-
Gevaş » Bağlama İlkokulu
BaÄŸlama Mah. BaÄŸlama Sk. No: 10 GevaÅŸ / Van
-
Merkez » Bağlama Ortaokulu
BaÄŸlama Beldesi Cumhuriyet Mah. Cumhuriyet Cad. No: 13 Merkez / NiÄŸde
-
Merkez » Bağlama Şehit Adnan Savaş İlkokulu
Bağlama Beldesi Hürriyet Mah. Park Sk. No: 1-1 Merkez / Niğde
-
Merkez » Merkez Bağlama Aile Sağlık Merkezi
Bağlama Kasabası Niğde
-
(bir Ä°ÅŸi) Pamuk Ä°pliÄŸiyle BaÄŸlamak
Etkisi az sürecek bir çare ile geçiştirmek.
-
(bir İşi) Tatlıya Bağlamak
Kavgalı bir işi gönül hoşluğuyla bitirmek. Örn: Hayır kardeşim, istemez diye tatlıya bağ
-
(bir Şeyi) Sağlam Kazığa Bağlamak
İşin sonuçlanmasına engel olacak şeyleri ortadan kaldırmak, işin aksamadan yürümesini sağl
-
(bir Yer) Örümcek Bağlamak
1) üzerinde örümcek ağı olmak 2) mec. bir şey uzun süre kullanılmadan kendi hâline bırakı
-
(birini, Bir Yeri) Haraca BaÄŸlamak
Bir kimseyi belli zamanlarda kendisine belli miktarda para vermeye zorlamak.
-
(birinin Bir Şey) Gözünü Bağlamak
Doğruyu bulamaz, düşünemez duruma getirmek.
-
(birinin) Ağzını Bağlamak
Bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak. Örn:
-
(birinin) Ağzını Dilini Bağlamak
Birini konuşamaz duruma getirmek. Örn: O şıllık basmış büyüyü, adamcağızın ağzını d
-
(birinin) Dilini BaÄŸlamak
Bir kimseyi herhangi bir sebeple söz söyleyemez duruma getirmek, susmak zorunda bırakmak. Örn:
-
(birinin) KuyruÄŸuna Teneke BaÄŸlamak
1) biriyle aşırı derecede alay etmek 2) birini, herkesin alay edeceği biçimde kovmak.
-
Ağrısız Başına Kaşbastı Bağlamak
kendine gereksiz yere iş çıkarmak anlamında kullanılan bir söz.
-
Alay BaÄŸlamak
Törene hazır durumda düzene girmek.
-
Altmışaltıya Bağlamak
Geçici bir çözümle durumu kurtarmış görünmek.
-
Antijen BaÄŸlama Yeri
(Yun. anti: karşı genos: doğum) Özel olarak antijen bağlayan immünoglobulin molekülünün bir
-
Aylık Bağlamak
Emekli olan veya başka sebeplerle çalışmayanlara her ay için belirli bir parayı ödemeyi üstl
-
Bağırsak Bağlama Deneyi
Enteretoksin üreten E. coli suşlarının tanısında kullanılan deney, lup testi. Kültür filtra
-
Bağlaçsız Bağlama
Çok defa ikilemelerde olduÄŸu gibi sözcüklerin ve tümcelerin baÄŸlaç kullanılmadan yan yana sÄ
-
BaÄŸlama
Bir kelimenin sonundaki abanığı arkadan gelen kelimenin başındaki açınıkla bir hecede imiş
-
BaÄŸlama
(I) Bir kelimenin sonundaki sessizi arkadan gelen kelimenin başındaki sesli ile, bir hece meydana
-
BaÄŸlama
Bir kelimenin son ses ünsüzü ile ondan sonra gelen kelimenin önses ünlüsünü veya ünlü ile
-
BaÄŸlama
Bir kelimenin sonundaki abanığı arkadan gelen kelimenin başındaki açınıkla bir hecede imiş
-
Bağlama Açınığı
Bir bileşimin iki öğesi arasına girerek söylemeyi kolaylaştıran açınık: Gel-i-yor kelimesi
-
Bağlama Büyüsü
Kişinin asıl davranışlarını kısıtlamayı, eylemlerini yok etmeyi, biyolojik ve fizyolojik ge
-
Bağlama Cümlesi
İki yargıyı aynı yöndeki oluş ve kılış beraberliği veya sırasıyla ya bağlaçlar ya nokt
-
Bağlama Düzeni
Sinema Özellikle sesle görüntünün aynı anda ayrı aygıtlarla saptanmasında eşlemenin sağla
-
Bağlama Düzeni
Hayvanların boyunlarını kilitlemek amacıyla yapılan, kilitlendiğinde hayvanların hareketlerin
-
BaÄŸlama Grubu
Bağlaçlar ile birbirine bağlanmış ad veya ad soylu kelimelerin oluşturduğu kelime grubu: Anne
-
BaÄŸlama Ä°ÅŸareti
Bir kelimenin son ses ünsüzü ile ondan sonra gelen kelimenin ön ses ünlüsünü veya ünlü ile
-
BaÄŸlama Kelimesi
Koşaçlara ve bağlaçlara verilen ortak ad.
