-
Yenimahalle » Özel Oyna Keşfet Yarat Anaokulu
Yeni Batı Mah. 2386 Cad. No: 38 Yenimahalle / Ankara
-
(bir Yerde) Cinler Cirit (top) Oynamak
O yer ıssız olmak. Örn: Åžimdi koca çiftliÄŸin yirmi odasında cinler top oynuyor. -S. F. AbasÄ
-
(birini) Kukla Gibi Oynatmak
1) birine her istediğini yaptırmak 2) birinin istediğini yapıyor görünerek onu oyalamak.
-
(birini) Parmağında Oynatmak
Her istediğini yaptırmak, kukla gibi kullanmak.
-
(birinin) EkmeÄŸiyle Oynamak
Geçim kaynağını tehlikeye düşürmek.
-
Abartılı Oynamak
Bir rolü, gerektiğinden aşırı ses ve hareketle oynamak.
-
Abartılı Oynamak
Bir rolü aşırı biçimde oynamak. Rolün getirdiği ölçüyü aşmak.
-
Aç Ayı Oynamaz
Kendisinden iş beklenilen kimseden emeğinin karşılığı esirgenmemelidir.
-
Ağır Taş Yerinden Oynamaz
Ağırbaşlı insan kimsenin oyuncağı olmaz, onu yıpratmaya kimsenin gücü yetmez.
-
Aklını Oynatmak
Çıldırmak. Örn: Allah Allah, bu adam gittikçe aklını oynatıyor. -Y. Kemal.
-
Alıcılara Oynatma
Sinema Filmlerin kiralama ya da satışını sağlamak amacıyla dağıtımcı ve oynatımcılara ya
-
Arkasından Zil Takıp Oynamak
Birinin bir yerden ayrılmasına veya bir işte başarısızlığa uğramasına çok sevinmek.
-
At Oynatmak
1) atla hüner göstermek 2) mec. yarışmak. Örn: Ben onunla at oynatamam. 3) mec. bildiği ve is
-
Büyük Oynamak
1) çok para koyarak kumar oynamak 2) mec. büyük risk ve beklentilerle bir işe girişmek.
-
Çalmadan Oynamak
1) çok keyifli ve sevinçli durumda bulunmak 2) bir işe çok hevesli görünmek.
-
Çenesi Oynamak
1) bir ÅŸey yemek. Örn: Yavrum gelinim! Kapının önünden yemiÅŸ mi aldın? Ölmüşlerinin canÄ
-
Cirit Oynamak
1) cirit oyununu oynamak. Örn: Bu dallardan kendimize atlar yapar, cirit oynar, yarışa çıkardÄ
-
Dama Taşı Gibi Oynatmak
Birini sık sık bir yerden bir yere göndermek veya atamak.
-
Deneme Oynatımı
Sinema Yeni çevrilmiş bir filmin izleyici üzerindeki etkisini anlamak üzere gösterimi.
-
Dil Oynatma
Devamlı veya nöbet hâlinde fizyolojik olmayan dil hareketleriyle belirgin olan kötü bir alışk
-
Dünyada İlk Oynanış
Bir oyunun, bütün dünyada, ilk kez oynanması.
-
Dünyada İlk Oynatım
Sinema YoÄŸun bir tanıtı çabasıyla piyasaya sürülmüş bir filmin, dünyanın bir ya da birkaÃ
-
Ekmekle Oynayanın Ekmeğiyle Oynanır
İnsanların kazançlarına, rızıklarına engel olanlara bir gün aynı şeyler yapılır.
-
El Kuklası Oynatıcısı
El kuklasını oynatan sanatçı.
-
Eşeği Yoldan Çıkaran Sıpanın Oynaması
Çocuklarının düzensiz davranışı, anne babayı rahatsız eder.
-
Fareler Cirit Atmak (oynamak)
Bir yerde hiç insan bulunmamak, o yer çok ıssız olmak.
-
Film Oynamak
Bir film, sinemada gösterilmekte olmak.
-
Genel Oynatım
Sinema Bir filmin ilk oynatımdan kısa süre sonra çeşitli sinemalarda aynı zamanda gösterimine
-
Genel Oynatım Sineması
Sinema Genellikle yalnız birinci oynatımlar gerçekleştiren sinema.
