Aranan: Etmek

  1. Gökhan Ünel - Atomu parçalamak icin ne gerekli?

    TEDxİstanbul Konuşması: Gökhan Ünel Atomu parçalamak icin ne gerekli? Ilk olarak kendine güven "Hareket başlatmak için, elimizi kirletmekten, bilimsel düşünmekten, deney yapmaktan ve tüm bunları çevremize anlatmaktan çekinmeyeceğiz"

  2. İzzet Pinto - Paylaşmayı Bilmezsen Kazanamazsın

    TEDxİstanbul Konuşması: Başarısızlıkla sonuçlanan tüm girişimlerine rağmen denemekten vazgeçmemek gerektiğine dikkat çeken İzzet Pinto, başarının hayal etmek, harekete geçmek, %100 inanmak ve risk almakla elde edildiğini vurguluyor.

  3. İngilizce Yardımcı Fiiller Geçmiş Zaman - Past Tense of Modal Verbs

    İngilizce Yardımcı Fiiller Geçmiş Zaman - Past Tense of Modal Verbs; Uzun kalmak istemedik - We did not want to stay long. Bir şey içmek istemedik - We did not want to drink anything. Rahatsız etmek istemedik - We did not want to disturb you.

  4. Ä°ngilizce Bir Åžeyi Rica Etmek - Asking for Something

    İngilizce Bir Şeyi Rica Etmek - Asking for Something; Saçlarımı kesebilir misiniz - Can you cut my hair? Kısa olmasın, lütfen - Not too short, please. Biraz daha kısa, lütfen - A bit shorter, please.

  5. Ä°ngilizce Bir Åžey Arzu Etmek - To Like Something

    İngilizce Bir Şey Arzu Etmek - To Like Something; Bir şey içmek istiyorum - I want to drink something. Birşey yemek istiyorum - I want to eat something. Biraz dinlenmek istiyorum - I want to relax a little.

  6. Kelime Öğrenme - Hissetmek

    Çocuklar İçin İngilizce; Hissetmek / Feelings - Are you happy

  7. Solunum Sistemi

    Solunum, genel anlamda canlı organizmada gaz değişimini ifade etmek için kullanılır. 1. Dış SolunumSolunum organlarıyla dış ortamdan hava alınması ve verilmesi, yani soluk alıp vermeye denir. 2. İç Solunum

  8. Kobilere Kredi Yardımı

    Girişimci, bazen kredisini uluslararası pazardan kendisi bulabildiği gibi bazen de uluslararası finans kuruluşlarının dış kredilerini tercih etmektedir. Çoğunlukla bu olanaklardan haberi olmayan küçük ve orta boy işletmeler, finansal sorunl

  9. İş Ahlâkının Kurumsallaşması

    İş ahlâkının kurumsallaşması giderek önem arz etmektedir. Kurumsallaşma bir anda gerçekleşecek bir olgu değildir.

  10. Google’ın Yeni Oyuncağı El Tanıma Sensörü

    Google İleri Teknoloji ve Projeler grubunun bir projesinin bir parçası olarak geliştirilen Soli Sensörü, daha düşük enerjiyi kullanmak ve el değirmenlerini bir milimetrelik seviyede tespit etmek için tasarlanmış düşük güçlü bir radardı

  11. Türk İslam Devletlerinde Hukuk

    Türklerin İslamiyeti kabul etmeleriyle birlikte hukuk sisteminde değişiklikler yaşanmıştır. Töre devam etmekle birlikte Şeri Hukuk ta uygulanmaya başlamıştır. Böylelikle Türk-İslam devletlerinde Hukuk ikiye ayrılmıştır.

  12. Tembellik ve Erteleme Hastalığını Yok Etmek

    Büyük bir motivasyon ve heyecanla bir şey üzerinde çalışmak için ideal şartların oluşması tabiki de çok güzel. Keşke, işimizi yaparken önümüze hiçbir engel çıkmasa. Fakat, hayatta hiçbir başarı çok rahat bir şekilde elde edilmez

  13. Girişimcilik Kültürünün Tanımı ve Özellikleri

    Günümüz girişimcisi çabalarını sürdürdüğü ortamda çalışma koşullarını etkileyen faktörleri bilmek, personelin davranışlarını önceden tahmin etmek istemektedir.

