bir yeri etraflıca (dolaşmak, aramak) anlamında kullanılan bir söz. Örn: İstanbul kazan ben

Sıkışık zamanlarda önemsiz şeylerin değeri çoktur.

Askıya ışıldağı ya da gereken aygıtı tutturan, kancaya benzer vidalı kelepçe.

Kabloyu duvara bağlayan lastik ya da plastik kelepçe.

Yaptığı bir iyiliğin acısını çıkarırcasına davranmak.

Işıldakları borulara ya da ışık köprüsüne, panoları birbirine tutturmakta kullanılan halk

Karşı güreşçiyi el ve ayak bileklerinden kavrayan pençe.

Bir tahta parçasını başka bir tahta parçasına sağlamca eklemede kullanılan demir kelepçe.

Karşı güreşçinin bacağını türlü biçimlerde dizinin üstünden kavrayıp çekerek açık d

Kanat gibi öne doğru açılmış (kulak).

Memelilerde bir çift bulunan dış kulağın sesi toplamaya yarayan kıkırdaktan yapılmış kıvr

Dış kulakta ses dalgalarını almaya yarayan, her yönü deriyle kaplı ve elastik kıkırdağı i

Memelilerde, dış-kulağın sesi toplamaya yarayan kıkırdaktan yapılmış girintili çıkıntıl

Görünümün arzu edilen biçimde olması veya kulakların dik durması amacıyla Bokser, Schnauzer

Köpek ve kedilerde kenar yüzünde mevsimsel olmayan, kaşıntısız, çift taraflı bakışımlı

İçyüzünü iyi bilen kimseye karşı, kusurlarını gizlemeye çalışan ve yüksek nitelikleri b

Yerdeki karşı güreşçinin yandan, karnı altına el atarak, ters yöndeki bacağını yakalayıp

İçi bez ya da plastikli, kıvrılmış teneke parçası. Zikzak yayları, döşenecek aÄŸaç çerÃ