Yirminci yüzyıl başlarında İtalya'da meydan, almış, taşralı edasiyle yazılan gösterişsiz

Güneş doğmadan önce beliren ya da battıktan sonra süregelen, süresi eşlek ve eksenucu çembe

Bir kimse, başkalarına bol bol yaptığı yardımı kendi yakınlarına yapmaz.

Düşük basınçlı uçunlarda elektriksel boşalım sırasında oluşan eksi ışınlar bölgesi i

Bir ışıl gözenin, ışımadığı halde çevriminden geçmekte olan artık akım.

Işık kaynağından gelen ışığın saçılmasını sağlayan bir sistemle numunenin koyu zeminde

Hava kararmak. Örn: Akşamdı, ortalığa hafif bir karanlık çökmüştü. -R. N. Güntekin. Tek

Bir uçun içinde, görünür bir ışık salımı olmaksızın elektrik boşalımı.

Güneş ışığı izgelerinde gözlendiği gibi, karanlık çizgiler içeren izge, anl. Fraunhofer

Bir şeyin önünde durarak görünmesine engel olmak.

Ortalık birdenbire kararmak. Örn: Gece kandili birdenbire sönmüş, oda zifirî karanlık kesilm

Davranışçıların, uyaranla tepki arasına giren değişkene verdikleri simgesel ad.

Sinema Her yanı sıkıca kapalı, yalnız ufacık bir deliği olan, bu delikten giren ışınların

Plak ve filmlerin yıkandığı ışıksız kapalı oda.

Sinema Fotoğrafçılık ve sinemacılıkta, üzerinde gizli görüntü bulunan duyarkatın bozulmad

Karanlık odada film banyosunun yapılması.

Cismin üzerine ışığın farklı bir açıyla gönderilerek şeffaf cisimlerin görülmesini sağ

Karanlıktan aşırı derecede korkma hastalığı.

Bir şeyi anlatmak isterken karşısındakinin anlayamayacağı bir işarette bulunmak veya bir söz

Her konuda tedbirli ve ihtiyatlı olmak büyük yarar sağlar ancak tedbirli ve ihtiyatlı olursak t

Ana çevirgeç kapatılarak sahnenin tümüyle karartılması durumu.