  14. Ä°lk Mezhep - Haricilik

    İsyan etmek, ayaklanmak… muhalifleri bu ismi kendilerine karalama maksatlı söylüyor (hakk’tan İslam’dan çıkan)

  15. Metal Sektöründe Sağlık Tehlikeleri

    Metal eritme ve arıtma endüstrisinde saf metalleri elde etmek için metal cevherleri ve hurdaları işlenir. Metal işleme endüstrisi ise sanayi ve diğer farklı sektörlerin ihtiyaç duyduğu makine ve makine parçaları, alet ve araçların üretimi

  16. Girişimci İle Yönetici Arasındaki Farklar

    Yönetici karı ve riski başkalarına ait olmak üzere mal veya hizmet üretmek için üretim öğelerinin alımını yapan veya yaptıran, bunları belli gereksinmeleri doyurmak amacına yönelten, işletmeyi girişimci adına çalıştırma sorumluluğ

  17. Muz Kullanarak Telefonları Şarj Etmek

    Muz Kullanarak Telefonları Şarj Etmek. Bir muz kullanarak telefonunuzu şarj edebilirsiniz.

  18. Patates Kullanarak Telefon Åžarj Etmek

    Bu videoda, bir telefonu patatesle şarj edip edemeyeceğinizi göreceksiniz. Sonuçlar şok edici!



  1. (bir İşi Birinin) Sütüne Havale Etmek

    İşi, beklenen biçimde yapmasını o kişinin vicdanına bırakmak.

  2. (bir İşi) Piç Etmek

    Tkz. 1) yapayım derken bozmak, çıkmaza sokmak 2) tadını kaçırmak, tatsız bir durum yaratmak.

  3. (bir İşin) Hamallığını Etmek (yapmak)

    Bir işin önemsiz fakat ağır ve yorucu yükünü taşımak. Örn: Yok, yok! Sizi kimse hamallık

  4. (bir Şeyden) Söz Etmek

    O şey üzerinde konuşmak. Örn: Dilin çağdaş kadın yazara hazırladığı tuzaklardan söz et

  5. (bir Şeye, Kimseye) Yazık Etmek

    Boş yere zarar vermek. Örn: Kumaşa yazık etti. Çocuğa yazık ettiniz.

  6. (bir Åžeyi Birine) Haram Etmek

    O şeyden umulan yarar ve rahatı tattırmamak.

  7. (bir Åžeyi) Deve Yapmak (etmek)

    Başkasının malını kendine mal etmek. Örn: Onu soyup soğana çevirecek, babasından kalan evl

  8. (bir Åžeyi) Garanti Etmek

    1) o şeyle ilgili olarak güvence vermek 2) bir işin gerçekleşmesi için gerekli önlemleri alma

  9. (bir Şeyi) Gâvur Etmek

    Boşuna harcamak, yerinde harcamamış olmak, işe yaramaz duruma getirmek.

  10. (bir Åžeyi) Ä°mza Etmek

    İmzalamak. Örn: Bir haftaya kalmayacak, bizim delegeler sulhu imza edecekler. -Ö. Seyfettin.

  11. (bir Şeyi) Katık Etmek

    Ekmeğin çok, yemeğin az olduğu durumlarda yemeği ölçülü yemek.

  12. (bir Åžeyi, Kendini) Siper Etmek

    1) kendini veya bir şeyi korumak amacıyla bir başka şeyi siper olarak kullanmak. Örn: Tuğla h

  13. (bir Yeri Birine) Zindan Etmek

    Bir yeri yaşanmaz, huzursuz, rahatsız, zevk alınmaz bir duruma getirmek. Örn: Ah evladım, sorm

  14. (bir Yeri) Yol Etmek

    O yere sık sık gitmek. Örn: Yol etti kendisine ihtiyarlar kahvesini. -K. Korcan.

  15. (bir Yerin, Bir Şeyin) Havasını Teneffüs Etmek

    1) içinde hissetmek 2) ortamı yaşamak. Örn: Orada insanlığın, faziletin, sevginin havasını

  16. (birine) Dünyayı Zindan (zehir) Etmek (dünyayı Başına Dar Etmek)

    Bir kimseyi çok sıkıntılı bir duruma sokmak. Örn: En güzel zamanında hiç olmayacak bir şe

  17. (birine) Hayatı Cehennem Etmek

    Büyük üzüntü ve sıkıntı vermek. Örn: En yakınlarından başlayarak herkese hayatı cehenn

  18. (birine) İltimas Etmek (geçmek)

    Kayırmak, korumak. Örn: Sanırım ki öğretmenler bana iltimas geçiyorlardı. -A. Erhat.

