Kendini bir erkeğe beğendirmek isteyen kadın, ona güzel yemekler hazırlamalıdır.

Onikiparmak bağırsağında Ca+2’un mukoza epitel hücresine taşınmasına aracılık eden hücre

Yüreği ağzına gelmek. Örn: Kendisi de her fırsat düştükçe bunlarla yan yana harp ettiğin

1) kalbi çok vurmak 2) çok heyecanlanmak 3) yüreği çarpmak.

1) aşırı heyecan, üzüntü, yorgunluk veya herhangi bir hastalık yüzünden kalbi durmak, ölme

1) inancını kaybetmek 2) yüreği kararmak.

Kalp atışları düzensiz olmak, sıkıntı duymak 2) mec. bir meseleden dolayı aşırı üzülmek

YüreÄŸi sızlamak. Örn: Sekiz sene evvel Ä°stanbul'dan kalbim sızlayarak çıktım. -S. F. AbasÄ

Yüreği yerinden oynamak. Örn: En hafif bir hareketi kalbimizi yerinden oynatmaya yeterdi. -A. Ş

İnsanları kırmak ve üzmek, mutlu etmekten daha kolaydır.

Acı duymak. Örn: Koca Ali susar, kalbinin yırtıldığını, kilitlenen çenelerinin çatırdadÄ

Daha çok kulakçıklarda yer alan ve kalp boşluklarıyla koroner arteryoller arasında doğrudan b

Sinoatriyal düğüm.

Kalbin doğuştan, göğüs boşluğu dışında deri altında veya karın boşluğunda biçimlenmes

Bir kimsenin sevgisi kazanılmak istendiğinde ona güzel yiyecekler ikram edilmelidir.

Bağırsak epitel hücrelerinde kalsiyumun taşınmasını sağlayan ve hücre zarıyla sitoplazmada

Gönlüne göre. Örn: Allah kalbine göre verdi.

Yüreğini açmak. Örn: Bir gün kalbini İclâl'e açtı. -Ö. Seyfettin.

Üzmek, sıkıntı vermek. Örn: Hikâyenin burası kalbimi burdu. -H. E. Adıvar.

Sevgisini kazanmak, kendine âşık etmek.

Acımasını sağlamak, yumuşatmak. Örn: Edebiyat hocamız Ali Bey'in kalbini eritecek bir konu s

Birinin duygu ve düşüncelerini, niyetini anlamak.

Düşüncelerini, duygu ağırlıklı bir biçimde anlatmak. Örn: Bana öyle geldi ki bu adam kafa

İnce bir davranış veya güzel bir sözle birinin sevgisini kazanmak, ilgisini çekmek. Örn: Hel

Gönül kırmak. Örn: Hak yemek, kanuna aykırı bir şey yapmak, kalp kırmak korkusuyla bir tür

Nükleer reaktörün, yakıt unsurlarını içeren ve enerji üretilen bölümü.