-
Çınar » Biramehmetağa İlkokulu
Bira Mehmet Ağa Mah. Bira Mehmet Ağa Sk. No: 19 Çınar / Diyarbakır
-
BAYRAKLI » BIRANCI ECZANESI
1898 SOK NO 1/A
-
KARSIYAKA » BIRANCI ECZANESI
1644.SOK.NO:6/3-B BAYRAKLI
-
Merkez » Biraralık Ortaokulu
Ulucami Mah. Gölbaşı Cad. No: 99 / 8 İç Kapı No: 8 Merkez / Adıyaman
-
NILUFER » BIRAY ECZANESI
GUMUSTEPE MH. KAVAKDERE CD. NO:156/A
-
Osmangazi » Özel Biradım Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi
Akpınar Mah. 1. Hakan Sok.no:41 Osmangazi / bursa
-
(bir İşi) Sürüncemede Bırakmak (tutmak)
Bir işi sonuçlanıncaya kadar boş yere geciktirmek, uzatmak. Örn: Bana niye bu davayı böyle s
-
(bir Şeye) Hasret Bırakmak
Gerektiği anda bir şeyin yokluğunu hissettirmek. Örn: Kış günü, çoluğu çocuğu battaniye
-
(bir Şeyi) Arkada Bırakmak
1) bir şeyden epey uzaklaşmış bulunmak 2) zaman veya düşünce bakımından geçmişte bırakma
-
(bir Şeyi) Kendi Hâlinde Bırakmak
Üzerinde çalışmayarak geliştirmemek veya bakımsız bırakmak, işlememek. Örn: Nasıl çalı
-
(birine, Bir Şeye) Pabuç Bırakmamak
Yapacağından vazgeçmemek, hiçbir şeye aldırmamak, korkmamak. Örn: Bu tehditlere hiç pabuç
-
(birini Veya Bir Şeyi) Gölgede Bırakmak
Ondan daha üstün bir düzeye yükselmek, ondan çok daha başarılı olmak. Örn: Enişte, delika
-
(birini Veya Bir Şeyi) Kendi Hâline Bırakmak
İlgilenmemek, karışmamak. Örn: Ertesi sabah beni balığa çıkarken uyandırmayacaklardı. Bı
-
(birini) Açıkta Bırakmak
1) iş ve görev vermemek 2) yersiz yurtsuz bırakmak 3) birkaç kişiye sağlanması gereken olanak
-
(birini) Yarı Yolda Bırakmak
Yapılan yardımı sonuna kadar sürdürmemek.
-
(birini, Bir Şeyi) Başıboş Bırakmak
Üstünde hiçbir baskı veya denetim bulundurmamak, kendi havasına bırakmak. Örn: Durgun sular,
-
(birinin) Bıraktığı (bağladığı) Yerde (çayırda) Otlamak
Hlk. uzun süredir hiçbir ilerleme veya değişim gösterememek. Örn: Tek suçu, kendini yeni dev
-
(birinin) Yakasını Bırakmamak
Bezdirecek kadar üstüne düşmek, rahat vermemek, ısrar etmek. Örn: Kendimi unutturup kaybettir
-
(elinden Gelse, Bıraksalar) Bir Kaşık Suda Boğmak
Bir kimseye çok kızmak veya çok öfkelenmek. Örn: Muhalifler bizi bir kaşık suda boğmak isti
-
Abliyi Kaçırmak (bırakmak, Koyuvermek)
1) soğukkanlılığını yitirip davranışlarını denetleyememek 2) şaşırıp ne yapacağını
-
Açık Kapı Bırakmak
Gereğinde, bir konuya yeniden dönebilme imkânı bırakmak, kesip atmamak.
-
Adres Bırakmak (göstermek, Vermek)
Arandığında bulunabileceği, oturduğu yeri bildirmek. Örn: Kendisi, soracak olurlarsa Hayretti
-
Akarına Bırakmak
İşin sonucunu sabırla beklemek, doğal gelişmeyi beklemek. Örn: İçeriğin nasıl aktarılaca
-
Akşamın İşini Sabaha (yarına) Bırakma
Bugün yapılması gereken bir işi ertesi güne bırakma.
-
Arkaya Bırakmak (koymak)
Sonraya, başka zamana bırakmak, ertelemek.
-
Askıda Bırakma
Bekletme, bir durumun çözümünü bile bile uzatma, geciktirme. Seyircinin ilgisini uyanık tutmak
-
Askıda Bırakmak
Tiyatro oyununda bir durumun çözümünü bile bile geciktirmek. Seyircinin ilgisini canlı tutmak
-
Ayakaltında Bırakmak
Ezilmesine, yok olmasına göz yummak, korumamak.