-
BaÄŸlama MerteÄŸi
(Mimarlık) Damın tepesinden oluğa kadar uzanan ve üzerlerine kiremit yerleştirilen tahtaların
-
Bağlama Ulacı
(Derleme.. atıf gerundiumu) “Ve” bağlacı görevinde kullanılarak, kendinden sonraki çekimli e
-
BaÄŸlama Zamiri
Kendisinden önce gelen bir kelime veya kelime grubunun yerini tutan ve yerini tuttuğu kelime veya
-
Bağlamaz Yörüngeç
İçinde eksicik olsun ya da olmasın, öğeciklerarası bağı pek etkilemeyen özdeciksel yörüng
-
BaÅŸ BaÄŸlama
Başı ve alnı, yas, din adamlığı, şeflik belirtisi olarak bez, örtü, kumaş parçası, yapra
-
BaÅŸ BaÄŸlamak
1) başına bir örtü örtmek 2) başak vermek 3) birine veya bir şeye bağlanmak, intisap etmek 4
-
BaÅŸak BaÄŸlamak (tutmak)
Arpa, buÄŸday, yulaf vb. ekinlerde baÅŸak oluÅŸmak.
-
Başını Bağlamak
1) başına örtü vb. bağlamak 2) birini nişanlamak veya evlendirmek.
-
Başını Bir Yere Bağlamak
Birini bir işe yerleştirmek, işsizlikten, başıboşluktan kurtarmak.
-
Başlık Bağlama Proteini
Halkasal adenozin monofosfat (cAMP) tarafından aktive edilen pozitif düzenleyici protein.
-
Başlık Bağlama Proteini
Halkasal adenozin monofosfat tarafından aktive edilen pozitif düzenleyici protein.
-
Bel BaÄŸlamak
Birisinin kendisine yardımcı olacağına inanmak, güvenmek. Örn: Ne var ki böyle araçlara biz
-
Bez BaÄŸlamak
1) bebeklere altlarını kirletmesinler diye bez koymak 2) dileğin yerine gelmesi ümidiyle yatıra
-
Buz BaÄŸlama
Eksenucu ve orta kuşağın yeğin karasal iklim bölgelerinde akarsu, göl gibi içsularla az tuzlu
-
Çapraz Bağlama
İki DNA ipliğinden birindeki bazların diğer iplikteki bazlara kovalent olarak bağlanması.
-
Çatı Bağlaması
(Mimarlık) Beton dökülmüş düz çatı tabanı üzerine kurulan çatının altgergi ve iki üsba
-
Çenesini Bağlamak
1) ölen bir kimsenin çenesi altından geçirilen tülbendi başının üstünde düğümlemek 2) m
-
DeÄŸiÅŸken BaÄŸlama Ä°m Simgesi
Değer alanı sözedilen dilin tüm n-li değişken bağlayıcı imlerinden oluşan dizimsel değiş
-
El BaÄŸlamak
1) saygı için ellerini göbeğinin üstüne kavuşturup durmak 2) namaza durmak. Örn: Durup el b
-
Ense BaÄŸlama
Yağlı güreşte her iki güreşçinin birbirlerinin ensesinden tutup yapılacak oyunu beklemeleri.
-
Evin BaÄŸlamak
Ürün tanelenmek, tane bağlamak, olgunlaşmak.
-
Garaz BaÄŸlamak
Birine karşı kin beslemek. Örn: Bana garaz bağladığını seziyorum. -Y. K. Karaosmanoğlu.
-
Göbek Bağlamak (salıvermek)
Şişmanlayarak karnı büyümek, göbeklenmek. Örn: Şimdi gördüğü kişi, ellisinin üstünde
-
Gönül Bağlamak
Severek bağlanmak, içten sevmek, âşık olmak. Örn: Gözlerin kızarmış, niye ağladın? / Bi
-
Hayata BaÄŸlamak
Yaşamayı sevdirmek, hayattan kopmamak. Örn: Bu sıcak ve içten ses Fikret'i hayata bağlıyor,
-
İşi Tatlıya Bağlamak
Sorunlu bir işi, iyi bir biçimde çözmek. Örn: Ben kahvemde çocukça siyasi iddialardan korkar
-
Kabuk BaÄŸlamak (tutmak)
Üstünde kabuk oluşturmak, kabuklanmak. Örn: Hani, insanın bir yerinde bir çıban çıkar da k
-
Karalar BaÄŸlamak (giymek)
Yas tutmak. Örn: Bütün yaşamı karardı, sokağa çıkamaz oldu, karalar bağladı. -H. Topuz.
-
Karara BaÄŸlamak
Bir davayı, bir sorunu çözümlemek, sonuçlandırmak.
