Ortaya çıkarmak, gözler önüne sermek, anlaşılır duruma getirmek. Örn: Yolsuzluklarını aÃ

Düşünülen, tasarlanan şeyi gerçekleştirmek.

1) beceriksizce davranmak, zarara uğratmak 2) tkz. iyisi dururken en kötüsünü seçmek.

Bir şeyden iyice tat almak. Örn: Pazarın keyfini çıkarmak için saat ona doğru villanın ucu

Öfkeli kişi haksız yere ilgisiz birine çatmak. Örn: Evde önüne gelenin öfkesini kendisinden

Biri ötekinden özellik, yetenek vb. bakımından üstün olmak. Örn: Zaten yol boyunca hem lezze

Yapmakta bulunduğu işi güçleştirecek durumlar yaratmak. Örn: Kaynanam olacak o kadın her tü

Aşırı derecede övmek. Örn: Kadın dergileri bizi göklere çıkarıyorlardı, bunu da hak etme

Birini kötü veya onurunu tehlikeye düşüren bir durumdan kurtarmak.

Çok kızdırmak. Örn: Karşı taraftan konuşanın kolağası Mustafa Kemal oluşu hepsini çiled

Birinin yalan söylediğini ortaya koymak veya yalan söylememesini sağlamak.

Sinirlendirmek, öfkelendirmek. Örn: Herhangi bir hastada aldığı tedbirlere rağmen beklediği

1) bir kişi veya şeyi sonuna kadar sömürmek. Örn: Onlar öyledir, adamın posasını çıkarı

Birini rezil etmek, küçük düşürerek gülünç duruma sokmak.

Tkz. bir kimseyi iyice dövmek, hırpalamak.

1) çok yormak 2) çok dövmek. Örn: Bu karıncaya dokunmayan çocuk o kocaman adamın oracıkta p

Gönül alıcı, okşayıcı sözlerle karşımızdakinin inadı yenilebilir.

1) acılığını yok etmek. Örn: Soğanın acısını çıkarmak. 2) mec. uğradığı maddi veya

Bir kişinin sahip olmadığı niteliklerle tanınmasına yol açmak. Örn: Adını deliye çıkard

Kişi hakkında kötü bir niyetle asılsız söylentiler yaymak. Örn: Kadın durmadan vır vır e

Hipofiz bezinin pars distalis bölgesinden salgılanan ve adrenal korteks hormonlarının salgılanm

Bir afeti önlemek için işveren malını, işçi de canını feda eder.

Agraf çıkarmada kullanılan pens.

Kendi düşüncelerine dayanarak birtakım yargılara varmak.

İnsan kendi aklını, düşüncesini başkasınınkinden üstün görür.

Sürekli hatırlamak, unutmamak. Örn: Ben senin yengenim, amcanın karısıyım, bunu sakın aklı

Kimseye eziyet edip ahını alma, sonra yaptığın kötülüklerin cezasını ömür boyu çekersin

Bir ödünü geri çekmek ya da değiştirmek isteyen GATT üyesi bir ülke satağında (pazarında)

İpsiz, kendisinden her türlü soysuzluk beklenebilen (kimse).

1) bir cümleden veya metinden yeni ve değişik bir anlam yakalamak 2) mec. yersiz ve gereksiz bir

Karşılaştığı güçlükleri yenip işini kolay yürür duruma getirmek.

Başka işler arasında bir işi de yapıvermek.

Birçok işten birini yapıp bitirivermek.

Bir sözün yalan olduğu çabuk anlaşılır ve söyleyen toplum içinde utanılacak bir duruma dü

Ne kadar ve ne türden mal olursa olsun malın fazlası elden çıkarılmamalıdır çünkü mutlaka

Evlenecek kimselerin durumunu nüfus kayıtlarının bulunduğu yerde askı yoluyla ilan etmek.

Ana baba, çocuğuna mutlu bir yaşam sağlamaya çalışır ancak kaderde yazılı olan gerçekleş

Öncüllerinden biri -> ayrık yargı olan çıkarım. // Özellikle ayrık tasımlar şu iki biçim

Yaradılıştan iyi ve doğru olan kimse, ne denli elverişsiz ortam içinde bulunursa bulunsun nite

Açık söylemekten kaçındığı bir sorunu sonunda açıklamak. Örn: Bırak muamma konuşmayı

İstenilmeyen veya uğraştırıcı bir işe yol açmak.

1) kötü yola sürüklemek, doğru yoldan saptırmak. Örn: Perihan adında bir bayan, bizim güve

İki şeyin belli noktalardaki benzerlik ya da uyuşmalarından, başka noktalarda da benzer ya da e

Devlet görevlisi olmak insana birçok kazanç sağlar.

Bir aileden iyi adam da çıkar, kötü adam da.

Bir insan bazen akla ve mantığa sığmayan bir iş yapar yapılan iş, hiçbir kurala uymadığı

Olması gerekenden daha fazla elde etmek.

Bir çatı altında dirlik düzenlik içinde yaşamak.

Yapıt iyeleri birliğindeki bir kişinin birlik çıkarına aykırı davranması.

Kaba bir iÅŸi, bir ÅŸeyi bozmak, berbat etmek.

Olumlu bir sonuç alınmasını engellemek. Örn: Çocuklar her atılımını boşa çıkarıyor, o

Boyalı ağacın rengini doğal hale getirmede kullanılan, kimyasal etkili sıvı gereç.