-
Bakkala Bırakma!
Bir işi bakalım diyerek savsaklamak isteyenlere söylenen bir söz.
-
Baş Başa Bırakmak
Birinin, bir şeyle veya bir kimseyle yalnız kalmasını sağlamak. Örn: İçten içe bu duruma m
-
Başsız Bırakmak
1) yöneticisiz bırakmak 2) büyüğünü yitirmesine sebep olmak.
-
Bira içenler niçin sık sık tuvalete giderler?
Bira, insanlığın en eski ve en güzel içeceklerinden biridir. Ama bu güzel içkinin küçük bi
-
Bira Mayası
Hücre biyolojisi, genetik deneylerinde ve rekombinant DNA için model olarak kullanılan bir hücre
-
Bira Mayası
1. Bira üretimi sırasında elde edilen, protein ve lizin bakımından zengin, ham proteinin sindir
-
Bırak Allahını Seversen
Bir kimse veya nesnenin değersizliğini belirtmek için kullanılan bir söz.
-
Bırak Ki
Varsay ki. Örn: Filan hekim, dediler, geldi baktı, anlamadı / Bırak ki anlasalar var mı çare
-
Bırak Yapsın
Önderin, yönettiği küme ya da topluma yol göstermek, karışmak ya da kılavuzluk yapmakta çek
-
Bırak Yapsın Ortamı
Önderin, ilişkili bulunduğu küme ya da toplumun etkinliklerini yönetirken, komut vermek ve bu e
-
Bırakık Toprak
Devletin olan ve kullanımı kimseye verilmeyip kamu yararına ayrılmış bulunan toprak.
-
Bırakılmış
Artık kullanılmıyan (kelime). (BIRAKILMIŞLIK, Obsoletisme).
-
Bırakım
(Söz sanatı terimi) Ä°ddiasında birçok bakımdan haklı olduÄŸunu göstermek için bu bakımlarÄ
-
Bırakım
(Söz sanatı terimi) Ä°ddiasında birçok bakımdan haklı olduÄŸunu göstermek için bu bakımlarÄ
-
Bırakım
Örtme ya da kaplama işlemi ile, bir metal yüzey üzerine, başka bir metali ya da alaşımı bır
-
Bırakım Hızı
Birim zamanda gerçekleşen bırakım.
-
Bırakının Saptanması
Hakkın başkasına bırakılması ile ilgili işlemin yazılı olarak saptanması, kütüğe geçir
-
Bırakınız Yapsınlar Bırakınız Geçsinler İlkesi
İktisadi gelişmenin bireysel çıkarlara dayandığı, dolayısıyla iktisadi karar birimlerinin e
-
Bırakıntı
Bırakım işlemi sonucu, örtülen ya da kaplanan yüzey üzerine bırakılan özdek.
-
Bırakıntı Gözenekliliği
Gerek yüzey pürüzleri, gerekse bırakım sırasında oluşan gaz yuvarlar nedeniyle, bırakıntı
-
Bırakıntı Kabarması
Kaplanmış yüzeylerin, özellikle kaplamadan sonra ısınmaları sonucu kabarması.
-
Bırakıntı Kalınlığı
Kaplanmış olan yüzey ile bırakıntının dış yüzeyi arasındaki dikey uzunluk. Bırakım deri
-
Bırakıntı Metal Kesimi
Dolgu metali kullanılmış kaynaklarda, iri direksi tanelerden oluşan en üstteki kesim.
-
Bırakıntı Parlaklığı
Kaplama iÅŸlemi sırasında, parlaklaÅŸtırıcılar kullanarak ya da sonradan açkılama ile bırakÄ
-
Bırakıntı Pürüzlülüğü
Kaplama yunağının pisliÄŸinden ötürü, çözelti içindeki yabancı parçacıkların, iÅŸlem sÄ
-
Bırakıntı Tutması
Bırakım işleminin sonucunda, bırakıntının kaplama yapılan yüzeye tutması.
-
Bırakmak
Yürürlükteki bir görevin kullanmak üzere tuttuğu bir çevre biriminin ya da bir bellek alanın
-
Birarada Tanım
Bir kuramda ilkel imlerinin anlamlarını bir arada, kuramın ilksavları yardımıyla belirleme.
-
Boş Bırakmamak
1) para, yiyecek vb. şeylerle yardım etmek 2) işsiz bırakmamak.