-
Kare BaÄŸlama
İplerin kareler yapacak biçimde düğümlenmesi yöntemi döşeme yaylarını bağlamada uygulanı
-
Karneye BaÄŸlama
Piyasada kıt olan malı tüketicilere paylaştırmak amacıyla karne verilmesine dayanan tayınlama
-
Kaymak BaÄŸlamak (tutmak)
Sütün veya bir sıvının üzerinde kaymak oluşmak, kaymaklanmak.
-
Kin BaÄŸlamak
Birine karşı öç alma duygusu duymak. Örn: İstanbul'dan ayrılmana o sebep oldu diye gizli giz
-
Kıskıvrak Yakalamak (bağlamak)
1) kurtulamayacak veya çözülemeyecek biçimde tutmak, sımsıkı tutmak. Örn: Gecelerden bir ge
-
Kısmetini Bağlamak
Bir inanışa göre büyü ile evlenmesine engel olmak.
-
KoÅŸut BaÄŸlama
Bir çevrimdeki akıma aynı yönde çeşitli yollar bağlama.
-
Küf Bağlamak (tutmak)
1) küflenmek 2) mec. unutulmak 3) mec. bitmek, kalmamak. Örn: Ä°steksiz isteksiz oluyorsun tıraÅ
-
Kül Bağlamak
1) ateş sönmek 2) mec. gücünü, etkisini yitirmek.
-
Kurt Ağzı Bağlamak
Açıkta kalan hayvanların kurt tarafından boğulmasını önleme amacıyla çeşitli uygulamalar
-
Küt Uç Bağlama
Herhangi iki çift DNA molekülünün uçlarından birbirine eklenmesi tekniği. Küt uç ligasyonu.
-
Lafı Bağlamak
Bir konu üzerinde son sözü söylemek.
-
Latent Demir BaÄŸlama Kapasitesi
Doymamış demiri bağlama kapasitesi.
-
Nasır Bağlamak (tutmak)
1) nasırlanmak 2) mec. duygusuzlaÅŸmak, duyarlığını yitirmek. Örn: O adamın kalbi nasır baÄ
-
Önödenceye Bağlama
Gümrük vergileri karşılığı önödence alma.
-
Oyun BaÄŸlama
Bir oyunu uygulayıp, sonuca vardırmadan bekleme.
-
Oyun BaÄŸlamak
Sp. güreşte rakibe bir oyun uygulayıp onu sonuçlandırmadan beklemek.
-
Sayfa BaÄŸlamak
Dizgide dökülen kurşun satırları bir sayfa düzeni içinde toplayarak sıkıca iple bağlamak.
-
Sözü Bağlamak
Konuşmayı bir sonuca vardırmak. Örn: Sözü şöyle mi bağlayacağız. Örn: aydın kişinin
-
Sözünü Bağlamak
Konuşmasını bitirmek için son sözlerini söylemek. Örn: Müdür medrese mantığı ile sözü
-
Taksite BaÄŸlamak
Bir şeyi belli aralıklarla, belli miktarlarda ödeme şartları ile almak veya satmak. Örn: Yoks
-
Tamdeyimsel DeÄŸiÅŸken BaÄŸlama Ä°mi
Belli sayıda değişkene uygulandığında bir tamdeyimden bir önerme oluşturan değişken bağla
-
Tane BaÄŸlamak
Meyve veya herhangi bir bitkinin tohumları tane durumuna gelmek.
-
Topa BaÄŸlama
Eskiden adam öldürenlerin, topun ağzına bağlanıp ateş edilerek öldürülmeleri.
-
Toplam Demir BaÄŸlama Kapasitesi
Serum örneğindeki transferin tarafından bağlanan toplam demir miktarı, TDBK. Demir eksikliği v
-
Üçkâğıda Bağlamak (getirmek)
Karşısındakini şaşırtarak aldatmak.
-
Ãœmit BaÄŸlamak
Umut bağlamak. Örn: Hem ne güzeldi sesindeki yankı / Ben oraya ümitlerimi bağladımdı -B. Ne
-
Vergiye BaÄŸlamak
1) bir kimse veya ÅŸeyden vergi almak 2) bir yerden, bir kimseden yasal olmayan yollardan para almak
-
Vesikaya BaÄŸlamak
Mevcudu yeteri kadar bulunmayan ancak çok talep edilen bir şeyi belge karşılığı vermek. Örn:
-
Yas BaÄŸlamak
Yas tutmak. Örn: Yurdumuzda düşmanlar dert ekti, elem biçti / Yas bağlayan milletin gözyaşla
-
YataÄŸa BaÄŸlamak
Yataktan kalkamayacak kadar hasta etmek.
-
Yüreği Yağ Bağlamak
İstenilen bir şeyin olmasından ferahlık duymak. Örn: Oh ... oh yüreğim bir karış yağ bağ
Tek başına anlamı olmayan, anlamca birbiriyle ilgili cümleleri veya cümlede görevdeş sözcük ve söz öbeklerini bağlamaya yarayan kelimelere bağlaç denir.
Haricilerin teşekkülünü tahkim olayına bağlamak olmaz, bardağı taşıran son damla Tahkim olayı idi. Hariciliğin zuhurundaki tek sebep Tahkim olayı değildir.