  19. (birine) Ä°ÅŸ Etmek

    Aldatmak, birine beklemediği bir davranışta bulunarak onu zarara sokmak.

  20. (birine) Meydanı Dar Etmek

    Birini çok sıkıntıya sokmak, her yönden sıkıştırmak.

  21. (birine) Oyun Etmek

    Kurnazlıkla birini aldatmak. Örn: Kendisine oyun ettim diye, benden kuşkulandığı hâlde gene

  22. (birine) PerestiÅŸ Etmek

    Sevmek. Örn: Küçük hanıma bütün ruhumla perestiş ediyorum. -Ö. Seyfettin.

  23. (birine) Uşaklık Etmek

    1) bir kimseye hizmet veya kulluk etmek 2) mec. kendi çıkarı için yasal veya ahlaki olmasa bile

  24. (birine) Yağcılık Etmek

    Gereksiz biçimde övmek, dalkavukluk etmek.

  25. (birini Bir Åžeye) Alet Etmek

    Bir kimseyi hoş olmayan bir işte aracı olarak kullanmak. Örn: Sen kalktın, onu şakaya, latife

  26. (birini Bir Åžeye) Gark Etmek

    1) batırmak, boğmak 2) mec. birine bir şeyi bol bol vermek. Örn: Bu hayrı ile milletimizi nura

  27. (birini) Altı Okka Etmek

    Birini kollarından ve bacaklarından tutup yukarı kaldırarak sallamak veya götürmek.

  28. (birini) Anasından Doğduğuna Pişman Etmek

    Çok eziyet etmek, çok üzmek, bezdirmek.

  29. (birini) Fena Etmek

    1) kötü davranmak 2) kötü bir duruma düşürmek. Örn: Bu koku beni fena etti.

  30. (birini) Komalık Etmek

    1) döverek kıpırdamayacak duruma getirmek 2) mec. çok sinirlendirmek.

  31. (birini) Linç Etmek

    Yargılamadan öldürmek. Örn: Yakalamışlar adamı. Ahali linç edecekmiş az kalsın. -S. F. Ab

  32. (birini) On Paralık Etmek

    Birine hakarette bulunmak, birini kötü duruma düşürmek.

  33. (birini) Rezil Etmek

    İsteyerek veya istemeyerek birini çok utanacak güç bir duruma sokmak. Örn: Sadece rezil etmekl

  34. (birini, Bir Åžeyi) Adam Etmek

    1) eğitmek, yetiştirmek, topluma yararlı duruma getirmek 2) bir yeri düzene sokmak 3) işe yarar

  35. (birini, Bir Şeyi) İki Paralık Etmek

    Değerini düşürmek. Örn: Talebeliğin şerefini iki paralık etmişti gene. -R. Ilgaz.

  36. (birini, Bir Åžeyi) Musallat Etmek

    Birini, bir başkasının başına bela etmek.

  37. (birinin) Adını Kirletmek (lekelemek)

    Adının kötüye çıkmasına yol açmak.

  38. (birinin) Gönlünü Etmek (yapmak)

    Birini razı ve hoşnut etmek. Örn: Ben patronun gönlünü ederim, hafta arasında. -N. Cumalı.

  39. (birinin) Gönlünü Hoş Etmek

    Birinin dileğini yerine getirerek onu sevindirmek. Örn: Feride, çocukların birini bırakıp öt

  40. (birinin) Tüylerini Diken Diken Etmek

    Korkutmak, tiksindirmek. Örn: Ne vahÅŸi, ne korkunç insanın tüylerini diken diken eden bir ölÃ

  41. (birinin) Yüreğini Tüketmek

    Bir şeyi anlayıncaya kadar anlatanı çok yormak.

  42. (biriyle) Kozunu PaylaÅŸmak (pay Etmek)

    Aralarındaki anlaşmazlığı zora başvurarak çözümlemek, sona erdirmek. Örn: Mümeyyiz Efend

  43. (biriyle) Temas Etmek

    1) görüşüp konuşmak 2) cinsel ilişkide bulunmak.

  44. (davayı) Nakzen İade Etmek

    Huk. bir yargı kararını, yargılama yöntemine ilişkin hükümler bakımından yerinde görmeyip

  45. (herhangi Bir Åžeye) Talim Etmek

    Tkz. 1) az para karşılığında çalışmak 2) hep aynı şeyi yemek zorunda olmak.

