yemek. Örn: Yaramazlığı bir yana, çocukları da azdırdığı için temiz b
-
Tıka Basa Yemek
Mideye sıkıntı verecek kadar çok yemek.
-
Tok İken Yemek Yiyen, Mezarını Dişiyle Kazar
Tok karnına yemek yemek, sağlık için çok zararlıdır.
-
Tokat (tokadı) Yemek
1) kendine tokat vurulmak. Örn: Senin minimini elinden yediğim tokadın acısını yüzümde kıy
-
Vurgun yemek nasıl olur?
İnsanlar yüzyıllardır su altına sadece zevk veya merak için değil, inci, mercan, sünger gibi
-
Yağmur Yemek
Yağmurda iyice ıslanmak, sırılsıklam olmak. Örn: Ben önde, Nezir arkada, çamurlu yoldan, ya
-
Yemek Borusu
Yutak ile mide arasında kalan, içi çok tabakalı yassı epitelle astarlanmış, bağ dokusu, çiz
-
Yemek Borusu
anat. Yutakla mide arasındaki kassıl ve zarsıl boru biçimindeki organ, özofagus.
-
Yemek Borusu
(karşılık.özofagus), (Yun.oisophagos =yutak),sindirim kanalının yutak ile mide arasında uzana
-
Yemek Borusu (Ozafagus) Tıkanması Hastalığı
Yemek borusu (gırtlaktan mideye uzanan boru) tıkanması ile dünyaya gelen bir bebek tam olarak ge
-
Yemek Borusu Bölütsel Aplazisi
Yemek borusunun üst bölümünün yerel ve doğuştan şekillenmemiş olması. Kör bir kese tarzı
-
Yemek Borusu Çöküntüsü
anat. Karaciğerin margo dorsalisi üzerinde yemek borusunun oluşturduğu iz, impresyo özofagea.
-
Yemek Borusu Daralması
Nervus vagusun uyarımlarına veya fonksiyon azalmasına bağlı olarak yemek borusu boşluğunun
-
Yemek Borusu Divertikülümü
Yemek borusu mukozasının, doğuştan veya kazanılmış nedenlerle, yerel kese tarzında genişlem
-
Yemek Borusu Duplikasyonu
Gerçek yemek borusu yanında ve onunla ilişkili kistik tüp şeklinde yapının oluşması. İçer
-
Yemek Borusu Ektazisi
Yemek borusu kaslarında tonus kaybı, yumuşama ve gevşemeye bağlı olarak yemek borusunun tümü
-
Yemek Borusu Felci
Yemek borusu istemli hareketlerinin kaybolması.
-
Yemek Borusu Fistülü
Yemek borusunun trake, bronşlar, akciğer parenkimi veya az olarak da deriyle olan anormal bağlant
-
Yemek Borusu Genişlemesi
Yemek borusu lümeninin daralmasını takiben, daralan bölgenin ön bölümünde meydana gelen geni
-
Yemek Borusu Osteosarkomu
Spirocerca lupiye bağlı olarak kimi köpeklerde yemek borusundaki granülomların duvarından ge
-
Yemek Borusu Spazmı
Yemek borusu kaslarının anatomik bir bozukluk olmaksızın geçici kontraksiyonu, özofagus spazm�
-
Yemek Borusu Tıkanması
Yemek borusunun yabancı cisim, tümör ve çevredeki organların sıkıştırmasıyla tıkanması,
-
Yemek Borusu Yangısı
Yemek borusu mukozasının kimyasal, sıcak, iyonize radyasyon, elektrokimyasal reaksiyonlar ve çe�
-
Yemek Borusu Yoluyla Steteskop Uygulaması
Anestezi sırasında kalp hareketlerini dinlemek için yemek borusuna steteskop yerleştirilmesi.
-
Yemek Pişirme
Türk cambazının becerilerinden biri : İp ya da tel üzerinde koyun kesme, yüzme ve bir mangalda
-
Zılgıt Yemek
Azar işitmek. Örn: Dün akşam benden yediği zılgıttan adamakıllı afallamış görünüyordu
-
Zurnacının Karşısında Limon Yemek Gibi
Birinin zihni çelinip işini göremeyecek duruma getirildiği anlatılırken söylenen bir söz.
Genel açıklamalara göre, pişirildikçe yiyecekler yumuşamakta, yemek ve hazım kolaylaşmaktadır. Bu şekilde onları küçük parçalara ayırarak yiyebildiğimiz için, zaman ve enerji kaybı en aza indirilmiş olur. Ayrıca pişirilen yiyeceklerd
Aslında çiğnemede pek fonksiyonu da olmayan bu dişler bize henüz yiyeceği pişirerek yemeyi keşfedemeyen atalarımızın mirasıdır. Onların çiğ yiyecekleri yemek için daha kuvvetli bir çeneye ve dişlere ihtiyaçları vardı.
İngilizce Bir Şey Arzu Etmek - To Like Something; Bir şey içmek istiyorum - I want to drink something. Birşey yemek istiyorum - I want to eat something. Biraz dinlenmek istiyorum - I want to relax a little.
Süratli yemek yenildiğinde, yutkunma neticesinde yemek ile birlikte bir miktar da hava alınır. Hıçkırık, yiyeceğin yüzeyine yapışarak sindirim sistemine giren bu havayı atmak için sistemin gösterdiği bir tepkidir.
Özel bir eğitim kurumu, ilk okul gününde öğrencileri için sıra dışı bir sürpriz yaptı. Öğrencilerinin okuldaki ilk gün stresini atmaları amacıyla, opera sanatçıları aşçı ve görevli kılığına girdi.
Oksijen dokularda kullanıldığından sorun yaratmaz, ama özellikle azot gazı damarlarda süratle genleşerek, damar tıkanıklığı, akciğer yırtılması ve hatta felç gibi önemli vücut hasarlarına yol açar. Bu şekilde vurgun yiyenler, süra
İlk yudumla birlikte, alkol ağız ve yemek borusu ile temas ettikten sonra, ciddi miktarda kana karıştığı ilk durak olan mideye gelir. Ancak alkolün kana karışması en çok ince bağırsaklarda olur.
Lesson 22 - Dining out / Ders 22 - Dışarıda yemek yemek
Sultan I. Murad’ın annesi Nilüfer Hatun’un anısına 1388 yılında inşa ettirilmiştir. İmaret olarak kullanılan yapı, yoksullar için her gün yemek dağıtılan bir hayır kurumuydu.
Bir kıtlık zamanında Hoca’yı çarşıda ekmek yiyerek giderken görenler : "Hoca efendi, herkesin gözü önünde böyle ekmek yemek ayıp değil midir?" demişler.
Nasreddin Hoca erkenden yola koyulmuş. Akşam hava kararmadan gideceği köye varmak için acele ediyormuş. Öğle vaktine yaklaşırken, bir pınarın başında durup, hem namazını kılmak hem de kuru peksimetten ibaret olan azığını yemek istemi