-
Buğulu Bırakım
Bırakıntıyı oluşturacak özdeğin, alçak basınçta, buğu durumundan bırakımı sağlaması
-
Bugünkü (akşamın) İşini Yarına (sabaha) Bırakma (koyma)
Bugün yapılması gereken bir işin ertesi güne bırakılması iyi değildir.
-
Cevapsız Bırakmak
Karşılığında herhangi bir cevap vermemek, bir tepki göstermemek. Örn: O yüzden, seni ödül
-
Çok Söyleme Arsız Edersin, Aç Bırakma Hırsız Edersin
Yönetimi altında bulunan kimselere sık sık müdahale edenler bekledikleri verimi alamadıkları
-
Dağda Gez Belde Gez, İnsafı Elden Bırakma
Eşkıya dahi olsan insafı elden bırakma.
-
Dalgalanmaya Bırakmak
Argo dalgınlığından yararlanarak birini kandırmak.
-
Dalgalanmaya Bırakmak
1) ekon. paranın gerçek değerini bulması için girişimde bulunmadan beklemek 2) mec. bir konu i
-
Dayanışmacı İşbırakımı
Bir sendikanın, iÅŸbırakımında bulunan baÅŸka bir sendikayı desteklemek amacıyla yaptığı iÅ
-
Deliye Bal Tattırmışlar, Çarşıda Katran Bırakmamış
Aklı kıt olan kimse, bir kez hoşuna gitmiş olan şeye benzettiği nesneyi, gerçekten ona benzem
-
Demediğini Bırakmamak (koymamak)
Birisi için kırıcı, ağır, ileri geri konuşmak.
-
Devre Dışı Tutmak (bırakmak)
Konudan uzaklaştırmak, ilgilenmemesini sağlamak. Örn: Özellikle torununun boşanmasında onu d
-
Dımdızlak Ortalıkta Bırakmak
Her türlü varlıktan, olanaktan mahrum kılmak, yokluğa mecbur etmek. Örn: Sanıyorum ki bazıl
-
Dışında Bırakmak
Hariç tutmak. Örn: Biz herhangi bir teşebbüs ihtimalini ebediyen hudutlarımız dışında bır
-
Elden Bırakmamak (düşürmemek)
Bir şeyle sürekli ilgilenmek, elden düşürmemek.
-
Elektrikli Bırakım
Elektrik erkesi kullanarak gerçekleştirilen bırakım.
-
Elektrikli Bırakıntı
Elektrikli bırakım yoluyla oluşturulan bırakıntı.
-
Emanet Bırakmak (etmek, Vermek)
Bir şeyi veya bir kimseyi birine veya bir yere bir süreliğine bırakmak. Örn: Çocuğu annesine
-
Eşek Hoşaftan Ne Anlar (suyunu İçer, Tanesini Bırakır)
Bilgisiz, görgüsüz kimse ince, güzel şeylerin zevkine varamaz, değerini ölçemez.
-
Etmediğini Bırakmamak (komamak)
Elinden gelen her türlü kötülüğü yapmak.
-
Ettiğini Yanına Bırakmamak
Yapılan kötü davranışa karşılık vermek.
-
Evi Bırakma
Evlilikte eşlerden birinin, herhangi bir boşanma, ayrılma kararı ya da eşin ve çocukların bak
-
Genel İşbırakma
Bir ülke veya bölgedeki sendikalı birçok işyeri veya işkolunun katıldığı topluca iş bıra
-
Güreş Bırakma
Karşı güreşçi adına güreşten vazgeçme.
-
Hayran Etmek (bırakmak)
Hayranlık duygusu uyandırmak, çok beğenilmek. Örn: Mükemmel seciyeler, kafiyeler yapar, hafı
-
Hesabını Bilmeyen Kasap, Ne Satır Bırakır Ne Masat
Hesabını bilmeyen kişi elinde, avucunda bulunan işe yarar şeyleri de ziyan eder.
-
İnsanda Akıl Bırakmamak (koymamak)
Düşünceleri karmakarışık yapmak, kararsızlığa yol açmak.
-
İş Bırakmak
Çalışanlar toplu hâlde işlerini terk etmek, çalışmayı durdurmak.
-
İşbırakım
İşçilerin, çeşitli hakları elde etmek amacıyla bir işyerinde ya da bir işkolundaki etkinlik
-
İşbırakım Hakkı
İşçilere, işverenlerle olan ilişkilerinde iktisadi ve toplumsal konumlarını koruyabilmek veya
-
İşbırakım Kırma
İşbırakım etkisini azaltmak veya tümüyle yok etmek amacıyla işverenin yasa dışı eylem ve
-
İşbırakım Ölçütleri
İş bırakmanın boyut ve iktisadi etkisini ölçmeye yarayan işbırakan sayısı, işbırakma say
-
İşbırakım Yasakları
Deprem, savaş ve iktisadi bunalım gibi nedenlerle yasalarca işbrakımını engelleyen durumlar.
