Aranan: Birinin

  1. Elma Kesilince Neden Kararır?

    Enzimler hücrenin yaşaması için gerekli her türlü görevi yerine getirirler. Elmaların veya patateslerin kesildiklerinde kararmaları işte bu enzimlerden birinin ’polifenol oksidaz’ diye adlandırılanın (biz kısaca -PPO- diyeceğiz) yaratt

  2. Katlı Oranlar Kanunu

    “iki element aralarında birden fazla bileşik oluşturuyorsa, bunlardan birinin sabit miktarıyla birleşen ikincisinin değişen miktarları arasında basit tam sayılı bir oran bulunur.” Bu şekilde “Katlı Oranlar Kanunu” olarak bildiğimiz y

  3. Akıl Sır Ermiyor Fıkrası

    Hoca’nın iki yüz akçe parası kaybolmuş. Bulunması için dua etmeye başlamış. O sırada Akşehir’in zenginlerinden birinin bindiği gemi yolda fırtınaya tutulmuş.

  4. Birinin Anası Ağlayacak Fıkrası

    Hoca’nın oğullarından biri yakın köylerin birinde çömlekçilik yapıyormuş. Bir gün Hoca yanına gidince

  5. Bu Ayağını Kaldıracaksın Fıkrası

    Nasreddin Hoca öğlen namazının sünnetini kılarken, önündeki cemaatten birinin paçasında abdeste ( dolaysıyla namaza ) engel bir necaset görüyor.



  1. (bir Durum Birinin) Sinirine Dokunmak

    Hoşuna gitmemek, sinirlendirmek. Örn: Bu söz sarhoş olmayan zevcesinin fena hâlde sinirine dok

  2. (bir İşi Birinin) Sütüne Havale Etmek

    İşi, beklenen biçimde yapmasını o kişinin vicdanına bırakmak.

  3. (bir Şey Birinin) Aklını Başından Almak

    Bir şey birini düşünemeyecek bir duruma getirmek, çok şaşırtmak. Örn: Beyim böyle latife

  4. (bir Şey Birinin) Başının Altından Çıkmak

    Birinin hilesiyle yapılmak. Örn: Anlaşıldığına göre bu iş Saniye'nin İstanbullu anasını

  5. (bir Şey Birinin) Belini Bükmek

    Çaresizlik içinde bırakmak. Örn: Şu kör olası işsizlik belimi fena hâlde büküyordu. -H.

  6. (bir Şey Birinin) Boyunu Aşmak

    Kişinin gücünün, yeteneğinin, yetkisinin üstünde olmak.

  7. (bir Şey Birinin) Gözünde Olmamak

    Herhangi bir üzüntü veya zor durum dolayısıyla o şeye değer verecek durumda bulunmamak.

  8. (bir Şey Birinin) Gücüne Gitmek

    Gönlü kırılmak, onuruna dokunmak. Örn: Bugünkü hâlimizle tabiatın sırlarını kavrayamaya

  9. (bir Şey Birinin) Tuhafına Gitmek

    O şeyi tuhaf bulmak. Örn: Ömründe bu kadar tuhafına giden söz işitmemiş olduğunu söylerdi

  10. (bir Şey Birinin) Zıddı Olmak

    Bir şey birini tedirgin etmek, hoşuna gitmemek.

  11. (bir Şey Birinin) Zihnini Kurcalamak (tırmalamak)

    1) bir şey sık sık hatırlanıp insanı düşündürmek. Örn: Beni sevmiyor, yeniden zihnimi ku

  12. (bir Şey, Birinin) Ağzının Kaşığı (kalıbı, Lokması) Olmamak

    1) bir şey, bir kimsenin uğraşabileceği konulardan olmamak 2) bir şey, bir kimsenin sözünü e

  13. (bir Şey, Birinin) Vazifesinden Olmak

    Bir şey o kimsenin görevleri arasında olmak.

  14. (biri Birinin) Attığı Tırnak Kadar Olamamak

    Bir kimse, sözü edilenden daha değersiz olmak.

  15. (birinde Birinin) Havası Olmak

    O kimseye benzemek, o kimseyi hatırlatmak. Örn: Onda babasının havası var.

  16. (birinin Bir Şey) Gözünü Bağlamak

    Doğruyu bulamaz, düşünemez duruma getirmek.

