Ne söylediğini bilmeden, düşüncesiz, tutarsız konuşmak.

İki kişi birbirine pek yakın durarak başkaları işitmeyecek bir biçimde konuşmak. Örn: Tenh

Heyecanlı söz söylemek. Örn: Birkaç kişiyle, garip bir lisanla ağzı dolu dolu konuşmaya ba

Hafif sesle yavaş konuşmak. Örn: Gözlerini süze süze alt perdeden, tane tane konuşur. -K. Ko

Bütünlüğü ve anlamı bozan bağlantısız söz parçalarıyle konuşma.

Açık, anlaşılır bir biçimde konuşmamak.

Gerçekleri söylemek, bilgisine dayanarak anlatmak. Örn: Amiralin sözlerine inanmak lazım, boş

Konuşma içinde sözcük ve cümle parçalarını durmaksızın yineleme.

1) kolaylıkla konuşmak, okumak. Örn: Kadın bülbül gibi Fransızca konuşuyor. -H. E. Adıvar.

Alışıla gelinmiş ses bölgesinin dışına çıkarak iddialı bir biçimde konuşma.

Çok kez uyum güçlükleri yüzünden yetişkin bir kimsenin, küçük çocuklara özgü birtakım

Gelişigüzel konuşmak, rastgele konular üzerinde konuşmak. Örn: Kahveler içilip dereden teped

Din konuları üzerinde yapılan gelişi güzel konuşma.

Çok az veya yavaş konuşmak. Örn: Üstadı, profesörle taban tabana zıt yaradılışlı bir in

(Tul. ve Ort. O.): Komiğe ya da Kavuklu'ya nükte yapması için laf açmak.

Doğaçlama tiyatrosunda ve ortaoyunu'nda Komik'e ya da Kavuklu'ya nükte yapması için laf açmak.

Hiçbir betiğe dayanmadan konuşma. Bu da bir yaratıcılık gerektirir.

Bilmeden, aslını arayıp sormadan konuşmak.

Zekâ geriliği, elverişsiz sağlık durumu, işitme yitimi, devim-ortak güdümü (motor koordinas

Burnu tıkalı gibi konuşmak. Örn: Genzinden çıkardığı seslerle ağlama taklidi yapıyordu.

Söz söylerken düşünceleri ve duyguları doğru, uygun bir biçimde anlatma sanatı. Sesin uyumu

Bir oyuncunun, sahnede konuşmamasına karşın, düşündüklerini ve ruh durumunu seyirciye duyurm

Bir oyuncunun sahnede konuşmadığı halde, düşündüklerini seyirciye duyurması.

Sinema/TV. Görüntülükte görünen bir kimse konuşmadığı halde, aklından geçenlerin bu kims

Kimsenin duymayacağı kadar yavaş sesle konuşmak.

İçten, sessiz olarak kendi kendine yapılan konuşma.

Yersiz ve gönül kıracak biçimde konuşmak. Örn: Şoför yolda ileri geri konuştu. -L. Tekin.

Düşüncelerini, duygu ağırlıklı bir biçimde anlatmak. Örn: Bana öyle geldi ki bu adam kafa

1) işitilemeyecek kadar alçak sesle söylemek 2) uydurarak söylemek.

Bir konuyu, iddiasız olarak inceliyen söylev.

Bir oyunda iki kişinin birbiriyle konuşması.

Düşünceyi sözle ifade etme işi. Aynı dili konuşan bireyler arasında sözle anlaşma biçimi.

Bir oyunda iki kişi arasında söylediği, oyuna göre düzenlenmiş sözler.

İnsanın, dili kullanma yoluyla çevresindekileri iletişimde bulunması, onlara kendi düşünce v

(Derleme., konuşma cihazı) Konuşmada kullanılan seslerin meydana gelmesine yarayan organların t

Konuşma gücünün, aşırı anlak gerilikleri ya da beyin özürlerinden ötürü, düzgülü olma

Konuşmanın akışını bozan ve niteliğini etkileyen her tür olağandışı aksaklığa verilen

Örgensel ya da görevsel nedenlerle konuşmanın, anlaşılması güçleşecek biçimde değişkenl

(Derleme., geçer dil) Günlük yaşayışta kullanılan ve yazı dilinden az çok farklarla ayrılm

Bir dilde ağızdan ağıza değişerek çeşitli söyleyiş özellikleri taşıyan ve yazı dilinde

Oyun kişilerinin, oyunun gelişimine yardım edecek yolda birbirleriyle konuşması. Konuşmaların

Sağır çocuklara yaşlarına ve cinsiyetlerine uygun, iletişimi sağlayacak nitelikte bir konuşm

Konuşmayı, doğru, güzel ve belirgin bir biçime getirmek için yapılan eğitim.