-
Gülüp Oynamak (söylemek)
Neşeli, sevinçli, keyifli, güzel vakit geçirmek.
-
Habersiz Oynatım
Sinema Bir filmin izleyicilerdeki tepkisini öğrenmek amacıyla bu filmin bir sinema izlencesine ha
-
Ä°ki Cambaz Bir Ä°pte Oynamaz
Kurnazlıkta eşit olan iki kimse birbirlerini aldatamaz.
-
Ä°kili Oynamak
1) karşı olan yanlardan hem birini hem öbürünü destekler görünmek 2) at yarışlarında biri
-
İkinci Oynatım
Sinema Bir filmin, genel oynatıma girdikten sonra yeniden piyasaya sürülmesi durumu.
-
İkinci Oynatım Sineması
Sinema Genellikle her vakit ikinci oynatımı gerçekleştiren sinema sinema sınıflamasında en ge
-
İlk Oynanım
Bir oyunun bütün dünyada ilk kez oynandığı gece.
-
İlk Oynanım
Bir oyunun seyirci önünde ilk oynanışı.
-
İlk Oynatım
Sinema Ön oynatım ile genel oynatım arasında yer alan oynatım.
-
İlk Oynatım Sineması
Sinema Genellikle her vakit ilk oynatım yapan sinema sınıflamada ön sırada yer alan sinema.
-
Ä°n Cin Top Oynamak
Hiçbir canlı varlık bulunmamak. Örn: Adam inlerle cinlerin top oynadığı yolda mezarlığın
-
İpli Kukla Oynatıcısı
İpli kuklaları oynatan sanatçı.
-
Kafası İle Oynamak
Takım sporlarında arkadaşlarının durumunu göz önünde tutup en iyi fırsatı değerlendirerek
-
Kalbi Yerinden Oynamak (fırlamak)
Yüreği yerinden oynamak. Örn: En hafif bir hareketi kalbimizi yerinden oynatmaya yeterdi. -A. Ş
-
Kalem Oynatmak
1) yazı yazmak. Örn: Namık Kemal'in tek başına kalem oynattığı alanlarda başyazarlar, fık
-
Kamuya Oynatım
Sinema Herhangi bir filmin kamuya sunulması. Özel oynatım karşıtı.
-
Kılını (bile) Kıpırdatmamak (oynatmamak)
Bir olay karşısında ilgisiz kalmak, en küçük bir tepki göstermemek. Örn: Yüzlerce Berlinli
-
Köşe Kapmaca Oynamak
Biri başkasına gidip bulamadığı sırada, o da kendisine gelip bulamamak, birbirini arayıp durm
-
Kukla Oynatıcısı
Kuklaları oynatan sanatçı. bk. kuklabaz.
-
Kumar Oynamak
1) ortaya para koyarak talih oyunu oynamak. Örn: Kazanacağından emin olmadıkça kumar oynamak d
-
Kumda Oynamak
Bir fırsat kaçırarak umulanı elde edememek.
-
Mavi Toynak
Bazı ırk atların toynaklarında bulunan mavi-siyah renkteki boynuzumsu yapı.
-
Milim Oynamamak
1) ölçüsüne tam olarak uygun düşmek 2) hiç kıpırdamamak.
-
Öksüz Oynaşa Çıkmış, Ay Akşamdan Doğmuş
Talihsiz kimse bir şeyden yararlanmaya kalkışsa karşısına akla gelmedik engeller çıkar.
-
Okullarda Oynatım Hakkı
Sinema Bir filmin yalnız okullarda oynatılmak üzere kiralanmasını sağlayan hak.
-
Ön Oynayış
Genel prova ile ilk temsil arasında, deneme niteliğini taşıyan oynanış.
-
Öncelik (oynatımı)
Sinema Önemli bir filmin, birinci sınıf bir ya da birkaç sinemada ilk olarak oynatılması böyl
-
Öncelik (oynatımı) Sineması
Sinema Öncelik oynatımına ayrılmış sinema.
