-
Yenişehir » Özel Fırsat Yabancı Dil Kursu
Kooperatifler Mah. Şair Sırrı Hanım Sk. Kelebek Sitesi A-blok No: 25a-blok İç Kapı No: 2 Yenişehir / Diyarbakır
-
Eline Fırsat Geçmek
İmkân bulmak. Örn: Hazır fırsat geçmiş eline, hiç öyle mi konuşulur?
-
Fırsat Beklemek (aramak)
En uygun şartı, durumu veya zamanı kollamak.
-
Fırsat Bilmek
Bir şeyden belli bir amaçla hemen yararlanmak. Örn: Bazı kişiler üstüme varmak için fırsat
-
Fırsat Bu Fırsat
yararlanılacak en uygun zaman anlamında kullanılan bir söz. Örn: Fırsat bu fırsat deyip geli
-
Fırsat Bulmak
Uygun, elverişli zaman bulmak. Örn: Ben ve ablanız, fırsat buldukça size serbest ders vermeye
-
Fırsat Düşmek (çıkmak)
Bir imkâna kavuşmak. Örn: Evet mademki fırsat düşmüştü. Cesaretini göstermek lazımdı. -
-
Fırsat Eşitliği
Bir ülkedeki eğitim, iş gibi her türlü olanaktan her bireyin eşit yararlanma hakkına sahip ol
-
Fırsat Her Vakit Ele Geçmez
Fırsat insanın eline çok seyrek geçtiği için çıkan fırsat iyi değerlendirilmelidir.
-
Fırsat Her Vakit Ele Geçmez
fırsat insanın eline çok seyrek geçtiği için çıkan fırsat iyi değerlendirilmelidir anlamı
-
Fırsat Kollamak (gözlemek)
Yapmak istediği iş için uygun bir zaman veya bir durum beklemek. Örn: Sonra fırsat kollamasın
-
Fırsat Maliyeti
1. Çeşitli seçenekler arasında bir tanesini seçmekle, vazgeçilen diğer seçenekler nedeniyle
-
Fırsat Öğretimi
Çok az rastlanan ya da bir daha rastlanılacağı düşünülmeyen durum ve olaylar karşısında d
-
Fırsat Sakal Altından Geçer
Fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir.
-
Fırsat Sakal Altından Geçer
fırsatı yakalayabilmek için uygun zamanı kollamak gerekir anlamında kullanılan bir söz.
-
Fırsat Vermek
Bir işi yapmak için uygun, elverişli şartı sağlamak. Örn: Bu çeşit yazılara cevap vermek
-
Fırsatçı Mikobakteriyel Granülom
Kedilerin atipik mikobakteriyel granülomu.
-
Fırsatçılık
Güç durumlarda, uzak ve üstün amaçları bir yana bırakarak yalnızca içinde bulunulan koşull
-
Fırsatçılık
Normalde zararsız olan bir bakterinin, bağışıklık sistemi yetersiz hastada enfeksiyona neden o
-
Fırsatı Ganimet Bilmek
Çıkan fırsattan en iyi biçimde yararlanmak. Örn: Fırsatı ganimet bilen İbrahim Ağa, soluğ
-
Fırsatı Kaçırmak
Elverişli durumdan yararlanmamak. Örn: Fırsatı kaçırmadım, hakkında malumat topladım. -R.
-
Fırsattan İstifade Etmek
Ele geçirilen imkân veya durumdan en iyi biçimde yararlanmak.
-
Yiğit Bin Yaşar, Fırsat Bir Düşer
KiÅŸiye ömrü boyunca ancak bir kez çok önemli bir iÅŸ yapma fırsatı geçer, bu fırsatı kaçÄ
Fotoğraf makinesinin flaşı çok kısa bir zamanda çok kuvvetli bir ışık verir. Gözbebeğimiz ise bu kadar kısa zamanda küçülmeye fırsat bulamaz. Işık doğrudan retinaya ulaşır ve oradan da doğrudan kılcal damarların görüntüsü yans
TEDMEM Direktörü Prof. Dr. Emin Karip ise Türkiye’de yoksulluğun aileden çocuklara transfer edildiğini belirtti.
Girişimci pazardaki fırsatları belirleyen, fırsatları veya ihtiyaçları iş fikrine dönüştüren, üretim faktörlerini uyumlu bir şekilde bir araya getiren, kar amacı güden ve girişimlerinin sonucu doğabilecek tüm risklere katlanan ve tüm
I. Balkan Savaşı’nda aldıkları toprakları kendi aralarında paylaşamayan Balkan ülkeleri kendi aralarında savaşa tutuştular. Osmanlı Devleti bunu fırsat olarak gördü ve saldırarak Edirne ve Kırklareli’yi geri aldı
Yüzyıllarca önce insanlarda şeytani güçlerin, bebeklerin veya küçük çocukların odalarında dolaştıklarına, onların vücutlarına girmek için fırsat kolladıklarına ilişkin ortak bir inanç vardı