  17. (birinin Önünde, Yanında) Perende Atamamak (atılmamak)

    1) herhangi bir konuda birinden aşağı, beceriksiz olmak 2) oyun çevirememek, aldatamamak.

  18. (birinin Veya Bir Şeyin) Hasretini Çekmek

    1) çok özlemek. Örn: Ben dört sene onun hasretini çektim. -A. Gündüz. 2) mec. gereksinim duy

  19. (birinin Veya Bir Şeyin) Kıymetini Bilmek

    Önemini, değerini bilmek. Örn: Güneş yalnız dirileri ısıtır / Güneşin kıymetini bil -O.

  20. (birinin Veya Bir Şeyin) Kurbanı Olmak

    Uğruna ızdırap veya büyük üzüntü, sıkıntı çekmek, zarara girmek, ölmek. Örn: Üçüm

  21. (birinin Veya Bir Şeyin) Posasını Çıkarmak

    1) bir kişi veya şeyi sonuna kadar sömürmek. Örn: Onlar öyledir, adamın posasını çıkarı

  22. (birinin Veya Bir Şeyin) Yüzü Suyu Hürmetine

    birinin veya bir şeyin hatırına veya varlığına değer verildiği için anlamında kullanılan

  23. (birinin Veya Bir Şeyin) Yüzünü Unutmak

    Uzun süre görmemek, varlığına hasret kalmak. Örn: İnsanlar Tanrı rahmeti olan yağmurun yü

  24. (birinin) Açığı Çıkmak

    Saklamakla görevli bulunduğu paranın veya malın eksik olduğu anlaşılmak.

  25. (birinin) Acısına Dayanamamak

    Bir kimse bir yakınının ölümünden büyük üzüntü duymak.

  26. (birinin) Acısını Almak

    Sıkıntısını, üzüntüsünü azaltmak.

  27. (birinin) Adaletine Sığınmak

    Birinden anlayış, hoşgörü, yakınlık beklemek.

  28. (birinin) Adını Ağzına Abdestle Almak

    Bir kişiyi anarken çok saygılı davranmak.

  29. (birinin) Adını Kirletmek (lekelemek)

    Adının kötüye çıkmasına yol açmak.

  30. (birinin) Adını Taşımak

    1) birinin adıyla anılmak 2) sahip olduğu adın sorumluluğunu yüklenmiş olmak.

  31. (birinin) Adını Vermek

    Birinin adını söylemek. Örn: Bunlar yaşama yolunda bir engele çarptılar mı hemen dedelerini

  32. (birinin) Afyonunu Patlatmak

    Argo kendi keyfine dalmış olan birini öfkelendirmek.

  33. (birinin) Ağzına Bir Parmak Bal Çalmak

    Birini tatlı sözlerle veya çeşitli hediyelerle bir süre için kandırmak, oyalamak. Örn: Hür

  34. (birinin) Ağzından

    1) birisinden dinleyerek. Örn: Bu şiiri Âşık Veysel'in ağzından yazdım. 2) adına.

  35. (birinin) Ağzından Kapmak

    1) birinin bildiği şeyleri, ustalıklı konuşmalarla ona sezdirmeden öğrenmek. Örn: Bütün b

  36. (birinin) Ağzını Bağlamak

    Bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak. Örn:

  37. (birinin) Ağzını Bıçak Açmamak

    Üzüntüsünden söz söyleyecek durumda olmamak. Örn: O gittiği günden beri Zeynep kadının a

  38. (birinin) Ağzını Dilini Bağlamak

    Birini konuşamaz duruma getirmek. Örn: O şıllık basmış büyüyü, adamcağızın ağzını d

  39. (birinin) Ağzını Kapamak

    Kendisine çıkar sağlaması için bir kimseyi susturmak.

  40. (birinin) Ağzını Kullanmak (satmak)

    Birinin söylediklerinin aynısını söylemek.

  41. (birinin) Ağzının İçine Bakmak

    1) ne söyleyeceğini beklemek 2) onun sözüne göre davranmak.

  42. (birinin) Ağzının İçine Girmek

    1) çok yanaşmak, iyice sokulmak 2) hayranlıkla, büyük bir zevkle seyredip dinlemek.

  43. (birinin) Ağzının Kokusunu Çekmek

    Birinin her türlü isteğine, kaprisine boyun eğmek. Örn: Onca yıl gurbetin kahrını, gâvurun

  44. (birinin) Ağzının Kokusunu Çekmek

    Bir kimsenin çekilmez davranışlarına katlanmak.

