Sinema 16 mm'lik filmle çalışan alıcı çeşidi.

Sinema 35 mm'lik filmle çalışan alıcı çeşidi.

Sinema 8 mm'lik filmle çalışan alıcı çeşidi.

Sinema 9,5 mm'lik filmle çalışan alıcı çeşidi.

Işığı, elektro-manyetik dalgaları alıp değerlendiren araç. Göz, fotoğraf plağı, radyo, r

1. Bir telefon çevrimindeki kiplenik akımları ses dalgasına dönüştüren çevireç. 2. Bir ver

1. Bir telefon çevrimindeki kiplenik akımları ses dalgasına dönüştüren çevireç. 2. Bir ver

1) müşteri olmak 2) istemek, talip olmak. Örn: İzmir'den gelmiş birtakım hanımlar onu kız s

TV. Verici dalgalığın yaydığı resim ve ses imlerini toplayarak bunları bir iniş kablosuyla b

TV. Alıcı dalgalığın gücü.

TV. Alıcı denetinin gerçekleştirilmesini sağlayan, çeşitli denet araçlarıyla donatılmış

TV. Alıcı denet masasının ve alıcının çalışmasını düzenleyen, ayarlayan öbür araçlar

TV. Alıcı denet masasında alıcının çeşitli çalışmalarını düzenleyen kimse.

TV. Alıcı yönetmeninin rahatça çalışabilmesini sağlamak amacıyla, alıcının çeşitli bö

Sinema/TV. Çevirim sırasında alıcının olduğu yerde ekseni üzerinde ya da bir araca yerleşti

Sinema Filmi, alıcı, gösterici, bakımlık, basım aygıtı vb. aygıtların düzeneğinden alıp

Sinema/TV. Alıcıların çalışması için zorunlu olmayan, fakat bu çalışmayı kolaylaştıran

Sinema Doldurmalıkta filmin sarıldığı eksen.

Sinema/TV. Alıcının, orta boylu bir insanın omzunun düzeyine göre bu yükseltide ya da bunun a

İnceden inceye gözden geçirmek. Örn: Şimdiye kadar pek alıcı gözüyle bakmamıştı. -S. F.

Sinema Alıcının çalışırken çıkardığı gürültü. (Sesle resmin aynı anda alındığı d

Sinema Bir alıcıda, pencere önünden saniyede geçen resim sayısıyla belirtilen film geçiÅŸ hÄ

TV. Alıcı yayına girdiğinde, alıcı yönetmenine bunu bildirmek, alıcı önünde bulunanları

TV. Alıcının, mercekten gelen görüntüyü elektriksel ime çeviren ana bölümü.

TV. Alıcıyı alıcı denet masasına bağlayan, alıcının çeşitli çalışmalarının ve verdi

Başkalarına saldırmayı alışkanlık edinen kimsenin düşmanı çok olur, bu düşmanlar onun c

Sinema Büyük göstericilerde makaranın yerleştirildiği alttaki kutu.

Sinema Alıcı, gösterici, basım aygıtı vb. aygıtlarda, filmin pencere önünden geçtikten son

Sinema/TV. Alıcılarda, aktarılacak konunun görüntüsünü alıcı içinde gerekli yere düşür

Sinema Alıcılarda, filmin verici makaradan alıcı makaraya geçişini sağlayan düzeneği çalı

TV. Alıcı ile bunun bağlı olduğu öbür aygıtların oluşturduğu bütün. Alıcıdan bu aygı

TV. Bir televizyon yayını için hazırlanan, görüntü ve sesle ilgili tüm açıklamaları taÅŸÄ

Sinema Alıcının önünde, mercek ile film arasında yer alan, görüntüyü film üzerine belli b

Satıcıların alıcılardan daha çok olması nedeniyle satış koşullarının alıcılar tarafın

Toplanan duyumları beyin özeğine ileten sinirler.

Sinema/TV. Alıcının kullanılması ve gerekli görüntülerin elde edilmesiyle görevli uygulaman

Çok sayıda satıcı karşısındaki tek alıcı firma. krş. iki yanlı tekel

Çok sayıda satıcı karşısında tek bir alıcının olduğu piyasa türü. krş. iki yanlı teke

Akımmıknatıssal dalgalann algılanmasında kullanılan, çoğu iki ucu yalıtılmış iletken tel

Büyük perakendeciler, marka pazarlayanlar, markalı imalatçıların gelişmekte olan ülkeler vey

Sinema 1. Alıcıyı doÄŸrudan doÄŸruya çalıştıran ve yöneten, alıcı devinimlerini gerçekleÅ

fing, assistant cameraman {operator), second cameraman] [Alm. Kameraassistent, Bildassistent] Sinema

Sinema Sinemanın yazın, resim, müzik... gibi bir sanat olduğu, dolayısıyla sinema sanatçısı

Sinema Filmlerin kiralama ya da satışını sağlamak amacıyla dağıtımcı ve oynatımcılara ya

Sinema/TV. Sinema, televizyon için haber filmleri magazin, görüşüm izlencelerine gereç sağlay

Ä°ltizama verilememiÅŸ kesim. bk. iltizam.

Sinema Alıcı kullanmaksızın, dolayısıyla iÅŸlemelik çalışmalarına gerek kalmaksızın, doÄ

TV. Ara yayacın vericiden gelen resim ve ses imlerini toplayan dalgalığı.

