-
(birini) Arayıp Sormak
1) biri hakkında haber sormak 2) birinin ziyaretine giderek ona karşı ilgi göstermek.
-
Hâl Hatır (hâlini Hatırını) Sormak
Bir kimseye nasılsınız, ne durumdasınız anlamında nezaket sorusu yöneltmek. Örn: Karşılı
-
Hatır Sormak
Hâl hatır sormak. Örn: Önce karşılıklı hatır sormakla başlayan konuşmaların ardından,
-
Hatırını Sormak
Hâl hatır sormak. Örn: Herkes içten görünüyor, hatta yıldızımın hiç barışmadığı in
-
Hesap Sormak
1) bir konuda açıklama ve savunma istemek, sorumlu tutmak. Örn: Bu karanlık işlerin hesabını
-
ıcığını Cıcığını Sormak
Bir kimsenin soyunu sopunu, huyunu suyunu iyice öğrenmek için araştırmak.
-
Keyif Sormak
1) birine iyi misiniz, nasılsınız sorularını yönelterek sağlığı hakkında bilgi almak 2) s
-
Sormak Ayıp Olmasın
Sorulması teklifsizlik sayılan bir şeyi sormadan önce özür dilemek için kullanılan bir söz.
-
Yol Sormakla Bulunur
Bir işte izlenecek doğru yol, bilenlerden sorularak öğrenilmelidir.
İngilizce Geçmiş Zaman 3 - Past Tense 3; sormak - to ask. Sordum - I asked. Hep sordum - I always asked.
İngilizce Soru Sormak 2 - Asking Questions 2; Senin bir hobin var mı - Do you have a hobby? Ben futbol oynuyorum - I play football / soccer (am.). Nerede bir futbol sahası var - Where is the football / soccer (am.) field?
İngilizce Soru Sormak 1 - Asking Questions 1; cevaplamak - to reply. Cevap veriniz, lütfen - Please reply. Cevap veriyorum - I reply.
İngilizce Yol Sormak - Asking for Directions; Affedersiniz - Excuse me! Bana yardım edebilir misiniz - Can you help me? Burada iyi bir restoran nerede var - Is there a good restaurant around here?