Meseleyi büyütüp sıkıntıya girmek gereksiz.

Sarmısak, çöreotu, üzerlik, çitlembik, fasulye, bakla, börülce, İrlanda yoncası gibi bitkil

Boşinançları oluşturan halkbilim ürünü. krş. gelenek özdeği.

Üzerine bir takım büyülü sözler yazılmış olan kâğıt, mumlu kâğıt, bez, mumlu bez ya d

Tütsüleme, tuz patlatma, kurşun dökme, içinde kömür söndürülmüş su içirme, koruma muska

(Yun. hyle = özdek zoe = yaşam) : Evrenin temeli olarak düşünülen özdeğin canlı olduğunu s

İki öğecikten yapılmış özdecik türü.

İkiden artık öğecikli özdecik.

Göz değdiğine inanılan hastanın başucunda dua okuma, yastığının altına Kuran koyma ya da

Ãœzerine birtakım dinsel sözler yazılı kâğıt, bez, mumlu bez ya da madensel bir öğeden oluÅ

Mıknatıssal geçirgenlik katsayısı 1'den büyük olan özdekler.

Bütün öğecikleri bir eksen üzerinde olan özdecik.

Öğecikleri, bir eksen üzerinde olmayan özdecik.

Toplumsal gelişmeyi sağlayan tek gücün ekonomik etkenler olduğunu ileri süren siyasal kurumlar

Başkası için yapılacak fedakârlığın bir sınırı vardır.

Yükleri ve kütleleri özdeş çekirdekli öğeciklerden oluşmuş özdecik.

Eşözdeklilik özelliği gösteren bir elementin her bir türü.

Bir eşözdeğin, başka bir eşözdeğe dönüşümü olayı, eşözdek değişimi diye de bilinir.

Eşözdeğİ bulunan kristal.

Bir kimyasal elementin, fiziksel özellikleri değişik, kimyasal özellikleri eşdeğer olan iki ya

Marx'in, Engels'le birlikte geliştirdiği, Hegel'in eytişimsel gelişme düşüncesini ilke olarak

Gelenekleri oluşturan her türlü halkbilim ürünü. bk. gelenek, krş. sözlü gelenek, yazınsal

Kötü niyet ve etkin bakışlı, toplumuna göre mavi gözlü, sarı saçlı ya da kara gözlü, ka

Gözdeğmeye uğrayan kişiyi sağaltmak amacıyla başvurulan uygulamaların tümü. bk. büyülü

Halkın, kendisinde gözdeğmesine karşı doğal koruma gücü bulunduğuna ya da bir dizi işlemle

Halkın büyük korku duyduğu gözdeğmesinden korunmak amacıyla uyguladığı önlemler, bk. göz

Bir kişi veya şey değerini yitirmek, rağbet görmemek. Örn: Muhtarın oğlu bu hasta köpekler

Dalgınlıkla görmemek. Örn: Fikirleri dağınıklıktan kurtarmak için, özüne irca etmek ve o

Görülmemek, farkına varılmamak. Örn: Emeğinin ve cesaretinin gözümden kaçmış bulunmasın

Hırsızlıkta çok becerikli, çok usta olmak.

Bir mal, para, değer yargısı vb. maddi veya manevi varlığın elden çıkarılmasını kabul etm

Daha önce yayımlanmış bir yapıtın, gerekli düzeltmeler ve ekler yapıldıktan sonraki basımÄ

Daha önce yayımlanmış bir yapıtın, gerekli düzeltmeler yapıldıktan sonra kitabın boyutlarÄ

Daha önce yayımlanmış bir yapıtın gözden geçirilerek, düzeltme ve eklerle yeniden yapılan

1) okumak. Örn: O günkü gazeteleri gözden geçirdi. -F. R. Atay. 2) niteliğini anlamak için b

Önem vermemek, ilgisini kesmek. Örn: Şimdi, artık gözünden ve gönlünden çıkardığı bu a

Ayrı düşenlerin arasındaki sevgi de zamanla azalır.

Önem verilmemek, deÄŸersiz bulmak. Örn: Bunca yüzyıl gözden ırak tutulan gerçek Türkçeyi Ã

Görünmemek, ortadan çekilip gitmek. Örn: Mektepten sonra birbirimizi gözden kaybetmiştik. -R.

Ortadan çekilmek veya görünmez olmak, kaybolmak. Örn: Vakta ki gece mehtaba çıktılar. Senihe

Gözden kaybolmak. Örn: Nihayet yıkık bir kulübe civarında gözden nihan oldular. -R. N. Günt

Önem vermemek, arka plana itmek. Örn: Çıkarlarını gözettiği sınıfı gözden uzak tutmak,

Ayrılıp başka yere gitmek, görünmez olmak.

1. GeçmiÅŸte kabul edilen bir durum veya görüşün gözden geçirilerek yeniden ortaya konmasınÄ

Devrimci bakış açısından Marksizmi doğrulamak ya da haklı çıkarmak için yeniden yorumlayı

İki özdeciğin çarpışmasından oluşan (tepkime vb.).

Gözdeğmesine uğramış hastaya su, üzerlik ya da çöreotu suyu içirme yoluyla yapılan bir tü

Bir çoğuz özdeciği gibi çok büyük özdecik.

Özdecik ağırlığı binleri bulan çoğuz türü özdecik.

