Onun aklından geçenleri, gizli düşüncelerini bilmek. Örn: Mademki ... her baktığı insanın

Birinin gizli, saklı düşüncelerini anlamak. Örn: Çökük gözlerinin arkasında insanın içi

Ayıplarını yüzüne vurarak bir kimseye sövmek.

Amino asitleri kodlayan ve proteinlere açıklatılan nükleotit dizisi.

Amino asitleri kotlayan ve proteinleri oluÅŸturan kodonlar (tripletler) serisi.

Büyük üniversitelerde yalnız ayrılmış kitaptan yararlanmak için kullanılan okuma salonu.

Herkes ne derse desin bildiği, istediği gibi davranmak. Örn: Efendiden gizli yine herkes bildiğ

1) kolaylıkla konuşmak, okumak. Örn: Kadın bülbül gibi Fransızca konuşuyor. -H. E. Adıvar.

Bir kimsenin hakkından gelmek, öldürmek.

Tkz. berbat ve perişan etmek. Örn: Sabaha kadar canına okur, gün ağardı mı zavallıyı ter i

Argo birine büyük kötülük yapmak veya işini bozarak zarar vermek.

Pamuk, kenevir, keten gibi dokumacılıkta kullanılan lifleri sağlayan bitkilerin genel adı.

Kuşlar (Aves) sınıfının, ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, öz ötücüler (Oscine

(Ploceidae), (Lat. ploceus = dokumacı kuşu) Omurgalı hayvanlardan kuşlar (Aves) sınıfının ö

İşitme duyusundan yoksun bir kimsenin konuşan bir insanın söylediklerini onun dudak hareketleri

Bir kimsenin ne düşündüğünü anlamak.

Meddahların iki dizeden kurulu uyaklı sözler söylemesi.

Bir metni veya sözü herhangi bir yere bakmadan bellekte kalan biçimiyle söylemek.

Daha önceden belleğine aldığı için herhangi bir yere bakmadan söylemek.

Ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, dokumacı kuşugiller (Ploceidae) familyasından, Hin

(Ploceus philip-pinus) Ötücü-kuşlar (Passeriformes) takımının dokumacıkuşugiller (Ploceidae

1) gazel söylemek. Örn: Karagözcünün makamlar arası dolaşması, şarkı ve gazel okuması la

Düşüncelerini bakışlarından sezmek. Örn: Doktor, Sevim Hanım'ın içinden geçenleri gözle

Tkz. 1) bir konuyu iyice bilmeden üzerinde görüş ve düşünce ileri sürmek 2) bir konuşmaya y

Heceleri birleÅŸtirme temeline dayanan bir okuma yolu.

1) ses çıkarmadan okumak 2) argo sessiz bir biçimde sövmek.

Bir şeyi en küçük ayrıntılarına kadar araştırmak, gözden veya elden geçirmek. Örn: Anne

Birinin duygu ve düşüncelerini, niyetini anlamak.

Bir yapıtı, yayımından önce herkese okuma yolu ile açıklama.

Ötücü kuşlar (Passeriformes) takımının, dokumacı kuşugiller (Ploceidae) familyasından, 18

(Ploceus capensis) Ötücü-kuşlar (Passeriformes) takımının dokumacıkuşugiller (Ploceidae) fa

Protein tercümesini engelleyen bitirici protein.

Yalan söylemek, palavra atmak. Örn: Her seferki gelişinde bu katakulliyi okursun fakat sözün a

lahavle sözünü söylemek. Örn: Cömertliği karşısında olduğumu anlayınca lahavle çekip y

Bir kimsenin Tanrı'nın merhametinden yoksun kalmasını dilemek. Örn: Hele sevgilisinin de hasta

İnanılmayacak sözler söylemek, yalan söylemek.

İnandırıcı olmayan, oyalayıcı sözlerle kandırmaya çalışmak.

Yalan söylemek, yalan söyleyerek oyalamak, masal okumak.

İki nokta veya durum arasında sürekli gidip gelmek. Örn: Görüntümüz iyi ile kötü arasınd

Bir kimsenin içinden geçeni yüz çizgilerinden anlamak.

Korkmadığını, çekinmediÄŸini açıkça bildirmek, kavga veya yarışmaya çağırmak. Örn: HÃ

Sinema/TV. Ses aygıtlarında, mıknatıslı görüntü aygıtlarında sesin ya da görüntünün ye

Topluluk karşısında dinleyicilerin takip edebileceği biçimde Kur'an'ı okumak.

Herkesin bildiği deyimleri veya sözleri söylemek.

Bir bellekten, bir veri ortamından ya da bir başka kaynaktan verileri elde etme. Dış bellekten b

Sinema/TV. 1. Film, mıknatıslı kuÅŸak, mıknatıslı film gibi çeÅŸitli gereç üzerine saptanmÄ

Okuma becerisini kazanmak ve geliÅŸtirmek için gerekli olan, zekâ ile iliÅŸkisi bulunduÄŸuna inanÄ

Çocuğun okuma gücünü saptamaya yarayan test.

