Alay o işten umudunu kesmek, o işin olacağına inanmamak, o işten vazgeçmek.

Durumu bir kişi veya bir şeyin durumu ile karşılaştırıp yargıya varmak.

Güvenmemek. Örn: Azarlayıp adam olmazsın sen nafile... Gözüm hiç su içmiyor senden. -O. Kem

Sözünü, sohbetini karşıdaki kişiyi incitmeyecek bir biçimde ayarlamak.

Bir kimsenin söylediği sözlerin doğruluğunu ve gerçeğe uygunluğunu inandırması için yasad

Yetkili yargılıkta kendisinden andiçmesi istenen kimsenin, andiçmekten kaçınması.

Bir şeyi yapmaya veya yapmamaya söz vermek, yemin etmek. Örn: Böyle uzaklaşınca ağır ağır

Kötü davranışın karşılığı iyi olmaz.

Kaba yoksulluğuna bakmadan gösteriş yapmaya kalkanların gülünçlüğünü anlatmak için kulla

Karşı güreşçinin ayağını tırpanla yerden kesip devirme.

Sinema/TV. Kullanılacağı ışığa uygun, saydam maddeden (örneğin görünür ışık için cam

Taban adım alan eşleşik, koşut iki yüzü olan ve yanal yüzler adını alan öteki yüzleri tab

Eksenleri etrafında dönerek dekor değişimini sağlayan pano. Bu panonun üç yüzü vardır ve h

Köşeleri iki koşut düzlemden biri ya da öteki üzerinde kalan çok yüzlü.

Verilen bir düzlemde bulunan bir kırık çizgiyi kesen ve söz konusu düzlem içinde kalmayan bir

Yapılacak bir işin bütün yönleri önceden çok iyi düşünülmeli, sonra işe başlanmalıdır

1. Varlıkların pazar değerini tahmin etme, sabitleme veya belirleme. 2. Birilerini veya bir şeyi

Bir şeyin değerini belirtmek, bir şeye değer koymak.

Bir işe girişirken her yönünü iyice araştır.

Tabanı bir ayrılma dik olan biçme.

Tabanı bir dörtgen olan biçme.

Tabanları birer eşleşik düzenli çokgen olan dik biçme.

Bir değer için ödenecek para karşılığını belirlemek. Örn: Bu yazmaya ne fiyat biçersiniz

Bazı Afrika dillerinde görülen bir çeşit içe çekimli seslik.

Filtre edilmiş ve sağlık otoritelerinin onay verdiği bir yöntemle dezenfekte edilmiş su.

Saray mehterlerinin padişahla ilişkileri daha yakın bulunanları.

hlk. Kuzu derisinden yapılmış kürk.

Sinema/TV. Işın demetini belirli oranda bölerek değişik yönlere saptırma özelliği taşıyan

Atılgan ve güçlü insanlarla hayvanların kanlarını içerek onlara özgü özelliklerin edinile

1) parçalamak, doğramak, ameliyat etmek 2) ağzına geleni söylemek, ileri geri konuşmak 3) zorb

İnsanların nasipleri arasındaki tutarsızlıkları belirten bir söz.

(Henning) Altı temel koku ile bunlar arasındaki karma kokuları çizelge olarak gösteren biçme.

Komşu kızını almaya karar veren, ailenin ve kızın durumunu, gidişini iyi bildiğinden içi ra

Erkek çocuk, erkeklerin yapması gereken şeyleri babasından, kız çocuk da kadınların yapması

Bir konuda çok ayrıntılı düşünmek, inceden inceye düşünmek, değerlendirmek. Örn: Değer

Değerini tahmin etmek veya belirlemek. Örn: Alınıp satılan eşyalar gibi ona paha biçmek akı

Yaptığı bir kötülüğün çok daha kötüsü ile karşılaşmak.

Sözlenmek veya nişanlanmak üzere tarafların anlaşması durumunda ezilen şerbet içilerek töre

Sinema Bazı sinema aygıtlarında, filmin sürekli devinimle yürümesi sırasında, her resmin san

Tütünü yakıp dumanını içine çekmek.

Tabanı bir üçgen olan biçme.

Tabanları aynı sayıda kıyı içeren ve öteki yüzleri birer yamuk ya da koşutkıyılı olan bi

Atların sancılarında olduğu üzere hayvanın içme suyuyla sürekli olarak ve âdeta oynarcasın

Tabanı yanal yüzlerine dik olmayan biçme.

Maraton koşusunda, çıkıştan 10 uncu kilometrede, sonra her 5 km. de bir, koşucuların yeme-iç

Vakit geçirmeden, hemen. Örn: Yemeden içmeden gitmiş, benim söylediklerimi yetiştirmiş.

Bir üzüntü veya heyecan sebebiyle yiyemez, içemez duruma gelmek, iştahı kesilmek.