  46. Abesle Ä°ÅŸtigal Etmek (uÄŸraÅŸmak)

    Yersiz, yararsız işlerle vakit öldürmek. Örn: Yazarlarımızın çoğu yalnızca kendi ürünl

  47. Absorbe Etmek

    Emmek, içine çekmek, içine almak.

  48. Aforoz Etmek

    Bir Hıristiyanı kilise topluluğundan çıkarmak.

  49. Aforoz Etmek

    1) kilise birliğinden çıkarmak. Örn: Aforoz edilmiş, kiliseden kovulmuş. -N. F. Kısakürek.

  50. Ağız Birliği Etmek

    Bir konuda anlaşarak aynı biçimde konuşmak, söz birliği etmek.

  51. Ağız Etmek

    Yaranmak için kibar konuşmaya çalışmak. Örn: Kolonya dökmekten, şeker tutmaktan iyi gözük

  52. Ah Etmek

    1) acı ile içini çekmek 2) mec. ilenmek. Örn: Vakit vakit gözlerini kapayarak o herkesin / Ah

  53. Ah Vah Etmek (demek)

    Pişman olmak. Örn: Yaptığım deliliğe ne zaman ah vah diyeceğimi bir kestirebilsem. -S. F. Ab

  54. Akıl Etmek

    Herhangi bir önlem veya çareyi zamanında düşünmek. Örn: Duvar saatine bakmayı akıl ettiği

  55. Akıl Öğretmek

    Birine nasıl davranacağını göstermek, yol göstermek, akıl vermek. Örn: Sana ne oluyor? Akı

  56. Akıllılık Etmek

    1) yerinde ve uygun davranmak 2) uyanık davranmak.

  57. Aklına Yelken Etmek

    Düşüncesizce davranmak veya aklına geleni hemen yapmak.

  58. Akşamı Akşam Etmek

    Akşamın olmasını sabırsızlıkla beklemek.

  59. Akşamı Bulmak (etmek)

    Akşamlamak, günü bitirmek. Örn: Halk baharları ve yazları, dolmalarla, helvalarla gidip akşa

  60. Alaşağı Etmek

    Karşı güreşçiyi kaldırıp yere vurmak.

  61. Alaşağı Etmek

    1) yetkilerini elinden alıp birini yerinden uzaklaştırmak, atmak, kovmak 2) kapıp yere vurmak 3)

  62. Alt Etmek

    Üstünlük sağlamak, yenmek. Örn: Sanatı kendi şartları, kendi ölçüleri içinde alt etmeye

  63. Altın Adını Bakır Etmek

    Kötü işler yaparak temiz ve parlak ününü karartmak.

  64. Altına Etmek (kaçırmak)

    1) yatağına veya donuna işemek 2) mec. çok korkmak.

  65. Altüst Etmek

    1) alt yüzünü üst yüzüne getirmek 2) çok karışık duruma getirmek, düzenini bozmak. Örn:

  66. Avurt Satmak (avurt Zavurt Etmek)

    1) beceremeyeceği şeyleri becerebilecekmiş gibi konuşmak 2) korkutucu sözler söylemek.

  67. Ayrıcalık Gözetmek

    Ayrıcalık tanımak. Örn: Annem, babam çocuklar arasında hiçbir ayrıcalık gözetmezlerdi. -A

  68. Azat Etmek

    Bir kul ya da karavaşa özgürlüğünü geri vermek.

  69. Bahsi Kaybetmek

    İleri sürülen, savunulan görüşün yanlış olduğu ortaya çıkmak.

  70. BaÅŸ Etmek

    1) gücü yetmek. Örn: Ben onlarla baş etmeye çalışıyordum ki Hasan'ın kapısı birden açı

  71. Baş Göz Etmek

    Hlk. evlendirmek. Örn: OÄŸullarının artık normal bir yaÅŸam süreceÄŸini sanan anne baba ona gÃ

  72. Baş Tacı Etmek

    Çok sevmek ve saymak, el üstünde tutmak.

  73. Başına Kakmak (kakınç Etmek)

    Yapılan bir iyiliği yüzüne vurarak birini üzmek. Örn: Ali Rıza Bey onu şirkete yerleştirme

  74. BaÅŸtan Kara Etmek

    Batma tehlikesi karşısında, gemi başını karaya vurup oturmak.