Sözcükleri tanımak, anlamak ya da anımsamak gibi başarılı okumanın gereği olan konularda ye

Ölçünleşmiş okuma ölçerlerinde öğrencilerin sağladığı okuma yaşını takvim ya da sın

Oyun çalışmasının ilk evresindeki metin üzerinde yapılan çalışma. Bu evrede metin oyuncunu

mRNA'daki başlangıç kodonundan bitirme kodonuna doğru olan nükleotit dizileri.

mRNA üzerinde amino asit üretimine ait başlangıç kodonuyla sonlanma kodonu arasında yer alan n

Özel olarak seçilip düzenlenen okuma parçalarını kapsayan ve öğrencilerin okuma hızını ar

Okuma yitiminin bir belirtisi olan, aşırı derecede ağır okuma durumu.

1. Gerekli becerilerden herhangi birinin elde edilmemiş olmasından dolayı öğrencinin okuma sır

Genellikle bir kimsenin bir dakikada ya da bir saniyede kavrayarak okuduğu sözcük ya da harflerin

Sinema/TV. 1. Çeşitli ses aygıtlarında, sesli göstericilerde, herhangi bir gereç üzerine sapt

Okuma öğrenen çocuklar ya da yetişkinler için hazırlanan, içinde sınıf ya da yaş düzeyine

Fransız tiyatrosunda, sunulan oyunları okuyup değerlendiren kurul. Bu terim, Devlet Tiyatrosu'nda

Edebî Heyet de denir. Tiyatroya sunulan oyunları inceleyen kurul. Bu terim bize Comedie Française

Güçlük sırasına göre düzenlenen birtakım okuma parçalarını kapsayan bir test türü.

Yazan tarafından oynanmak için değil, okunmak için yazılmış oyun. Daha çok düşünceye daya

Yazarınca oynanmak için değil, okunmak için yazılmış oyun. Sahne gereklerine önem vermeyen o

1. Raflarda duran kitaplardan ya serbestçe ya da kitaplık görevlisinin aracılığıyle yararlanÄ

Bir çocuğun, okuma yeteneği bakımından, önceden saptanmış düzgülere göre yaşı.

Bir dile özgü basılı ya da yazılı simgeleri olağan göz hareketleriyle bir bakışta tanıyab

Genel olarak algılama alanını taşmayacak denli geniş göz devinimleriyle yazı dilini doğrudan

Gözlerde hiç bir bozukluk olmadığı halde ruhsal nedenlerle okuma yetisini yitirme.

Görme gücünde ya da anlıksal güçte herhangi bir yetersizlik ve bozukluk bulunmadığı halde o

1. Okumanın öğrenilmesi için gerekli ruhsal düzeye erişmiş olma durumu. 2. Belli bir düzeyde

Belirli öğrenme koşulları altında okuma öğreniminin gerektirdiği anlıksal ve bedensel olgun

Öykü anlatmak, konuşmak ve sözcük dağarcığını zenginleştirici alıştırmalar yapmak gibi

Okula yeni başlayan öğrenci, verilen eğitim sonrası okumaya başlamak, okuma becerisini kazanma

Sinema Optik sesledirmeyle saptanmış sesi yeniden oluşturan ve dinlenmesini sağlayan okuma kafas

Protein ve nükleik asit sentezindeki hataları düzelten mekanizma. DNA'nın replikasyonu sırasın

DNA eÅŸlenmesi sırasında yeni ipte bulunması muhtemel yanlış nükleotitlerin belirlenmesi ve dÃ

Konu düzenlemesi uygulayan kitaplıklarda, dergi, kitap vb.nin yer dizini aracılığıyle denetimi

Tanrı'nın merhamet ve bağışlaması için dua etmek.

1) minarelerde, salat okuyarak cuma namazını haber vermek. Örn: Safa, küçük, çarpuk çurpuk

Bir yazılı parçayı seslendirerek okuma yüksek sesle okuma.

1. Bir yazılı parçayı yalnızca gözle izleyerek okuma. 2. Kör çocukların kendilerine özgü

Kitaplık bilimde bir yapıtın salt kaynakçasal kimliği ile konusunun saptanmasına yetecek denli

İlk okuma kitabına ya da kitaplarına dayalı olarak ve belli yaşlardaki öğrencilerin en çok k

1) yanlış anlamak 2) olayı veya bir sanat eserini farklı biçimde değerlendirmek, yorumlamak.

Gereksiz söz söylemek, boşa konuşmak. Örn: Çevre mevre yaveleri okuyan, doğa deniz kutsallı

Bir okuma parçasını, zihin çabası göstermeden ve anlamını kavramaya çalışmadan, alışkan

1) ezbere değil, yazılmış kâğıttan okumak 2) herhangi bir durumu yüzünden anlamak.