-
(birinin) CiÄŸerini Okumak
Onun aklından geçenleri, gizli düşüncelerini bilmek. Örn: Mademki ... her baktığı insanın
-
(birinin) İçini Okumak
Birinin gizli, saklı düşüncelerini anlamak. Örn: Çökük gözlerinin arkasında insanın içi
-
(birinin) Künyesini Okumak
Ayıplarını yüzüne vurarak bir kimseye sövmek.
-
BildiÄŸini Okumak
Herkes ne derse desin bildiği, istediği gibi davranmak. Örn: Efendiden gizli yine herkes bildiğ
-
Bülbül Gibi Konuşmak (okumak)
1) kolaylıkla konuşmak, okumak. Örn: Kadın bülbül gibi Fransızca konuşuyor. -H. E. Adıvar.
-
Canına Ezan Okumak
Bir kimsenin hakkından gelmek, öldürmek.
-
Canına Okumak
Tkz. berbat ve perişan etmek. Örn: Sabaha kadar canına okur, gün ağardı mı zavallıyı ter i
-
Çarkına Etmek (okumak)
Argo birine büyük kötülük yapmak veya işini bozarak zarar vermek.
-
Düşüncesini Okumak
Bir kimsenin ne düşündüğünü anlamak.
-
Ezber Okumak
Bir metni veya sözü herhangi bir yere bakmadan bellekte kalan biçimiyle söylemek.
-
Ezberden Okumak
Daha önceden belleğine aldığı için herhangi bir yere bakmadan söylemek.
-
Gazel Okumak
1) gazel söylemek. Örn: Karagözcünün makamlar arası dolaşması, şarkı ve gazel okuması la
-
Gözlerinden Okumak
Düşüncelerini bakışlarından sezmek. Örn: Doktor, Sevim Hanım'ın içinden geçenleri gözle
-
Hariçten Gazel Okumak (atmak)
Tkz. 1) bir konuyu iyice bilmeden üzerinde görüş ve düşünce ileri sürmek 2) bir konuşmaya y
-
İçinden Okumak
1) ses çıkarmadan okumak 2) argo sessiz bir biçimde sövmek.
-
İnce Eleyip (eğirip) Sık Dokumak
Bir şeyi en küçük ayrıntılarına kadar araştırmak, gözden veya elden geçirmek. Örn: Anne
-
Kalbini Okumak
Birinin duygu ve düşüncelerini, niyetini anlamak.
-
Katakulli Okumak
Yalan söylemek, palavra atmak. Örn: Her seferki gelişinde bu katakulliyi okursun fakat sözün a
-
Lahavle Çekmek (okumak)
lahavle sözünü söylemek. Örn: Cömertliği karşısında olduğumu anlayınca lahavle çekip y
-
Lanet Okumak
Bir kimsenin Tanrı'nın merhametinden yoksun kalmasını dilemek. Örn: Hele sevgilisinin de hasta
-
Martaval Atmak (okumak)
İnanılmayacak sözler söylemek, yalan söylemek.
-
Masal Okumak (anlatmak)
İnandırıcı olmayan, oyalayıcı sözlerle kandırmaya çalışmak.
-
Maval Okumak
Yalan söylemek, yalan söyleyerek oyalamak, masal okumak.
-
Mekik Dokumak
İki nokta veya durum arasında sürekli gidip gelmek. Örn: Görüntümüz iyi ile kötü arasınd
-
Mektubu Dışından Okumak
Bir kimsenin içinden geçeni yüz çizgilerinden anlamak.
-
Meydan Okumak
Korkmadığını, çekinmediÄŸini açıkça bildirmek, kavga veya yarışmaya çağırmak. Örn: HÃ
-
Mukabele Okumak
Topluluk karşısında dinleyicilerin takip edebileceği biçimde Kur'an'ı okumak.
-
Name Okumak
Herkesin bildiği deyimleri veya sözleri söylemek.
-
Rahmet Okumak
Tanrı'nın merhamet ve bağışlaması için dua etmek.
-
Sala Vermek (okumak)
1) minarelerde, salat okuyarak cuma namazını haber vermek. Örn: Safa, küçük, çarpuk çurpuk
-
Tersinden Okumak
1) yanlış anlamak 2) olayı veya bir sanat eserini farklı biçimde değerlendirmek, yorumlamak.
-
Yave Okumak
Gereksiz söz söylemek, boşa konuşmak. Örn: Çevre mevre yaveleri okuyan, doğa deniz kutsallı
-
Yüzünden Okumak
1) ezbere değil, yazılmış kâğıttan okumak 2) herhangi bir durumu yüzünden anlamak.
İngilizce Geçmiş Zaman 4 - Past Tense 4; okumak - to read. Okudum - I read. Romanın hepsini okudum - I read the whole novel.
İngilizce Geçmiş Zaman 1 - Past Tense 1; okumak - to read. O (erkek) bir dergi okudu - He read a magazine. O da (kadın) bir kitap okudu - And she read a book.
Dolar ve Euro’daki artış yurtdışında okumak isteyenleri de olumsuz etkiliyor. Dil okuluna başvurmak, lisans ve lisansüstü eğitim almak isteyenler arasında iptaller, ertelemeler, süre kısaltma, farklı ülkelere yönelme gibi durumlar söz ko
İngilizce Okumak ve Yazmak - Reading and Writing; Konuşma Kalıpları, ben okurum, sen okursun, ben cümle yazarım.