-
Çivril » Cabar İlkokulu
Cabar Mah. Cabar Sk. No: 69 İç Kapı No: 1 Çivril / Denizli
-
Merkez » Çarıklı Mehmet Babar İlkokulu
Çarıklı Köyü No: 109 Merkez / Niğde
-
Merkez » Çarıklı Mehmet Babar Ortaokulu
Çarıklı Köyü No: 109a İç Kapı No: A Merkez / Niğde
-
BORNOVA » FINAL ECZANESI-FIDAN CABAR
259 SOKAK NO:35 OZKANLAR
-
Şahinbey » Nesrin Mehmet Abar İlkokulu
Onur Mah. 74018 Nolu Cad. No: 1 İç Kapı No: 1 Şahinbey / Gaziantep
-
Şişli » Özel Kabartma Düşler Özel Eğitim Ve Rehabilitasyon Merkezi
Mecidiyeköy Mah. Büyükdere Cad. Ben-tek ıs Mrkz Blok No: 47 İç Kapı No: B Şişli / İstanbul
-
(birinin) İştahı Kabarmak
Ä°steÄŸi çoÄŸalmak, heveslenmek. Örn: Derken, yavaÅŸ yavaÅŸ benim de iÅŸtahım kabarmaya baÅŸladÄ
-
Abartılı Oynamak
Bir rolü, gerektiğinden aşırı ses ve hareketle oynamak.
-
Abartılı Oynamak
Bir rolü aşırı biçimde oynamak. Rolün getirdiği ölçüyü aşmak.
-
Abartma
Söz biliminde bir duyguyu, bir düşünceyi veya bir olayı aşırı derecede büyüterek veya küÃ
-
Alçak Kabartma
(Heykel) Heykel sanatında, yüzeyden dışarı çıkıntısı az olan kabartma. a. bk. kabartma, yÃ
-
Ayranı Kabarmak
1) öfkelenmek, coşmak 2) aşırı bir cinsel arzu duymak. Örn: Sadrazamın ayranı kabarsın diy
-
Bırakıntı Kabarması
Kaplanmış yüzeylerin, özellikle kaplamadan sonra ısınmaları sonucu kabarması.
-
Büyük Çaplı Kabarma
Yerkabuğunun geniş ölçülü, çok ağır olan ve çok uzun süren bükülme devimi.
-
Damarı (damarları) Kabarmak
Bir huy veya duygu güçlü bir biçimde ortaya çıkmak. Örn: Birden nasihat damarlarının kabar
-
Fiske Fiske Kabarmak (olmak)
Kabarcıklar oluşmak. Örn: Yumurta yiyince çocuğun derisi fiske fiske kabardı.
-
Göğsü Kabarmak
Övünç duymak, kıvanmak, iftihar etmek. Örn: Onu sapasağlam görünce göğsüm kabardı oğul
-
Göğsünü Kabartmak
Bir olay dolayısıyla kıvanç duygusunu ortaya koymak, övünmek. Örn: Duvarda, güneşe karşı
-
Gözyaşı Kemiği Kabarcığı
anat. Gözyaşı kemiğinin göz çukuru içindeki kısmının, yalnızca geviş getirenlerde yapmı
-
Hindi Gibi Kabarmak
Gururlanmak, kurumlanmak, büyüklük taslamak.
-
İçi Kalkmak (kabarmak)
1) iğrenmek 2) taşkın bir ağlama duygusu içinde bulunmak 3) duygulanmak, heyecanlanmak.
-
Kabara
İri başı değişik gereçlerle kaplı olan madensel çivi. Deri döşemelerde çivi başlarını
-
Kabara
(Süsleme) Yan yana iki kemerin eğrileri arasına süs olarak konulan taştan ya da madenden yuvarl
-
Kabarcık Bacaklı Kış At Kenesi
Güney Afrika’da genellikle ve diğer büyük memelilerde parazitlenen boncuk bacaklı kış at ken
-
Kabarcık Böceği
Meloidae ailesinde bulunan, kuru gövdeleri insan derisiyle temas ettiğinde kabarcık oluşumuna ne
-
Kabarcık Odası
Yüklü temel parçacıkların iz bıraktığı, sıvı helyum sıcaklığında çalışan, sis odas
-
Kabarcık Odası
Temel taneciklerin geçmesiyle gaz kabarcıklarından oluşmuş çizgiler gösteren, öylece gözlen
-
Kabarcıklı Bıcılgan
Çoğunlukla saf kan, kültür ırkı atların bacakların alt kısımlarını örten deride, özell
-
Kabarcıklı Deri Gevşekliği
Epidermolizis bulloza.
-
Kabarcıklı Deri Hastalığı
Poxviridae ailesinde kapripoksvirüs cinsinde bir virüsün sığırlarda neden olduğu, deride yayg
-
Kabarcıklı Deri Yangısı
Derinin ikinci derece yanıklarında kabarcıklar ve şişmelerin oluşması biçiminde görülen de
-
Kabarcıklı İguana
Pullu sürüngenler (Squamata) takımının, iguanagiller (Iguanidae) familyasından, 150-160 cm kad
-
Kabarcıklı İguana
(İguana tuberculata) Pullu-sürüngenler (Squamata) takımının iguanagiller (İguanidae) familyas
-
Kabarcıklı Kurt
(karşılık: sistiserkus), (Yun. kystis = kese, Yun.kerkos = kuyruk) Şeritlere ait bir larva tipi.
