Tkz. birine gereken ceza veya cevabı vermek, hakkından gelmek. Örn: Hiç canını sıkma, dedi,

(…) içindeki olağan ölçeve göre açık yuvar.

(…)X ölçevli uzayında bir x(...)X ögesi ile bir r>0 sayısı için {y (...)X: d(y,x)

Taşyuvarın içinde bulunan yerin iç kesimi.

(Yun. leukos: ak kytos: hücre) Sitoplâzmasında bulunan taneciklerin kimyasal davranışlarına ve

Organizmayı savunmakla görevli olan, damar içinde etkin olarak yer değiştirme ve damar dışın

(karşılık: lökosit, Yun. leukos = ak, kytos = boşluk) Renksiz kan gözesi sitoplâzmasında bul

Akyuvar tiplerinin yüzde oranlarının tespit edilmesi yani kanda bulunan yüz akyuvardan kaçını

Nötrofillerin sitoplâzmasında çevresel olarak bulunan, yuvarlak-oval, mavi renkte, RNA içeren c

Yangıda, akyuvarların kimyasal uyaranlara karşı harekete geçerek ve yangı bölgesinde toplanma

Toplam akyuvar sayımında, kanın sulandırılması ve karıştırılması amacıyla kullanılan ca

Havayuvarının, yerden yaklaşık 12 km. yüksekliğe ulaşan, yere yakın kesiminde tüm iklim ola

(Yun. erythros:kırmızı kytos: hücre) Omurgalı hayvanların kanında bulunan, memelilerde yuvarl

Omurgalı hayvanlarda kanın biçimli elemanlarının çoÄŸunluÄŸunu oluÅŸturan, yandan bakıldığÄ

(karşılık: eritrosit), (Yun. erythros = kırmızı,Yun.kytos = boşluk) Omurgalı hayvanların ka

Alyuvarların üretilememesi veya bunun sonucunda oluşan noksanlık, saf alyuvar aplazisi.

Toplam kan artışı veya plazma kısmının azalışı, eritrositoz, poliglobuli, polisitemi.

Pıhtılaşması önlenmiş bir kanda, alyuvarların belirli bir zaman biriminde yer çekimi etkisiy

Alyuvarların hipotonik sodyum klorür çözeltilerine karşı hemoliz olmaması için gösterdiği

Alyuvar ozmotik direnci.

Akyuvar sayımında, kanın sulandırılması ve karıştırılması amacıyla kullanılan cam pipet

Alyuvar sayımında, kanın sulandırılması amacıyla kullanılan Hayem eriyiği, Gower eriyiği,

Alyuvarların eritropoetinlerin etkisi altında kemik iliğindeki hemositoblastus adı verilen köke

Üçten büyük boyutlu Öklit uzayında yuvar.

Taşyuvarın altında olduğu düşünülen, ergimiş silis tuzlarıyle gazlardan bileşik ve yükse

Ön-beyni meydana getiren iki yuvardan herbiri.

Ağaç işleme makinelerinde, bıçak taşıyıcı mil ya da flanşlar üzerinde, bıçağın girmes

(X, d) ölçevli uzayında alman bir a öğesi için (…)kümesi.

Sinema 16 mm'lik alıcılarda vidalı, ölçün mercek yuvası.

Üreteçlerine dik düzlemlerle kesitleri birer çember olan yuvak.

TV. Almaçta çok yüksek yinelenimlerdeki yayınları izlemek için buna özgü dalgalık ucunun so

TV. Almaçlarda, iniş kablosu ucunun sokulduğu delik.

Yer havayuvarında rüzgârların, yağışların oluştuğu, 10 km. yüksekliğe varan en alt katma

Yeni Zelanda ve Fransa'nın batı kıyıları yakınında yer alan iki noktanın kuzey ve güney eks

Üreteçleri tabanlarına dik olan çembersel yuvak.

Üreteçleri tabanlarına dik olan yuvak.

Taşyuvar, suyuvar ve havanın içine giren canlı organizmalardan oluşmuş yuvar.

anat. Diş köklerinin içine gömüldüğü çukurcuklar, alveoli dentales.

Bir özdeciği içine alacak biçimde çizilen başka herhangi bir özdeciği dışta bırakan yuvar

Yeryuvarlağı üzerindeki biçimleri tümüyle bir düzlem üzerinde göstermek amacıyla, çeşitl

Sinema/TV. Bazı aygıtlarda ek sesyayar kablo ucunun takıldığı yuva.

Fırçayı toplaç üzerinde tutan yuva.

Garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder.

Yer'i ya da herhangi bir gökcismini saran gaz katmanı. Yer'in gazyuvarına "havayuvarı" da denir.

Başucunda yassılaşmış gibi gözüken gökyüzü.

Sonsuz gök boÅŸluÄŸunu tüm gökcisimleriyle içine alan ve özeÄŸinde yeryuvarının bulunduÄŸu dÃ

Kafatasında kemikten bir çukur içine yerleşmiş bulunan yuvarlakça göz yapısı.

Kafatasında kemikten bir çukur içine yerleşmiş bulunan ve gözün yuvarlakça olan parçası.

Korku, öfke ve telaşı gözlerinden belli olmak. Örn: Cüce rolünde halkı gülmekten katıltan

Eski İngiliz tiyatrolarında ancak bir insan başı büyüklüğünde görüş deliği olan tiyatro

Eski İngiliz tiyatrolarında ancak bir insan başı büyüklüğünde görüş deliği olan tiyatro

Yeryuvarını kuşatan çeşitli gaz ve katmanlardan oluşan örtü.