  45. (birinin) Ahı Yerde Kalmamak

    Yaptığı ilenme er geç etkisini göstermek.

  46. (birinin) Ahını Almak

    Ah almak. Örn: Ana baba ahını almak doğru değildir.

  47. (birinin) Ak Dediğine Kara Demek

    İnatçılık ederek karşısındaki ile anlaşmaya yanaşmamak.

  48. (birinin) Aklına Koymak

    Bir kimse birine, bir şey telkin etmek.

  49. (birinin) Aklını Çelmek

    1) niyetinden, kararından caydırmak. Örn: Böyle olursa zamanla kızının aklını çelmek kola

  50. (birinin) Aklını Karıştırmak

    Birini ne yapacağını bilemez duruma getirmek, şaşırtmak, bocalatmak.

  51. (birinin) Aleyhine Dönmek

    Destek vermekten vazgeçip karşı duruma geçmek.

  52. (birinin) Anası Ağlamak

    Çok sıkıntı çekmek, eziyet çekmek, bitkin duruma gelmek.

  53. (birinin) Anasını Ağlatmak

    Kaba bir kimseye çok eziyet etmek, çok sıkıntı çektirmek. Örn: Kim ona yan bakarsa kemikleri

  54. (birinin) Ayağına Gitmek

    Alçak gönüllülük ederek veya saygı göstererek birinin yanına varmak.

  55. (birinin) Ayağının Türabı Olmak

    Bir kimse başka bir kimseye kul gibi bağlanıp onun her emrini yerine getirmek. Örn: Ayağınız

  56. (birinin) Bam Teline Basmak (dokunmak)

    En çok kızacağı şeyi yapmak veya sözü söylemek. Örn: Firuzan bam teline basıyor, aksi ses

  57. (birinin) Baş (başının) Belası Olmak

    Sıkıntı, üzüntü, eziyet vermek. Örn: Benim bir köpeğim vardır. Başımın belası! -S. F.

  58. (birinin) Başı İçin

    çocuğumuzun başı için, annenizin başı için vb. sözlerde değerli bir kişi ortaya konarak k

  59. (birinin) Başına Çalmak

    Bir şeyi öfkeyle, nefretle geri vermek.

  60. (birinin) Başına Çıkmak

    Birinden yüz bulup ona karşı pek şımarıkça davranmak. Örn: Hizmetçi kadınlarla içli dı

  61. (birinin) Başına Çorap Örmek

    Birine, haberi olmadan kötü duruma düşürücü davranışta bulunmak. Örn: Ya başına bir ço

  62. (birinin) Başına Dikilmek

    1) birinin yanından uzaklaşmamak, onu denetim altında bulundurmak 2) bir işi yaptırmak için ya

  63. (birinin) Başına Ekşimek

    1) ağır yük olmak 2) üstüne kalmak.

  64. (birinin) Başına Gaile Açmak

    Sıkıntı yaratmak, üzüntü vermek. Örn: Devletin başına sayısız gaileler açmak yolunda hi

  65. (birinin) Başına Geçmek

    En üstün yeri almak, önderlik yapmak. Örn: Onları bahçeye toplayarak başlarına geçerek ak

  66. (birinin) Başına Gelmek

    Beklenmedik, şaşırtıcı bir olay veya durumla karşılaşmak. Örn: Onu dinledikten sonra olana

  67. (birinin) Başına Kalmak

    İstemediği hâlde bir işi yapmak veya bir kimseye bakmak zorunluluğu ile karşılaşmak. Örn:

  68. (birinin) Başını Yemek

    Güç duruma düşmesine yol açmak. Örn: Birbirlerinden şüphelensinler, birbirlerinin başını

  69. (birinin) Başının Etini Yemek

    Karşısındakini bezdirinceye, bıktırıncaya kadar sürekli konuşmak veya söylemek. Örn: Köy

  70. (birinin) Bir Dediğini İki Etmemek

    Her istediğini hemen yapmak. Örn: Bu adamın bir dediğini iki etmediği genç bir sevgilisi varm

  71. (birinin) Bir Sözünü (dediğini) İki Etmemek

    Birinin her istediğini hemen yerine getirmek. Örn: Maliye müfettişi sizin beyin mektep arkadaş

  72. (birinin) Bıraktığı (bağladığı) Yerde (çayırda) Otlamak

    Hlk. uzun süredir hiçbir ilerleme veya değişim gösterememek. Örn: Tek suçu, kendini yeni dev

  73. (birinin) Bokunda Boncuk Bulmak

    Kaba birine hak etmediği hâlde çok değer vermek.