-
Kabare Kuklası
Kabare türü tiyatroda oynatılan kukla.
-
Kabare Tiyatrosu
İğneleyici, yerici, taşlayıcı (daha çok aktüel olan) konuları kapsayan skeçlerin oynandığ
-
Kabarende
Tığının kesici ağzı dışbükey eğmeçli olan ve kalın talaş çıkaran rende.
-
Kabaret Tiyatrosu
İspanyolca caba reita, yani «renkli çanak» anlamına gelen bu tür tiyatro, her türlü güncel
-
Kabarık Su
Bir akarsuda akımın yıl içinde yüksek değerde olması durumu ve dönemi, bk. çekik su.
-
Kabarit Farkı
Eksik, yırtık, yıpranmış paraların değiştirilmesi sırasında nominal değeri ile değiştir
-
Kabarma
Ay ve Güneş'in çekim etkisiyle büyük denizlerde suların yükselmesi, olayı.
-
Kabarma
Metal yüzeylerin boyanma, paklanma ve benzeri işlemlerinden sonra, alt katlarda kalmış olan gazl
-
Kabarma
Sinema Bir filmin üzerinde fazla sıcak ya da gerilme yüzünden oluşan çıkıntı ve çukurlar.
-
Kabarma
Daha çok anadeniz kıyılarında, Ayın o kıyının öğlen çemberi üzerinden geçtiği sırada,
-
Kabarma-alça!ma
Büyük denizlerde suların yükselmesi ve altı saat sonra olağan düzeyden aşağı inmesi olayı
-
Kabartı
Kabarcığın, katı yüzey üzerinde oluşturduğu kusur.
-
Kabartılı Kaynak
Kabartılı kaynak yapma işlemiyle oluşan kaynak.
-
Kabartılı Kaynak Yapma
Özel bir tür dirençli kaynak yapma işlemi.
-
Kabartma
(Mimarlık) Kil, alçı, taş vb. işlenebilir gereçleri alçaklı yüksekli yüzeyler halinde biç
-
Kabartma ızgarası
(Heykel) Birbirine paralel olarak duvara çakılmış çıtalardan kurulan çerçeve kabartma için
-
Kalabar ÅžiÅŸliÄŸi
Loa loa adlı paraziter nematodun neden olduğu enfeksiyonlarda geçici deri altı şişlikle belirg
-
Kalıcı Diş Kabarcığı
Dişlerin gelişiminde birincil diş kabarcığının derinlemesine dallanmasıyla ortaya çıkan ka
-
Kiri Kabarmak
Nem, ısı vb. sebeplerle kir, üzerinde bulunduğu yüzeyden ayrılabilir duruma gelmek.
-
Koltukları Kabarmak
Kendine veya yakınlarına yapılan övgüden kıvanç duymak. Örn: Memnun oldu, koltukları kabar
-
Kulak Kabartmak
Belli etmemeye çalışarak dinlemek. Örn: Karanlıkta, uyuyup uyumadığını anlayabilmek için
-
Kuyruksu Kabarcık
Su torbası körelerek uzamış ve daralmış olan iri başlı şerit kurtçuğu.
-
Labarak Çözeltisi
Sodyum hipokloritin dezenfektan olarak kullanılmak üzere suda hazırlanmış % 2’lik çözeltisi.
-
Öfkesi Kabarmak
Çok kızmak, sakinleşmişken yeniden öfkelenmek, tekrar sinirlenmek.
-
Renkli Kabartma
Sert taşlar üzerine oyularak yapılan ve ışık-gölge değerleri iyi düzenlendikten sonra boyan
-
Replikasyon Kabartısı
Ökaryotik hücrelerin replike olan DNA’sında, kopyalanmanın iki taraflı olduğunu gösteren kab
-
Sinir Kabartısı Hücreleri
Kanalis nöralisin gelişmesi sırasında iki yan kısımdaki kabartılardan gelişen hücreler. Kim
-
Süt Dişi Kabarcığı
anat. DiÅŸlerin geliÅŸiminde birincil diÅŸ tomurcuÄŸunun dallanarak derinlemesine oluÅŸturduÄŸu kaba
-
Vater Kabarcığı
Ortak safra kanalının duodenuma açılmadan hemen önce pankreastan gelen kanalla birleşmesiyle t
-
Vater Kabarcığı
(papilla vateri, (Lat. papilla = memecik): (Alm. Vater: Alman Anatomi bilgini) Pankreastan gelen kan
-
Yüksek Kabartma
(Heykel) Betinin yüzeyden çokça yükseltilmiş olduğu kabartma çeşidi. a. bk. alçak kabartma,
-
Yüreği Kabarmak
1) içi sıkıntı ile dolup derin soluk alma gereğini duymak 2) midesi bulanmak. Örn: Ne dersini
Eğer parmaklarınızı çıtlattığınız anda röntgenini de çekerseniz, eklem içinde oluşan gaz kabarcıklarını görebilirsiniz. Bu olay eklem yerindeki hacmi yaklaşık yüzde 15-20 artırır. Aynı parmağınızı arka arkaya çıtlatamazsını
Doğa - Nature / İngilizce Kelimeler; bay-koy, beach-sahil, bubble-kabarcık, cave-mağara, farm-çiftlik, fire-yangın