-
Önoynatım
Sinema Öncelik oynatımı ile ilk oynatım arasında yer alan ya da öncelik oynatımı yapılmadı
-
Önoynatım Eşlemi
Sinema Önoynatım ya da özel bir oynatım için seçilmiş, üstün nitelikli eşlem.
-
Önoynatım Sineması
Sinema Önoynatıma ayrılmış sinema.
-
Oynama
Oynanmak üzere yazılan bir yapıtın sahnede tiyatro sanatçıları tarafından oynanması.
-
Oynama
Kayaçların bir kırık boyunca yerlerinden oynaması, dizilişlerinin bozulması.
-
Oynama Belgesi
Bir güreşçinin resmî karşılaşmalara katılabilmesi için Güreş Birliğince kendisine verile
-
Oynama Payı
Dizi üretimle yapılan birçok parçanın birbirine uyabilmesi için bir boyut üzerine konan yanı
-
Oynamak
Oyuncunun gerekli ses uygulayımı ve gövde hareketleri ile bir oyun kişisini canlandırması ya d
-
Oynamak
Sinema/TV. Oyunluktaki belirli bir kişiyi canlandırmak.
-
Oynamak
Oyuncunun çeşitli ses, el, kol, mimik anlatmalariyle bir kişiyi canlandırması ya da göstermesi
-
Oynamaz Vurgu
Bulunduğu kelime çekim, bükün gibi herhangi bir değişikliğe uğrasa da kendi yeri değişmiye
-
Oynanca
Eylemli gözlem koşulları yaratmak üzere bireylere çeşitli üstlenceler yükleyerek bir toplums
-
Oynaşına İnanan Avrat, Ersiz Kalır
Çok önemli işini bir başkasına yaptırabileceğine inanmış olan kişi, beklediği sonucu hiç
-
OynaÅŸma
Karakucak ve yağlı güreşde gösteri niteliğindeki güreş.
-
Oynatım
Sinema Sinema işleyiminin, filmlerin izleyicilere gösterilmesiyle uğraşan kolu.
-
Oynatım Hakkı
Yerli ya da çeviri bir oyunun tiyatroda oynanmasını sağlayan hak.
-
Oynatım İzni
Yerli ya da çeviri oyunların tiyatrolarda oynanması için yazarlarından, çevirmenlerinden ya da
-
Oynatım Saptancası
Sinema Bazı ülkelerde, sinemaların belirli bir süre içinde oynatmaları zorunlu olan yerli film
-
Oynatımcı
Oynatım işiyle uğraşan kimse sinema sahibi.
-
Oynatmak
Sinema Bir filmin izleyicilere gösterilmesi işi.
-
Oynayanlar
Sinema/TV. Bir film ya da televizyon oyununda rol alanların dizelgesi. Rol dağıtım dizelgesi.
-
Oyun Oynamak
1) birini aldatmak, kandırmak. Örn: Üç aydan beri bana mütemadiyen aynı oyunu oynuyorsunuz. -
-
Özel Oynatım
Sinema Herhangi bir filmin belirli bir çağrılı topluluğuna gösterilmesi. Kamuya oynatımın ka
-
Parmağını Bile Kıpırdatmamak (oynatmamak)
Bir iş için hiçbir davranışta bulunmamak.
-
Resmi Oynatım
Sinema Bir filmin resmi makamlarca gösterilmesi, bu makamlarca sunulması.
-
Rol Oynamak
1) oyunda rol almak 2) mec. birinin bir işte önemli etkisi olmak. Örn: Bunda ne hocanın bilgisi
-
Rüzgâr Esemeyince Yaprak Oynamaz (dal Kımıldamaz)
Her durumu meydana getiren bir etken vardır.
-
Sakal Oynatmaz
Ağızda eriyecek kadar olgunlaşmış (yemiş, yiyecek).
-
Şıkır Şıkır Oynamak
1) canlı bir biçimde oynamak 2) mec. çok sevinmek.
-
Son Kozunu (kartını) Oynamak
Elinde bulunan son imkânı kullanmak. Örn: İlk uzunçaların hazırlıkları başladığında, h
-
Tandem Oynamak
Sp. kalecinin önünde savunmak amacıyla duran iki oyuncu paslaşarak oynamak.