Sinema Aşırı hızlı çevirimde kullanılan özel yapıda alıcı.

Sinema Aşırı hızlı alıcıların aynalı kasnak kullanan çeşidi. (Bu çeşit alıcılar genel

Azalıcı piyasasında birbirlerinin satınalım kararlarından etkilenen alıcılardan her biri.

Çok sayıda satıcı karşısında istemin birkaç alıcı tarafından gerçekleştirildiği ve bu

Ä°ÅŸe yaramaz da olsa her ÅŸeyin isteklisi bulunur.

Sinema Büyük 8 mm'lik filmle çalışan alıcı çeşidi.

Sinema Canlıresim alıcısını kullanan kimse.

Sinema Canlıresim çeviriminde kullanılan özel yapıda alıcı.

Sinema Çift film kullanabilen alıcı.

Çok sayıda satıcı karşısında istemin iki alıcı tarafından gerçekleştirildiği ve bu iki

Sinema/TV. İçlerinden en iyisini ya da en iyilerini seçebilmek için, aynı çekimin, birden çok

Sinema/TV. 1. Sinema ile televizyon alıcılarının birlikte kullanılmasına dayanan, hem televizy

Sinema Walt Disney'nin canlıresme derinlik kazandırmak amacıyla geliştirdiği, optik ekseni yere

Birkaç büyük ve çok sayıda küçük alıcının olduğu piyasa.

Tam rekabet ile azalıcı piyasasının arasında yer alan ve istemin çok sayıda alıcı tarafınd

Kuşlar (Aves) sınıfının, yağmur kuşları (Charadriiformes) takımının, martılar (Lari) alt

(Alcidae), (Lat. auk = dalıcı martı) Omurgalı hayvanlardan kuşlar (Aves) sınıfının yağmurk

Sinema Çeşitli hızlarda çalışabilen alıcı.

Sinema Deniz altında film çevirebilecek yapıda alıcı.

Sinema/TV. Mercek tablası olan alıcı.

TV. Renkli televizyon alıcısı çeÅŸidi. (Renkli televizyon alıcıları genellikle üç ışıtaÃ

1. Özel bir uyartıya duyarlı özelleşmiş bir hücre veya doku. Duyu organları. 2. Vücut yüze

Sinema 1. Elde taşınabilir ve kullanılabilir boy ve ağırlıktaki alıcı. TV. 2. Canlı yayınd

Bazı balıklarda potansiyel farkına duyarlı reseptörler.

Sinema Pil, batarya, akımtoplar, üreteç ya da kent akımıyla beslenen elektrik motoruyla çalıÅ

Bir oksidasyon-redüksiyon reaksiyonunda elektronları alan madde.

Piyasada oluşan fiyatı veri olarak alıp bu fiyata göre üretim yapan işletme. krş. fiyat yapı

A, B, O ve AB kan grubundan kan alabilen AB kan grubuna sahip insanlar.

TV. Görüntü-ortikon ışıtaçlı alıcı.

Sonradan göstermek üzere görüntüleri bir şerit üzerine kaydeden aygıt.

TV. İki ışıtaçtan oluşan renkli televizyon alıcısı.

TV. İkonoskop ışıtaçlı alıcı.

Çıngıraklı yılanlarda başın her iki yanında bulunan ve çevredeki düşük ya da yüksek sı

Işınıma duyarlı araç ya da organ.

Sinema İşliklerdeki çalışmalarda kullanılan, her çeşit karışık çekimleri vinç ya da kay

Gözde, arterya hyolideanın doğumdan sonra atrofi olmayarak optik diskin anteriyorunda kırmızı

Yükün kaldırılmasıyle yok olmayıp duran bozunum.

Dişlerin gelişiminde birincil diş kabarcığının derinlemesine dallanmasıyla ortaya çıkan ka

anat. Hayvan türlerine göre değişen yaşlarda düşen süt dişlerinin yerine çıkan dişler, d

Akciğer atardamarıyla aortu birleştiren ve fetal hayatta bulunup doğumdan sonra kapanması gerek

İç çapı 10 mm ve 10 mm’den büyük, en az 5 gün ovule olmadan kalan folikülün bulunması ve

Gözbebeğinde tunica vasculosa lentis’in damar içermeyen, kısa, iplik benzeri kalıntılarından

Vajinanın arka kısmında tam veya kısmi himenal yapının bulunması.

Gözde, vitreusta atrofi, üreme ve arterya hyolida ile tunica vaskülozada atrofi oluşmamasıyla i

Lensin ön kısmında paralel çizgiler durumunda görülen dogmasal anomali, persiste hiperplastik

Gözün fibromusküler tabakasının ve kısmen de hiyaloit atardamarların kalıntılarından oluş

Beyaz düve hastalığı.

Kalıcı sarı cisim.

Sarı keseyi bağırsak boşluğuna bağlayan ve normal olarak gebeliğin ilk üçte birlik dönemin

Amfetamin ve metilamfetamin gibi bazı ilaçların yüksek dozda uzun süreli verilmesi sonucu yaptÄ

Penis ve prepusyum arasında bulunan ve normalde ergenliğin başlamasıyla birlikte gevşeyen veya

Doğuştan bir damarlanma bozukluğu sonucu aortanın solda olması gerekirken sağda bulunması son