Abdesti bozulmadığı hâlde yeniden abdest almak.

Konuşmayı aynı konu üzerine getirmek. Örn: İkide bir, bahsi tazeleyip bir yandan da etrafı a

Ana baba için en tatlı şey, çocuklarıdır.

Görevlilere görevleriyle ilgili yöntem, teknik, araç ve gereçleri daha etkili bir biçimde kull

Önceden sahip olduğu bilgiyi yenilemek, güncelleştirmek. Örn: Matematikle ilgili bilgilerimi t

Bir işte yorulan kimse yerine başka birini getirmek.

Kanda alkalen fosfataz bulunması.

1) boşandığı kişiyle yeniden evlenmek 2) mec. bir işe yeniden başlamak.

Hayatına giren yeni şeyler, yeni dostlar kişiye hoş görünür.

Tüyler, baş, ayak ve bağırsaklar hariç, kümes kanatlıları karkasının tümü, bir kısmı v

İştahlanmış bir biçimde. Örn: Çamur, taze ot görmüş eşek gibi pis pis sırıtmış bunun

Çok kısa bir süre önce üretilmiş veya toplanmış fakat depolanmamış, kurutulmamış veya ko

Sinema Bir açındırma aygıtında kullanılan açındırmacın yerine yenisini koyma.

Sinema Tazelemede kullanılan açındırmaç eriyiği.

Üzüntüyü, sıkıntıyı, acıyı hatırlatmak, yeniden ortaya çıkarmak.