  75. Bayram Etmek (yapmak)

    Çok sevinmek. Örn: Sabaha kadar tepindiler. Bayram ediyorlar. -N. F. Kısakürek.

  76. Benzetmek Gibi Olmasın

    Kötü bir sona uÄŸramış birinden veya bir ÅŸeyden söz ederken, ona benzetilen kimse veya ÅŸey iÃ

  77. Beş Paralık Etmek

    Zor durumda bırakmak, dile düşürmek, rezil etmek.

  78. BeÅŸiklik Etmek

    Beşiklik görevini yapmak. Örn: Anadolu bugünkü Türklerin vatanı olmadan önce, sayısız top

  79. Bir Çift Lakırtı Etmek

    Kısa konuşmak. Örn: Adam hesabına koyup bir hatır sormaz, bir çift lakırtı etmezler. -M. Ş

  80. Bir Çuval İnciri Berbat Etmek

    Düzelmekte olan bir durumu yersiz, yanlış davranışlarla bozmak. Örn: Bir çuval inciri berbat

  81. Bir Paralık Etmek

    Çok utanacak, işe yaramaz bir duruma düşürmek. Örn: Burnumuzun dibinde araba soydular, namusu

  82. Bir Yiyip Bin Şükretmek

    Kötü durumda olanlara bakarak kendi durumunun değerini bilmek. Örn: Bekâr olduğumuza bir yiye

  83. Boca Etmek

    1) geminin başını rüzgâr almayan tarafa çevirmek. Örn: Ne var ki Ateşoğlu dümendeydi. Yü

  84. Bok Etmek (bokunu Çıkarmak)

    Kaba bir iÅŸi, bir ÅŸeyi bozmak, berbat etmek.

  85. Bokuyla Kavga Etmek

    Kaba çok sinirli ve geçimsiz olmak, her şeye öfkelenir olmak.

  86. Borç Etmek (yapmak)

    Borçlanmak. Örn: Altlarında şilte, dolaplarında eşya kalmadı ama kimseye de borç yapmadıla

  87. Borç Harç Etmek

    Sürekli borç alıp vermek. Örn: Hazır param var biraz, biliyorsun. Yetmezse borç harç ederim.

  88. Bülbül Gibi Konuşturmak (söyletmek)

    İtiraf ettirmek. Örn: Buluştukları zaman da onu bülbül gibi konuşturdu. -T. Buğra.

  89. Büyük Yemin Etmek

    Bir şeyi yapmamak konusunda en kutsal şeyler üzerine ant içmek.

  90. Buyur Etmek

    1) buyurun diyerek konuğu saygı ile içeri almak. Örn: Soldaki bahçeli kahveye buyur ettim. -S.

  91. Çalyaka Etmek

    Yakasına yapışıp sıkıca tutmak. Örn: Şimdi karakoldan görürlerse kudurmuşsun diyerek ça

  92. Camadanı Fora Etmek

    Bağları koyuverip kısılmış yelkeni açmak.

  93. Canına Geçmek (işlemek Veya Kâr Etmek)

    Çok etkilemek. Örn: Yalnızlık canıma kâr etti, bilmem neylesem. -Ruhi.

  94. Canına Kastetmek

    1) intihara kalkışmak 2) birini öldürmeye hazırlanmak.

  95. Canına Tak Demek (etmek)

    Dayanamaz duruma gelmek, sabrı kalmamak. Örn: Kimsesizlik bu sefer tak dedi artık canıma. -M. A

  96. Canına Yetmek

    Katlanamayacak duruma gelmek, bezmek, bıkmak. Örn: Vatan hasreti artık canına yetmiş. -A. Kaba

  97. Çark Etmek

    1) bir doğrultuda giden kimse, şey sağa veya sola doğru yön değiştirmek. Örn: Küçük hizm

  98. Çarkına Etmek (okumak)

    Argo birine büyük kötülük yapmak veya işini bozarak zarar vermek.

  99. Cart Curt Etmek

    Göz korkutmak veya övünmek amacıyla abartılı konuşmak. Örn: Cart curt etmesine bakma, korka

  100. Cebellezi Etmek

    Cebine indirmek. Örn: Dalsın içeri de el âlemin kirazını, şeftalisini cebellezi mi etsin? -N



Mesaj / Bildirim Gönderin