(Derleme. titreşimli akıcı, titrek konson, akıcı konson, akıcı fonem) Ciğerlerden gelen hava

Dudakların birbirine, dişlerin alt dudağa, dil ucunun dişlere veya damağa dokunuşu sırasında

b, g, k gibi patlayıcı ünsüzlerden biri ile h gırtlak ünsüzünün r, l, m, n, y gibi bol sesl

İbarenin hiç bir ses pürüzü olmadan akar gibi söylenebilir olma hali (AKICI, Selis).

Sinema 1. Bir filmin bir çekiminden öbür çekimine geçişteki ustalık. Bu geçişte seyircinin

Sıvıların akmaya karşı direnci, akış hızının karşıtı, viskozite, yapışkanlık, akış

(Prunella collaris): Ötücü-kuşlar (Passeriformes) takımının şarkıcıkuşugiller (Prunellida

Bir ineğin kendisine ait olmayan bir buzağının annesi olması.

Opera'da başrolde oynayan kadın sanatçı.

Bireyler, toplumsal kümeler ya da toplumlar arasında erk kullanma yoluyla astlık-üstlük ilişki

Bir başka şirketin hisselerinin büyük bir kısmını ele geçirerek yeni bir yönetim oluşturma

(anlamdaÅŸ. fitofag), (Yun. phyton = bitki, Yun.phagein=yemek): Bitki yiyerek beslenen hayvanlar otÃ

Tanecikleri birbirine yaklaştıran kuvvete ilişkin.

Yıldızların cam plaklar üzerinde resmini alabilen, açıklık oranı büyük (1: 8 den dazla), Ã

Ne yaptığını bilmeyen kişi işi tersinden yürütmeye kalkar.

Kaplamayı yapıştırırken kullanılan, elektrikle ısınan, geniş ağızlı, çekice benzeyen ar

Eskiye bağlılık, artık kullanılıştan düşmüş olan eski kelimeleri veya kelimelerin eski bi

Sinema/TV. Etkileri, hileleri gerçekleştiren kimse.

(Derleme.. etken ses) Bir sözcükte başka bir sesi etkileyen ses: Ekmekçi sözcüğündeki k ve y

Etkin besin maddeleri.

Aradan bir yıl geçmiÅŸ, davranışının karşılığını ÅŸimdi görüyor, yaptığının acısÄ

1) yapamayacağı kadar ağır bir iÅŸi varken baÅŸka bir iÅŸ daha yüklenmiÅŸ 2) kendisi sığıntÄ

1) yapamayacağı kadar ağır bir işi varken başka bir iş daha yüklenmiş anlamında kullanıla

Sığıntı durumunda olan kişi, yabancı bir yerde hiçbir şeye karışmamalı, sessiz, kendi hâ

Hava-gazyakıt karışımını yakan yakıcı.

Kafesteki hayvanlara bakan ve onları koruyan kişi.

1. bk. ikili sayı dizgesi. 2. iki ya da daha çok sayıda ikiç'in toplamı.

Birbirinden ayrı, birbirinden bağımsız, birbirine geri götürülemeyen, birbirinin yanında ya

Birbirinden ayrı, birbirinden bağımsız, birbirine geri götürülemeyen, birbirinin yanında ya

Olayları karşıt ve etkileşen iki öğeye dayanarak açıklayan yaklaşım.

Işınım ile yüzeyleri ısıtma işini gören, tuğlamsı gereçlerden yapılmış bir tür hava-g

Kaplamayı elle yapıştırmada yararlanılan geniş ağızlı özel çekiç.

(…) biçimindeki çıkarım kuralı.

Bazı insanlar hiç olmayacak bir şeyi kendisine dert edinir.

1) geriye doğru gitmek, geri geri gitmek 2) henüz yürümeyen bebek kıçüstü gitmek.

Başvurduğu yerden olumlu sonuç alamayarak.

Karşısındaki kişinin uğradığı bir olumsuzluğa aşırı derecede sevinmek.

Kaba 1) bağırıp çağırmak 2) bütün gücünü kullanarak uğraşmak.

anat. Kılların dikleşmesini sağlayan çizgisiz kas demetçikleri, muskuli arrektores pilorum.

Bir hücre ya da organizmayı kendine çeken herhangi bir kimyasal madde. Kemoatraktant.

Öylesine sinsi ve kurnaz kimseler vardır ki adı zalime, haine ve kötüye çıkmış kimselerden

Konuşulan konuyu yanlış, ters anlamak.

Konuşulan konuyu ilgisiz, üstünkörü veya önem vermeden dinlemek.

Niteliksiz veya deneyimsiz nitelikli çalışanların nitelikli veya deneyim sahibi çalışanlarla

Opera tekniğiyle şarkı söyleyen sanatçı.

Tek bir özdeciğin kimyasal bölümleri arasındaki kuvvet.

Tahta, boynuz, plastik veya metalden yapılmış perküsyon yapmaya yarayan bir ucu plastik olan sap

Tkz. bulunduÄŸu rahat durumun deÄŸerini bilmemek.

Sinema Şakşakçılık ve takıcılık işlerini birlikte gören kimse.

Sinema/TV. Bir filmde ya da televizyon izlencesinde şarkı söyleyen kimse.

Sürülerle dolaşıp, sırasında ekinlere büyük zarar veren, ayrıca yaprak ve sürgünleri de k

(Prunellidae), (Lat. prunella=şarkıcı kuşu) Omurgalı hayvanlardan kuşlar (Aves) sınıfının

Ne yaptığını bilmeyen kişi işi tersinden yürütmeye kalkar.

Sinema/TV. Çeşitli ses etkilerini gerçekleştiren ve yöneten kimse.

Sinema Alıcıya boş filmin takılıp, kullanılan filmin çıkarılması işini gerçekleştiren,

Başkalarından geri kalmamak için gücünü aşan işlere girişenler büyük zararlara uğrarlar.

Başkalarından geri kalmamak için gücünü aşan işlere girişenler büyük zararlara uğrarlar.

Bir takımyıldızın adı.

Çizeneklerki büyütülmüş ya da küçültülmüş aynısını çizen aygıt.

Tırnak keskisine vurmaya yarayan aygıt.

Alanında uzman olan bir kiÅŸi, bir sorunu kolayca çözümleyebilme becerisi gösteriyorsa bu, aynÄ

1. Fırın ve ocakları ısıtmak için akaryakıt yakan araç. 2. Alazlı iÅŸlemlerde hava ile yakÄ

Kuvvetli mineral asitler, bazı organik asitler ve alkalilerin dokularla doğrudan temasa gelmeleriy

(karşılık: knidoblast), (Yun. knide knide = ısırgan, Yun.blastos = tomurcuk) Knidlilerde buluna

(Yun. knide: ısırgan blastos: tomurcuk) Knidlilerin (Cnidaria) içinde yakıcı kamçılar taşıy

(Yun. knide: ısırgan kystis: kese) Knidlilerde yakıcı gözeler içinde bulunan ve korunmaya, avl

(karşılık: knidosist), (Yun. knide = ısırgan, Yun.kystis = kese) Knidlilerde yakıcı gözeler

(…) biçimindeki çıkarım kuralı.

Kötü hava, kıtlık, mutsuzluk, başkaldırma ve ölüm gibi oluşumları sağlamak amacıyla uygu

Aksak rekabet piyasasında üretim yapan firmaların ürettikleri mal ve hizmet fiyatlarını sürek

Yüzeyleri, yüksek hızla ve ısı yayılması yoluyla ısıtılan, tuğlamsı gereçlerden yapılm