  74. (birinin) Borusunu Çalmak

    Çıkar sağladığı kimsenin davasını gütmek.

  75. (birinin) Burnundan Ayrılmamak

    Yanından gitmemek, uzaklaşmamak. Örn: Demesin ki gece gündüz kızın burnundan ayrılmıyor. -

  76. (birinin) Çalımından Geçilmemek

    Çok kurumlu olmak, çok çalımlı olmak.

  77. (birinin) Can Damarına Basmak

    Bir işin en önemli yönü üzerinde durmak.

  78. (birinin) Canı Yok Mu?

    Birinin katlandığı sıkıntıyı başkalarına örnek göstermek için söylenen bir söz. Örn:

  79. (birinin) Çanına Ot Tıkmak (tıkamak)

    Sesini çıkaramayacak, kötülük edemeyecek bir duruma getirmek, susturmak. Örn: İsterseniz ça

  80. (birinin) Canını Acıtmak

    Birine acı vermek. Örn: Korku, canını acıtacak, elle tutulur gözle görülür bir madde oldu.

  81. (birinin) Cemaziyelevvelini Bilmek

    Bir kimsenin herkesçe bilinmeyen, geçmişteki her türlü yönünü veya kötü durumunu bilmek.

  82. (birinin) Çenesini Açtırmak

    Söz fırsatı vermek. Örn: Büyük hanım gece erken yatıp kocasının çenesini açtırmamak i

  83. (birinin) Çenesini Bıçak Açmamak

    Sıkıntı ve üzüntüden konuşamamak. Örn: Hiçbirimizin çenesini bıçak açmıyordu. -Y. K.

  84. (birinin) Cesaretini Kırmak

    Yürekliliğini gidermek, korkutmak. Örn: Zekânız size yardım etmez, bilakis cesaretinizi kıra

  85. (birinin) Ciğerine İşlemek

    1) kötü söz, kötü davranış çok dokunmak, etkilemek 2) kötü koku rahatsız etmek. Örn: Te

  86. (birinin) Ciğerini Okumak

    Onun aklından geçenleri, gizli düşüncelerini bilmek. Örn: Mademki ... her baktığı insanın

  87. (birinin) Ciğerini Sökmek

    Bir kimseyi çok büyük zararlara uğratmak.

  88. (birinin) Ciğerini Yakmak

    Bir kimseye büyük bir acı çektirmek.

  89. (birinin) Ciğerinin İçini Bilmek

    Çok yakından tanımak, her türlü düşüncesini bilmek. Örn: Ben böylelerinin ciğerinin içi

  90. (birinin) Çukurunu Kazmak

    Birinin felaketine yol açacak bir düzen kurmak.

  91. (birinin) Damarını Bulmak

    Hoşlanabileceği biçimde davranıp uysallığını sağlamak.

  92. (birinin) Dediğine Gelmek

    Birinin düşüncesini önce kabul etmezken sonradan doğru bulup kabul etmek.

  93. (birinin) Derdi Başından Aşkın (olmak)

    1) birçok sorunu bulunmak. Örn: Kendi derdimiz başımızdan aşkın, bir de başkasının derdi

  94. (birinin) Derdi Günü

    Çok ilgilenilen, üzerinde çok düşünülen şey. Örn: Onun derdi günü roman okumak! Dağ ba

  95. (birinin) Derdini Deşmek (depreştirmek)

    Derdini hatırlatıp yeniden üzülmesine yol açmak.

  96. (birinin) Diline Düşmek

    Yermek veya alay etmek amacıyla birinin kötü veya yanlış davranışını sürekli söylemek. Ö

  97. (birinin) Dilini Bağlamak

    Bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak. Örn:

  98. (birinin) Dizginini Çekmek

    Birinin aşırı davranışlarına engel olmak.

  99. (birinin) Düğününde Kalburla (elekle) Su Taşımak

    Bir yardımına karşılık olarak bekâr bir kimseye çok büyük bir yardımda bulunma sözü verm

  100. (birinin) Dümen Suyunda Gitmek

    Birine bağımlı olmak, her şeyde ona uyarak davranmak.



Mesaj / Bildirim Gönderin