Savaşan iki güçten birinin, öteki güçle görüşmek üzere görevlendirdiği kimse.

Dil dışındaki konuşma ile ilgili, kaslarda inme nedeniyle ortaya çıkan konuşma güçsüzlüğ

Tonlama, durak, vurgu. Oyuncunun, doğru yorumu getirebilmesi için konuşmasındaki tonlamayı sapt

Sanatçıların dinlenme odası.

Çeşitli hareketlerle konuşma faaliyetini gerçekleştiren diyafram, gırtlak, kıkırdaklar, ses

Oyunun gelişiminde asal görevi olan, kişiler arasındaki konuşmanın tümü. Konuşma örgüsü,

Sahne hareketi ve gerilimi az olan, karşılıklı nükteli konuşmaya dayanan oyun biçimi.

Beynin son diliminde sesli konuşmayı yöneten özek.

Konuşmalarının akışında, ritminde, tizliğinde, vurgusunda ve boğumlanışında bozukluk bulu

Pepemelik, kekemelik, yanlış söyleyiÅŸ gibi konuÅŸma bozukluklarını da kapsayan ve heceleri, sÃ

Gördüğü özel öğrenim ve meslek çalışmaları ile konuÅŸma özürlerinin düzeltilmesi alanÄ

Konuşma bozukluklarının türlü yol ve yöntemlerle düzeltilmesi işi.

Düşüncelerimizi, duygularımızı ve isteklerimizi anlatmakta kullandığımız ses.

Düşünce, duygu ve isteklerimizi anlatmak için kullandığımız ses.

Söz söylerken, gereğine göre yapılan kelime sırası.

Bunalım, gerilim gibi coşkusal nedenlerle konuşma gücünün geçici bir süre tutukluk gösterme

(Derleme.. konuşma tonu) Kişinin konuşmasındaki özel titrem.

Herkesçe benimsenen doğal konuşma tarzından soluk alma, sesleyiş, boğumlanma (artikülasyon) v

Türlü nedenlerle konuşmaya karşı duyulan korku.

Beyin özürü nedeniyle bireyin ne söyleyeceğini bildiği halde konuşamaması durumu.

Kullanıcıyla kullanılan dizge arasındaki etkileşimin karşılıklı konuşma biçiminde adım a

Konuşma dilinde kullanılan ve yazılarda raslanılmıyan (kelime, deyim).

Sözün çabuk veya ağır ağır söylenmesi hali. bk. Hızlı, Hızsız ve Kesikli gidiş.

Başka şeylerle ilişkiyi keserek belli bir konudan söz etmek. Örn: Konuşmaya dalınca farkınd

Aşırı derecede hızlı konuşma.

Sözü hiç kimseyi hedef almadan söylemek.

1) alçak ve kalın sesle konuşmak 2) alttan alarak, yumuşak bir dil kullanarak konuşmak.

Acele etmeden, seslerin hakkını vererek herkesin anlayabileceÄŸi gibi konuÅŸmak. Örn: Genç kadÄ

1. Oyuncunun kendi kendine konuşması. 2. Bir kişinin seyircilere anlattığı ve genellikle güld

Sahne konuÅŸmasının ÅŸiÅŸirme, kof, tumturaklı biçimi. Duygu ve düşünceyle ilgisi olmadan baÄ

Söz söylerken abartılı bir yolda konuşmak, "deklamasyon" yapmak. Cafcaflı, abartılı, yüksek

Ãœstünlük taslayarak söz söylemek. Örn: Sen böyle üst perdeden konuÅŸuyorsun çünkü etrafÄ

Oyun kişilerinin uzun soluklu konuşmalarına verilen ad.

Antik Yunan tiyatrosunda, tek dizeler durumunda atışmalı ve yarışmalı konuşma.

(Yun. Stichomythia Stichos - tek dize mythos- konuşma): Kaynağı antik Yunan tragedyası olan konu

1) yüksek sesle konuşmak 2) meydan okurcasına sert konuşmak 3) yapılması güç şeyleri gerçe

Kendini çevresindekilere kabul ettirebilmek için övünerek konuşmak. Örn: Bekçi, onlardan ces

Bir şeyin ayrıntılarını gereği gibi belirtmeden genel konuşmak. Örn: Yuvarlak konuşmayı b