Havayuvarının yeryüzüne yaptığı, milibar birimi ile ölçülen ağırlığı.

Havanın ışığı dağıtması olayı.

Hava yığınlarının yüksek ve alçak basınç alanları üzerinde ve bu alanlar arasında bağla

Havayuvarında oluÅŸan, rüzgâr, yağış, sıcaklık ve sıcaklık ayrımı gibi yeryüzünün biÃ

Havayuvarının elektro-maÄŸnetik dalgalara yaptığı bozucu etki yüzünden alıcılarda duyulan Ä

Sıcaklık, yoğunluk gibi özellikleri bakımından birbirlerinden farklı olan, çeşitli yüksekl

Havada bulunan ya da havada türeyen gaz, sıvı, katı durumda bulunan su.

Güneş'te, dışarıya ışık veren katman.

Işıkyuvarında görülen bulgur gibi taneciklerin kaynayıp oynaması.

Sıcaklığın gittikçe yükseldiği, 100 km. ile 300'km yükseklikleri arasındaki havayuvarı kat

Yer gazyuvarındaki atom ve moleküllerin Güneş ışınlarıyle iyonlaştığı 80 km. ile 400 km.

TV. Yer gazyuvarının 80-400 km yükseltideki yukarı katmanı. (Güneşten gelen morötesi ışın

İyonyuvarından yansıyarak gelen elektromagnetik dalgaların bozukluğa uğraması, bunun sonucu r

(…)Öklit uzayında (...) öklit ölçevine göre kapalı yuvar.

Yeni Zelanda ve Fransa'nın batı kıyıları yakınında yer alan iki noktanın, kuzey ve güney ek

Bir yuvakla içinin oluşturduğu katı oyut.

Sert çelikten yapılmış yuvar.

Fıçılama yöntemiyle, sıvı bir ortam içinde ve çelik katıyuvarlar kullanarak yapılan parlak

Katıyuvarlı fıçılama işleminde, sıvı ortama eklenen sabunlu bileşik.

Sert katıyuvarlar üzerinde dönme temeline dayanan çelikten yapılmış yatak.

Katıyuvarlı yatak yapımına uygun özel çelik.

Yer gazyuvarının 10 km. ile 60 km. yükseklikleri arasında kalan katmanı.

Garip ve kimsesiz kişiye Tanrı yardım eder.

Sinema/TV. Bazı sesli aygıtlarda (ses aygıtı, almaç, vb.), sesi dışarıya vermeden ya da sapt

Talihsiz kişi, her an kendisine saldıracak güçlü kimselerle yan yana bulunur.

Yerdeki güreşçinin göbeği ile ayağını tutup sırt üstü çevirme.

Çekirdeği loplu ve dolayısıyla çok çekirdekli gibi görünüşlü olan akyuvarlar, bak bazofil

Pencerelerde camı macunla tutturmaya yarayan lamba.

Sinema Mercekleri değiştirilebilir alıcılarda, bu mercekleri alıcı penceresinin önüne tuttur

TV. Ortak dalgalığın her dairedeki ucunun bağlı olduğu yuva.

Belirli sayıda ölçülen alyuvar çaplarının toplamı, ölçülen alyuvar sayısına bölünmesi

Bir alyuvarın ortalama hacmini mikron küp olarak gösteren bir indekstir, OAH, MCV. OAH = Hematokr

Her bir alyuvara düşen ortalama yüzde hemoglobin miktarını belirtir, OAHbD, MCHC. OAHbD = Hemog

Her bir alyuvara düşen ortalama hemogolobin miktarının pikogram (pg) belirten bir indeks, OAHb,

Ortalama alyuvar hacmi ve çapı kullanılarak bulunan değer, OAK, MCT.

Yer havayuvarında katyuvarının üzerinde, sıcaklığın azaldığı, yaklaşık 60 km. ile 80 km

Öğrencileri, yaş ve yeteneklerine uygun çalışmalarla, spor yurtlarına yetiştirmek amacıyla

Yer havayuvarında 30 km. lik yüksekliÄŸin üstünde, sıcaklığın arttığı ve ozon (O3) molekÃ

TV. Almaçta pek yüksek yinelenim kuşaklarındaki yayınları izlemek için, buna özgü dalgalık

Güneş'in ışıkyuvarını saran, yaklaşık 10000 km. kalınlığındaki küre kabuğu.

Sinema/TV. Bazı aygıtlarda (örneğin almaçta, göstericide) ses aygıtının bağlanması için

Birbirinden ayrı hecelerin karıştırılması ya da yitirilmesi çabuk konuşmadan dolayı heceler

Birbirinden ayrı hecelerin karıştırılması ya da kaybolması. Bu çabuk konuşmadan ileri gelir

anat. Lenfosit ve monosit gibi sitoplazmasında tanecik veya granül içermeyen akyuvar tipi, agranÃ

Üstü granitten altı bazalttan yapılı, 20-60 km. kalınlıkta yerin dış bölümü.

1) döne döne yuvarlanmak 2) iyi durumda olan bir kişi durumunu birdenbire yitirmek.

Hoşa gitmeyen herhangi bir nitelik yönünden birbiriyle benzeşen iki kişi bir araya gelmiş.

1. (Doğaçlama) : Türk doğaçlama tiyatrosunda çoğu kez adı ibiş olan baş oyun kişisinin sa