-
İşbırakım Yetkisi
İş yasası ve toplu sözleşme ile belirtilen işçi haklarına işverence uyulmaması nedeniyle i
-
İşbırakımı
İşçilerin, ücretlerine ve çalışma koşullarına ilişkin isteklerinin işverence yerine getir
-
İşbıraktırma
İlgili yasalar çerçevesinde işverenin işçileri topluca işten uzaklaştırma veya işten çık
-
İşi Gücü Bırakmak
Yaptığı işten uzaklaşmak. Örn: Su bulmak için işi gücü bırakarak bütün gün su peşine
-
İşi Oluruna Bırakmak
İşi belli bir amaca göre değil de, kendi akışı içinde yürütmek.
-
İz Bırakarak İyileşme
Ä°kinci derece iyileÅŸme.
-
İz Bırakma
TV. ÇeÅŸitli nedenlerden dolayı, bir konunun negatif görüntüsünün, bunu izleyen görünçlüÄ
-
İz Bırakmak
Etkisini kalıcı duruma getirmek. Örn: Her hareket yahut düşünce, hareket edenin veya düşün
-
İzlenim (izlemini) Bırakmak (vermek)
Etki bırakmak. Örn: Görevlilerin edalı ve dıbır dıbır yürüyüşleri bir geçit töreni iz
-
Karbonlu Bırakıntı
Yağda yapılan su verme işlemlerinde, yağların ayrışması sonucu, metal yüzeyde oluşan karbo
-
Kazaya Bırakmak
Din b. 1) namazı vaktinde kılmayarak daha sonra kılmak için ertelemek. Örn: Bu yaşa geldim, A
-
Kendini Bırakmak
1) kendine özen göstermemek. Örn: Artık kendini bırakmak zorunda görünür gibi olan amcasın
-
Kızı Gönlüne Bırakırsan Ya Davulcuya Kaçar (varır) Ya Zurnacıya
Evlenme çağındaki kızı büyükleri uyarmazlarsa uygun olmayan birisiyle evlenir.
-
Kul Bırakımı
Köle ve karavaşların özgürlüğe kavuşturulması.
-
Kuru Bira Mayası
Bira üretiminde yan ürün olarak elde edilen, Saccharomyces'in kurutulmasıyla elde edilen, ferman
-
Kuru Gürültüye Pabuç Bırakmamak
Bir durum karşısında telaşsız, korkusuz, dilediğince davranmak. Örn: Köse Mümeyyiz öyle d
-
Kurum Bırakımı
Kurumlaşma olayı sonucu, fırın çeperleri ile parça yüzeylerinde oluşan bırakım olayı.
TEDxİstanbul; Doğa İçin Çal ekibi, 6 yıldır müzik yaparak insanlara, sellerin, erozyonların, yazın yağan karın, kışın kavuran güneşin, kirli nehirlerin ve artan kanser vakalarının anlatamadığını anlatmaya çalışıyor.
TEDxİstanbul; Hazla hızın ters orantılı olduğunu fark etmiyoruz diyen Seferihisar Belediye Başkanı Tunç Soyer, doğanın ve insanın momentumunun farkını anlatırken, kendimizi doğanın efendisi olarak görmek yerine, doğanın ritmine bırakm
Bira içince tuvalete gitme ihtiyacını hissettiren ’antidiuretic’ denilen bir hormondur. Biz buna kısaca ’ADH’ diyeceğiz. Vücudumuzda üretilen bu hormon idrar miktarını ayarlar ve doğrudan olmasa da kanımızdaki su miktarını etkiler.
Aslında uçakların arkalarında bıraktıkları bulut, insan yapısı bir buluttan başka bir şey değildir. Soğuk havada verdiğimiz nefes havada nasıl buharlaşıyorsa onun gibi bir şeydir. Deniz seviyesinde, yüksek sıcaklık ve basınçta buhar
TEDxİstanbul Konuşması: İzlemeyi seviyoruz, katılmayı sevmiyoruz diyen Mehmet Akbay, eğlenceli ve bir o kadar etkileyici konuşmasında bizi hayal kurmamız ve oyunun içine girmemiz için teşvik ediyor.
