-
Alev Gibi Parlamak
Canlı, ışıl ışıl olmak. Örn: Gözleri siyah bir alev gibi parlıyordu. -Ö. Seyfettin.
-
Gözleri Parlamak (parıldamak)
Gözlerinde sevinç ve istek belirmek. Örn: İki kere gidip geldikten sonra gözleri parladı, evi
-
ışık Parlaması
Işığın yavaş yavaş yükseltilmesi.
-
Kendini Toparlamak (toplamak)
1) herhangi bir konuda eskiden kötü olan durumunu düzeltmek. Örn: Bir zamanlar benim de onları
-
Parlama Etmeni
Bir sahne hilesinin anlaşılmaması için seyircinin dikkatini çekmekte kullanılan, bazen bir hay
-
Parlama Etmeni Kutusu
İçinde parlamayı sağlayacak barut bulunan kutu. Bakır bir telle elektrik akımı verilerek baru
-
Parlamalı ışılkesim
Işığın bir anda parlamasından sonra özdeciklerin ayrışmayı sürdürmeleri olayı.
-
Parlamalı ışıtaç
Magnezyuma elektrik akımı verilerek çakan ışık ya da duman elde etmekte kullanılan, seramik,
-
Yıldızı Parlamak
Başarı yönünden herkesin dikkatini çekecek bir duruma gelmek, ün kazanmak. Örn: Yeni Dâhili
-
Yüreği Parlamak
Coşmak, heyecanlanmak. Örn: Bir sözden, bir asker geçişinden, bir düşünceden yüreği parla
Parlama önleyici camlar gece daha iyi görmenizi sağlar. Bu gözlüklerden mutlaka edinmelisiniz.