-
Tef Çalsan Oynayacak
Karmakarışık olan eşyalar için söylenen bir söz.
-
Toynak
Toynaklı olan memelilerin parmaklarının uç bölgesinde, ön tarafını korumaya yarayan boynuz m
-
Toynak
Toynakları olan memelilerin parmaklarının uç bölgesinde ön tarafını korumaya yarayan boynuz
-
Toynaklılar
Yeni sınıflandırmalara göre memeliler (Mammalia) sınıfının, etenliler (Placentalia) bölümÃ
-
Toynaklılar
(Ungulata), (Lat. ungulata = toynak) Yeni sınıflandırmalara göre omurgalı hayvanlardan memelile
-
Tribünlere Oynamak
İş yapmadığı hâlde kendini iş yapıyor gibi göstermek.
-
Üç Maymunu Oynamak
Gördüğü ve duyduğu bir olay hakkında görmemiş, duymamış ve söylememiş olduğunu belirtme
-
Uzatmaları Oynamak
1) bir görevde son zamanlarını yaşamak 2) sp. oyunda uzatma dakikalarını oynamak 3) mec. ölme
-
Vur Patlasın, Çal Oynasın
Aşırı zevk ve eğlenceyi anlatan bir söz. Örn: Komşu konaklarda vur patlasın çal oynasın s
-
Yarı Oynar Eklem
anat. Gergin eklem, tam oynamayan eklem, amfiartrozis.
-
Yer Yerinden Oynamak
1) bir iş çok gürültülü, telaşla ve heyecanla yapılmak. Örn: Ertesi gün cenaze kaldırıl
-
Yerinden Oynama
Katmanların, içgüçlerin etkisiyle asal durumlarını yitirmesi.
-
Yerinden Oynama
Kayaçların, bir kırık ya da kırık boyunca yerinden oynaması.
Otizmde farkındalık yaratabilmek ve otizmli çocukların eğitimlerine destek olabilmek amacıyla Karagümrük Spor Kulübü, oynadığı maçın bilet satışından elde ettiği gelirin tamamını Tohum Otizm Vakfı’na bağışladı.
Kanada’da yapılan araştırmaya göre, oyun çağı olarak kabul edilen 8-12 yaş grubundaki çocukların üçte ikisi fiziksel aktivite, oyun oynamaya yönelik temel hareket becerileri, bilgi ve motivasyondan yoksun büyüyor.
İstanbul’da bir vakıf üniversitesinin yaptığı araştırmaya göre babaların büyük çoğunluğu, çocuklarıyla nasıl oyun oynaması gerektiğini bilmiyor. Üstelik eğitim düzeyine göre değişmiyor.
Yeryüzünün aşınma, taşıma ve birikim faaliyetleriyle şekillenmesinde etkin rol oynar. Dış kuvvet ve süreçlerin etkisi, iklim ve topoğrafya gibi koşulların da etkisiyle bölgeden bölgeye göre değişiklik gösterebilir.
İklim, canlı yaşamı etkileyen en önemli unsurdur. Ayrıca yeryüzünün şekillenmesinde de önemli bir rol oynar. İklimin etkilerini üç ana başlık altında toplayabiliriz:
Lesson 19 - What spors can you play? / Ders 19 - Hangi sporları oynayabilirsin?
Girişimcilerin, girişimcilik ruhunun oluşmasında güdülerin önemli rol oynadığı gerçeği, yönetimde motivasyonun önemini açıkça ortaya koymaktadır. Girişimcilik kültüründe motivasyon, “girişimcilerin birtakım amaçları gerçekleş
Derleyen: Hüsnü YILDIZ. Evvel zaman içinde kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde bir Padişah varmış. Büyük başın büyük derdi olur derler. Bu padişahın da bir derdi varmış.
Derleyen: Numan KARTAL. Bir varmış, bir yokmuş, evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde. Vay neler varmış vay neler varmış. Yeller eser, sular çağlarmış.
Bir varmış, bir yokmuş. Evvel zaman içinde, kalbur saman içinde, cinler cirit oynarken eski hamam içinde. Vay neler varmış vay neler varmış. Develer tellallık yapar, pireler davul çalarmış.