Bunun nedeni, kod sisteminin tuşlu telefonlar yaygınlaşmadan önce kadranlı telefonlara göre kurulmuş olmasıdır. Kadranlı telefonlarda 9’u çevirmek için, hizasındaki deliğe parmağınızı sokup, sonuna kadar kadranı çevirmeniz ve bırakm
Bilimsel olarak izahı biraz zor. Bilime göre düşen bir cisme dışarıdan bir kuvvet uygulamazsanız, ona açısal bir dönme hareketi kazandıramazsınız.
İngilizce Bir Şeyi Rica Etmek - Asking for Something; Saçlarımı kesebilir misiniz - Can you cut my hair? Kısa olmasın, lütfen - Not too short, please. Biraz daha kısa, lütfen - A bit shorter, please.
Bu yoğunlukların vücudumuzdaki miktarlarına göre ortalaması alınınca, ortalama bir insanın vücudunun yoğunluğunun sudan biraz az olduğu görülür. Yani istesek bile suyun dibinde kalamayız, su bizi yukarı iter. Bu sadece insanlar için ge
İngilizce Bir Şey Arzu Etmek - To Like Something; Bir şey içmek istiyorum - I want to drink something. Birşey yemek istiyorum - I want to eat something. Biraz dinlenmek istiyorum - I want to relax a little.
İstanbul’dan saat 12:00’de havalanır, 8 saatlik bir uçuştan sonra Newyork’a varırsanız, vücut saatiniz 20:00’dedir ama Newyork saat 13:00’ü yaşamaktadır. Vücudunuzun saati ortama göre 7 saat ileridedir. Karnınız acıkacak, biraz so
Milli Eğitim Bakanı Prof. Dr. Ziya Selçuk; Türkiye’nin, Tanzimat’tan beri kendi eğitim sistemini aradığını ve artık bulma zamanının geldiğini belirterek, “Tanzimat’tan beri kendi eğitim sistemimizi arıyoruz. Gelin hep beraber muhafa
İngilizce Gece Çıkmak - Going Out in the Evening; Burada bir disko var mı - Is there a disco here? Burada bir gece klubü var mı - Is there a nightclub here? Burada bir birahane var mı - Is there a pub here?
Terim ya da faaliyet olarak bir Amerikan terimi olarak düşünülmüşse de, ortaçağdan beri İngiltere’de kullanılmıştır. Örneğin İngiltere’de, 1700’lerde bira üreticileri ile bar sahiplerinin arasında yapılan sözleşmelerde franchisi
İngilizce Dil Öğrenmek - Learning Foreign Languages; Ispanyolca’yı nerede öğrendiniz - Where did you learn Spanish? Portekizce de biliyor musunuz - Can you also speak Portuguese? Evet, biraz da İtalyanca biliyorum -Yes, and I also speak some Ital
Klasik Dönemde Osmanlı Hukuku ile ilgili aşağıda verilen metinde boş bırakılan yerleri doldurunuz.
Özel Sezin Okulu kurucusu Gülin Sezin, 39 yıldır eğitimin içinde. Annesinden devraldığı okulu şimdi yeğeni ve oğluna bırakmaya hazırlanıyor. Okulunda öğretmenlere çocuk sevgisini aşılamaya çalıştığını belirterek, “Öğretmen o
Plajda dahi insanları rahat bırakmayan Google Street View.
Bu geleneğin kökeni eski deniz savaşlarına kadar uzanıyor. Bir deniz savaşından sonra yenilen gemi, galip tarafın bayrağını asmak zorundaydı, bunun için de kendi bayrağını yarıya çekerek üstte yer bırakırdı.
Nobel Ödüllü Richard Feynman tarafından geliştirilmiş teknik. Son güne bıraktığınız sınavlara nasıl çalışmalısınız.
Değerli Eşyalarınızı Her Yerde Güvende Tutun. Eşyalarınızı gönül rahatlığı ile bırakabilirsiniz
Konya çarşısındaki helvacı dükkânlarının vitrinlerine iştahla bakan gariban adamın biri, bir dükkân sahibinden biraz helva sadaka olarak vermesini istemiş.
Hoca bir gün hamama gider. Hamamcılar onunla hiç ilgilenmez, eski bir peştamal, yırtık bir havlu verirler. Hoca sesini çıkarmaz. Hamamdan çıkarken uzatılan aynaya yüklüce bir bahşiş bırakır.
Hansel ve Gretel, fakir bir oduncunun çocuklarıdır. Oduncunun karısı (bazen çocukların annesi, bazen de üvey annesi olarak anlatılır) aç kalmaktan korktuğu için eşini çocukları ormana götürüp bırakmaya razı eder.
Nasreddin Hoca bir köye konuk olmuş. Yatsı namazını kılmışlar. Biraz hoşbeşten sonra, yatma zamanının geldiğini hatırlatmak için