Robert, Hodge gibi tipleri bulunan buzağılarda boynuz çıkarmaya yarayan aygıtlar.

Bir konu üzerinde sonradan yetiştikleri hâlde kendilerinden önce yetişmiş olanları geçenler

Gereksinim duyulan şey değer kazanır.

Kişi, kendisi için önceden yaptığı hazırlıkların verimini ileride alır.

Günlük masrafını karşılayacak kadar kazanç sahibi olmak. Örn: Tuttuğu odayı, ayda üç bi

Çiçek hastalığına tutulmak. Örn: Küçükken çıkardığı çiçek, sabanla tarla sürer gib

1. Bireylerin, toplumsal kümelerin ve tarihsel toplulukların özdeksel ve tinsel gereksinmelerini

Belirli bir özlem, ilgi ya da istek yöresinde oluşan bir toplumsal küme.

Çevresi ile bağlantısı zayıflayan ve bazı ağaç türlerinde kendiliğinden düşebilen budak.

Bir anonim ortaklığın nominal sermayesinin henüz hisse senedi biçiminde çıkarılmamış kısm

Bir anonim ortaklığın satışı yapılmış hisse senetlerini temsil eden sermayesi.

Aynı türden iki niceliğin sayısal değerlerinden birinin ötekinden arta kalanı.

Verilmiş bir ya da daha çok önermeden sonuç çıkarma edimi. Doğruluğu doğrudan doğruya bili

1. Verilerden sonuç çıkarma işlemi. 2. Bu işlemi dile getiren, öncüller kümesi ile sonuçtan

Verilmiş bir ya da daha çok önermeden sonuç çıkarma edimi. Doğruluğu doğrudan doğruya bili

Tümdengelimci bilimlerde önsayıtlardan, tümevarımcı bilimlerde genellik ve yasalardan yola çÄ

Basınç çıkarımlarını ölçen aygıt.

Bir ülkede, kağıt para, tahvil ve bono, hisse senetleri gibi değerlerin ilk kez piyasaya sürül

Bir hisse senedinin üzerinde yazılı olan fiyat. krş. hisse senedi piyasa fiyatı, hisse senedi s

Devletin yetki verdiği bankanın piyasaya sürdüğü toplam para miktarı.

Bir çıkarımda, öncüller kümesi ile sonuç arasına konulup 'Öyleyse' deyiminin kısaltması o

(…) || Krş.. çıkarım, çıkarım kuralı, geçerli çıkarım kalıbı, geçersiz çıkarım ka

Biçimsel mantıkta, öncüllerden çıkarılacak sonuçların ya da vargıların doÄŸruluk, yanlıÅ

Paranın piyasadaki parasal değeri ile basılma maliyeti arasındaki fark dolayısıyla ortaya çı

(…) || Krş.. ilkel çıkarım kuralı, türetilmiş çıkarım kuralı, geçerli çıkarım kurall

Bir çıkarım kuralının ilişkin olduğu çıkarım kalıbının (kuralın öngördüğü koşulu

Yeni hisse senedi veya tahvil çıkarmanın maliyeti.

Ortaklıkların hisse senetlerini çıkarım fiyatının üzerinde bir fiyatla satmaları sonucunda

(…) || Anl. vargı.

Halkın paraya güvenini oluşturmak ve çıkarım gelirlerinin devlete kalmasını sağlamak amacı

Madencilik, petrol, doğaI gaz üretimi ve ormancılık gibi birincil ürünleri doğrudan doğruya

Para piyasası araçları ve sermaye piyasası araçlarını çıkarma ve/veya para basma yetkisine

Olasılık ya da örnekleme dağılımına dayalı çıkarımların geçerlik koÅŸullarını araÅŸtÄ

Bireştirici ya da çözümleyici bir tasarımlamayla görgül bilgilerin içerdiği ancak doğrudan

Yalnızca kendini ve kendi durumunu gözeterek çıkar sağlamak.

1) kendisine yarar saÄŸlayacak bir ÅŸeyi veya bir durumu istememek 2) kendisine yarar saÄŸlayacak bi

Sinema 1. Kullanılmış filmi işlemeliğe göndermek üzere alıcıdan alma. Sinema/TV. 2. Bir oyu

a, b sayılan için b ile toplandığında a yı veren sayı. Simgesi : a-b

Bir deneyde deneysel değişken üzerinde etkide bulunabilecek ya da onun etkilerini saptırabilecek

Bir öğeler kümesinden, verilen koÅŸullara uyan öğeleri seçmek, örn. bir komut ya da bir örtÃ

Sinema Işıklama kaynağından gelen renklerin, araya renk süzgeçleri yerleştirilerek, istenildi

Sinema 1. Saydam boyaların, beyaz ışık izgesinin istenmeyen bölümlerini çıkarmakta kullanıl

Bir ya da daha çok yargıdan başka bir yargıya varma süreci.

Başka yerden çıkarılan ibare.

Kendisinden başka bir çokluk çıkartılan nicelik.

Sıkıntılı bir işin veya bir durumun sona ermesini beklemek. Örn: Yirmi beş senedir Beykoz'da

1) bir kimseyi beklediğinden az bir kazançla ortaklıktan uzaklaştırmak 2) esk. cariye veya odal

1) ses çıkarmamak. Örn: İşte bak, hücre kapısını çıt çıkarmadan araladı, yine bir şe