Sonu abanıkla biten isimlerin çekimi: Ev, ev-i, ev-e... gibi.

Bir açınıkla biten isimlerin çekimi: kapı, ka-pı-yı, kapı-ya... gibi.

(Derleme, isim gövdesi) Ad veya eylem kökünden yapım ekleriyle türetilen ve ad olarak kullanıl

Konuğumuzdan veya yanımıza bir iş için gelen kimseden yüksünmemeliyiz çünkü onlar yanımı

anat. Döl yatağının, cornu uteri’leriyle cervix uteri’si arasında kalan bölümü, korpus ute

anat. Pubis kemiğininn asetabulumun oluşumuna katılan parçası, corpus ossis pubis.

anat. Embriyonun dışında yer alan boşluk.

anat. Embriyonun iç kısmında iç mezodermin dış ve iç yaprakları arasındaki boşluk.

anat. Epididimisin caput ve cauda epididymidis’i arasında kalan bölümü, korpus epididimidis.

(Derleme., fiil gövdesi, fiil tabanı, fiillik taban) Eylem veya ad kökünden yapım ekleriyle tü

Ağacın dalları ile kökü arasındaki bölümü.

Bitkilerde yaprak ve üreme organlarını taşıyan genelde toprak üstünde olan yapılar.

(Derleme.. taban, türemiş kelime) Köklere yapım eklerinin getirilmesiyle meydana gelen türev: E

Bir kelimeden çekim takıları çıktıktan sonra geri kalan kısım. Kendilerinde bulunan eklerin

Gövde yapmağa yarayan "açınık.

Dansçının gövde ağırlığı.

İsim ve fiil çekimlerinde gövdenin eksiksiz veya eksikli olarak çeşitlenmesi (İSİM ÇEKİMİN

Temelinde dinsel ve büyüsel öğeler yatan ve yas, savaş, bayram, erginleme ve geçiş törenleri

Hint-Avrupa dillerinde görüldüğü gibi takıları doğrudan doğruya köke değil de, gövdeye g

Kesilmiş hayvanın kanı akıtılıp yüzüldükten, deri, kuyruk ve bütün iç organları böbrek

Karkas kalıntısı.

(Heykel) Kollar, babacaklar ve baş dışında kalan insan gövdesinin heykeli.

Dışlastiğin iskeletini oluşturan iplikten yapılma katların her biri.

Köşelerinde olduğu gibi gövde özeğinde de örgüsü bulunan buzsul.

Büyüsel ve dinsel etkilerle ya da güzellik amacıyla gövdenin türlü örgenlerinin doğal biçi

Gövde duruşlarını saptayan simge.

Histogramın daha yalın ve gelişmiş bir çizimi olan, aralık ve oransal ölçümlü bir veri diz

Gövde meydana getirmek üzere köke eklenen yapılık (bk. Kelime yapılığı).

Bir gövde açınığının yardımıyla olan oluğum.

Gövde açınığı almaksızın ekin doğrudan doğruya köke gelmesiyle olan oluşum.

Tkz. oburca yemek. Örn: Bir tepsi baklavayı gövdeye indirdikten sonra... -T. Buğra.

ÇaÄŸdaÅŸ binitlerde kullanılan, yüklerin gövdenin tüm parçalarınca paylaşılarak taşınmasÄ

anat. Kaburga kemiğinin angulus costae’den cartilago costalis’e kadar olan bölümü, korpus kost

Çok kan dökülmek. Örn: Cephelerde kan gövdeyi götürürken bu macera adamının aramızda ne

Salt sıcaklığın dördüncü kuvvetiyle (T4) orantılı olarak artan, çeÅŸitli titreÅŸim sayılÄ

anat. Kaval kemiğinin üst ve alt uçları arasında kalan bölümü, korpus tibya.

(Yun. dia: içinden phyein: ileri götürmek) Kol ve bacak kemiklerinin iki ucu arasında kalan orta

(karşılık: diyafiz), (Yun. dia=arasında, Yun. phyein=meydana getirmek) Uzun kemiklerin iki ucu a

anat. Kol kemiğinin üst ve alt uçları arasında kalan orta parçası, korpus humeri.

(Mimarlık) Minarelerde şerefe ile pabuç arasındaki bölüm. a. bk. şerefe, pabuç, minare kürs

Yuvguları içeren ve öbür öğelerin üzerine bağlandığı en büyük motor parçası.

Bir öğeciğin değerlik eksiciği kabuklarından soyulmuş gövdesi.

anat. Penisin, iki crura penisÂ’in birleÅŸmesinden oluÅŸan ve glans penisÂ’e kadar uzanan kesimi, ko

Püskürtecin, motor kafasına tutturulan, dış tarafında yakıt borularını, iç tarafında meme

Rendenin talaş çıkaran bıçağına yataklık eden ve bıçağın düzgün sürülmesini sağlaya

Yumurta verimi düşmüş veya ölmüş tavukların olduğu gibi mezbaha rendering ünitesinde bası

Üretecin göbek ve öteki bölümlerini içeren dış kabuğu.