Bir şey karşısında insanın dayanıklılığı elden gitmek. Örn: Bir lacivert petunya vardır

Bir kimse bir yakınının ölümünden büyük üzüntü duymak.

Kurallara, koşullara uyulmadıktan sonra bir sürü iş yapılabilir.

Yoksulluk içinde bulunan kimsenin bir eksiği giderilse başka bir eksiği kendini gösterir.

İnsan yapacağı işte başkalarına değil, kendine güvenmelidir.

Akışı ne kadar yavaş olursa olsun akarsuya girmek tehlikelidir, eloğluna güvenmek de doğru de

Akma noktasındaki dayanç.

Karakter oyununun tam tersi olan, kişilerin yaratılışından değil, durumların gerektirdiği ya

Bir eylem, inanç ya da düşüncenin altında yatan, bunlara yön ve anlam vererek denetçi ve sın

Plâzmitlerde bulunan ve çeşitli antibiyotiklere karşı girdikleri ya da bulundukları hücreyi d

(Durkheim) Bir toplumun, üyelerinin birbirine benzer olmasına dayalı uyumluluğu.

Çekilen sıkıntı artık katlanılamayacak bir duruma gelmek. Örn: Bıçak kemiğe dayandı mı

Yükselen piyasa ekonomilerinin dış borçlarının vade yapısı ve düzeyini gelişmiş ülke öl

Aşırı harcamalarla eldeki imkânlar çok çabuk tükenir.

Çekme deneyi ile elde edilen yük-uzama çizgesindeki en yüksek yük değerinin, deney öncesi ça

Yüksek ya da sırıkla atlamada üzerine çıtanın konduğu ayak.

Uçakların gövdelerinde kullanılan, yüksek sertleşebilirlikli ve son çekme dayancı 200.000 Ib

Ağaçişleri makinelerinde, işlenen parçayı gerekli konumda ve yönde ilerletmeye yarayan aygıt

Altta bulunan temel. Niteliklerin taşıyıcısı kendisine bir şey yüklenilen şey, töz. Bir ger

Söylemeyi kolaylaştırmak için bir kelimedeki bazı abanık öbeklerinin arasına katılan açın

Bir ya da birkaç yıldızın parlaklığını ya da bir başka özelliğini saptamak üzere karşı

1. Düzlemde bir B dışbükey bölgesi için, belirlediği açık yarıdüzlemlerden birinin B ile

Bir faz ya da yapının, dayancını artırma olayı ya da işlemi.

Küçük bir yerdeğişim ile, geriçağırıcı bir kuvvet oluştuğu için kendiliğinden denge ko

Temel bir değişikliğe yol açmadan sıcaklık, basınç, oykum gibi dış koşulların değişebi

Ev, otomobil, beyaz eşya gibi tüketim anında yok olup bitmeyen, kullanım süresi birden çok dö

Bir nesnenin ya da bir dizgenin bir dış kuvvet etkisiyle ayrıldığı denge durumuna geri dönme

Sinema Filmin, dış etkilere direnme niteliği.

Sinema Filmin dış etkilere karşı direncini ölçmek amacıyla yapılan deneyler.

1. Kolayca öğelerine bozunan. 2. Denge durumunu küçük bir yerdeğişim ile yitiren.

Yiyecek maddeleri ve temizlik ürünleri gibi tüketim anında yok olup biten mallar. krş. dayanık

Varolan bir hastalık durumu nedeniyle, ilacın belirli etkilerine normalden daha fazla duyarlılık

Bir nesnenin dayanabileceği en büyük zorlanımın, birim kesit başına kuvvet olarak değeri.

Bir sendikanın, iÅŸbırakımında bulunan baÅŸka bir sendikayı desteklemek amacıyla yaptığı iÅ

İşverenler ile sendikaların birlikte ücretleri piyasa denge ücretinin altında belirledikleri t

(Mimarlık) Yüksek yapılarda anaduvarlara binen yapı ağırlığını karşılamak üzere anaduva

(Mimarlık) Camilerde ve gotik kiliselerde, kubbe ya da çatı ağırlığının yanlara olan basın

(Mimarlık) Camilerde büyük kubbenin çevresinde yer alan ve kubbenin yanlara olan basıncını tu

Bir kaldıracın dayandığı durgan nokta.

(Mimarlık) Pencerelerin alt kenarında, oda içine çıkıntı yapan yatay yüzey.

1. Altta bulunan temel dayanak. 2. Lat. substantia ile eşanlamlı: Töz. (Lat. sub, Yun. hipo - alt

Yeğin bir depreme direnecek denli sağlam, özel olarak yapılmış bina.

Devirgi dingilini taşıyan destekler.

Uygulama alanının gereği olarak, dayancı düşük olan çelik.

Ekşitten etkilenmeyen gereçlerden yapılmış sızdırmaz.

Bir içyükülün, yalıtkanlığını koruyarak erişebileceği en yüksek elektriksel gerilim.

Kişilik örgütünde önemli çöküntülere yol açmadan bireyin dayanmaya güçlü olduğu zorluk

Alaşım elementlerinin ferrit katı çözeltisinde çözünmesi sonucu, ferritin dayananın artmasÄ

Ferritin dayanıklılaşmasına yol açma.

1) harekete geçirmek veya hızını artırmak için motorlu taşıtın gaz pedalına basmak 2) mec.

Vakti gelmek, kaçınılmaz olmak. Örn: Ayrılık günleri geldi dayandı. -Âşık Veysel. Konser

Bir nesnenin kırılmadan dayanabildiği en büyük gerici kuvvet değeri.

Sürekli harcama, en büyük birikimleri bile eritir.

Biyolojik etkisini belirli yüksek sıcaklık derecelerinde koruyan molekül, termostabil.

1) aşırı heyecan, üzüntü, yorgunluk veya herhangi bir hastalık yüzünden kalbi durmak, ölme

1) gelip çatmak. Örn: Kış kapıya dayandı, daha kömür alamadık. -R. N. Güntekin. 2) bir ş

Kırılma olayını başlatan yük.

Motorlu araç kapılarının iç bölümünde bulunan, kol dayamaya yarayan çıkıntı.

Kopma anındaki yük.

(Durkheim) Bir toplumda, üyelerin birbirini tümlemesine, başka deyişle iş payları arasında ka

Alaşım elementlerinin, ostenit katı çözeltisinde çözünmesi sonucu, ostenitin dayancının ar

Ostenit dayanıklılaşmasına yol açma.

NATO altyapı ve kıyıötesi harcamaları kapsamında yapılan ve "İthalat" Yönetmeliği'nce düz

Aşırı harcamalarla eldeki imkânlar çok çabuk tükenir.

İlk birim kesit alana düşen en yüksek gerilim.

Fakir ve muhtaç durumda bulunan vatandaşlar ile Türkiye`ye gelmiş olan kişilere gerektiğinde y

(Saxicola torquata) Ötücü-kuşlar (Passeriformes) takımının karatavukgiller (Turdidae) familya

Bir toplumsal kümenin ya da bir toplumun üretim yapısı, kurumları ve değerlerinin birbiriyle t

Bir biçimsel dilin tüm adlarının olağan yorumda birer nesneyi gösterdiğine ilişkin öndayana

Boş adlara yer veren mantık dizgesi.

Son çekim dayancı yüksek olan çelik.

Yapılacak iş için zaman çok daralmak.

Acısına katlanamamak, çok acı duymak.

Zor kullanan kişilere çok güçlü sanılan kimseler bile boyun eğer.