İşleyimin her türlü yapım için gerekseme duyduğu işlenmemiş ya da yarı işlenmiş tarımsa

İşleyimin her türlü yapım için gerekseme duyduğu işlenmemiş ya da yarı işlenmiş tarımsa

Kimyasal tepkimelerle kendi kendine değişmeyen özdek.

Kendi kendine ayrışan ya da değişen özdek.

Karşıt temel parçacıklardan oluşmuş özdek.

OlaÄŸan özdek ile birleÅŸtiÄŸinde erkeye dönüşen, ilk kez bağıl nicem kuramının temel bakıÅ

Katı örtü oluşturan özdek.

Elektrolitin, özelliklerini değiştirmeden bırakıntının özelliklerini değiştiren ve elektri

Örtme(l) işleminde, örtü oluşturmak için kullanılan sıvı ya da katı özdek.

Bir özdeğin bağımsız olarak var olabilen ve onun kimyasal özelliklerini taşıyan en küçük

1. Belirgin kimyasal özellikleri olan bir özdeği oluşturup, her biri eş fiziksel, kimyasal öze

Bir özdeciği oluşturan öğeciklenin ağırlıkları toplamı.

Bir özdeciği oluşturan öğeciklerin, öğecik sayıları toplamı.

Bir özdeciÄŸin temel yapısına bitiÅŸik, özellikleri bir derecede koruyan büyücek özdecik parÃ

İki ya da daha çok özdeciğin fiziksel kuvvetler etkisiyle bir araya gelmesi ya da bir araya geli

Özdecik yörüngeç erkelerinin, öğeciklerarası uzaklık değiştikçe ayrışık öğeciklerden

Bir özdeğin özdeciksel ağırlığınca gram tutarı.

Tek bir özdeciğin kimyasal bölümleri arasındaki kuvvet.

Özdek evrelerinin özelliklerini hesaplamak için bilinmesi gereken, bağdan daha güçsüz kuvvetl

Bir çarpışma sırasında iki özdeciğin özeklerinin birbirlerine en çok sokulabildikleri uzakl

İki ve daha çok öğecik, bir özdecik oluşturunca bunların dolancallarının örtüşerek oluş

Koşut doğrultuda genellikte ışıl hızlarda devinen ılın özdecik akımı.

Ölçünlü sıcaklık ve basınç koşulları altında bir özdecik-gramın kapladığı oylum.

Öğeciklerin özdecik içindeki düzenlenim biçimi.

Özdeciği kuran öğecikler arasındaki uzaklıklardan, açılardan oluşan geometrik yapı.

Bir tepkimenin kaç özdeciğin çarpışmasıyla oluştuğunu gösteren sayı.

Özel bir denkilemi sınır koÅŸulları uyarınca saÄŸlayan çözüm iÅŸlevlerine (öziÅŸlevlere) eÅ

Özel bir denkilemi sınır koÅŸulları uyarınca saÄŸlayan çözüm iÅŸlevlerine (öziÅŸlevlere) eÅ

Ölçüye vurulan bireyin bir değerleme ölçeği üzerinde kendini değerlendirmesi.

Bir kimsenin, türlü öğrenme alanlarındaki ilerleyiÅŸini ya da baÅŸarısını belli amaçlara gÃ

Değişken bağlama imi ya da yönetici olmayan değişmez. Krş.. bireysel değişmez, yüklem değ

Bir doğrusal dönüşümler öbeğine göre, karmaşık düzlemde bir D alanında f nin ucayları d

Uzayda yer tutan, bir kütlesi olan her tür varlık.

Uzayda yer doldurup kimyasal bir yapısı olan varlık.

(Yalın anlamiyle) İnsanın çalışmasıyle bir erek uğruna biçim verdiği ya da yararlandığı

Bilinçten bağımsız olarak var olan ve bilinçte yansıyan nesnel gerçekliği anlatan bir felsef

Özdeğin yoktan yaratılamayacağını ve yok edilemeyeceğini, bir dizi etkileşimler sonunda topl

(Yun. hyle = madde morphé = biçim) Özdek ve biçimin, gerçekliğin iki ilkesi olduğunu öne sü

Bilginin doğal özelliğini, temel ve ölçütleri ile sınırlarını özdekçilik anlayışına g

1. Her türlü gerçekliğin -yalnızca nesnel değil, ruhsal ve tinsel olan gerçekliğin de -özü

İnsanın çevresindeki dünyanın nesnel bir gerçekliği olduğunu ve bilimsel olarak anlaşılabi

Türkçede yapım maddesi anlatan -den haline karşılık başka dillerde -in hali kullanılır : Ta

Özdeğe ilişkin olan. bk. özdek. Karşıtı bk. tinsel

Halkbilimin temelini oluşturan iki ana kültürden biri olan tinsel kültürün dışında kalan ö

Tinsel kültürün dışa vurulmasında, biçimlenmesinde ve toplum içinde yer alarak işlevsel dur

Bir davada, ileri sürme konusu olan gerek özdekteki gerek türedeki çözümlenmesi gerekli olay.

Özdek ya da tüze olaylarının olup olmadığında ya da bunların koşul ve niteliklerinde yanıl

1. Özdeğin kendine özgü bir gerçekliği olmadığını kabul eden öğreti. 2. Evrenin temelini

Bir Avogadro sayısınca özdeciği içeren özdek niceliği.

Çözünük ya da çözgen özdecik sayısının, çözeltideki her türden toplam özdecik sayısı

Bir litrede kaç çözünük özdem olduğu belirtilen çözelti.