anat. Bez bölümü, salgı boşluğu, bezin etkin bölümü.

anat. Saban kemiği kanadı.

Monosakkaritlerin karbonil karbon atomunun monosakkaritin kendi içinde bulunan veya bir başka alko

Anomerik karbon atomu içeren monosakkaritin alfa- ve beta- biçiminde gösterilen izomerleri.

(Yun. blastos: tomurcuk meros: parça) Blâstulada blâstomer tabakasını meydana getiren hücreler

Morula ve blastulayı oluşturan, ileride embriyoyu biçimlendirecek olan farklılaşmamış hücrel

(Yun. Blastos = tomurcuk, Yun.meros =parça):Blâstulâda blâstoderm katını meydana getiren göze

Cam partiküllerinden oluşmuş diş dolgu materyali.

Çift bağ etrafında bulunan grupların düzlemin aynı tarafında olduğu geometrik izomer.

Başkalarının pohpohlamalarına kananlar mallarından ve canlarından olurlar.

1) cömertin de cimrinin de sarıldığı kefen aynıdır 2) cimri, ucuz diye her ÅŸeyin kötüsünÃ

Bir polarize ışık demeti bir optik izomerin çözeltisi içinden geçirildiÄŸinde, polarize ışÄ

Süper sarmal DNA sarmalının açılmasını sağlayan enzim.

Bir üzüntü sürdürülmemeli, unutulmaya çalışılmalıdır.

Asimetrik bir karbon atomu içeren bir bileşiğin üst üste çakışmayan, her biri diğerinin ayn

Molekül formülleri aynı fakat bir çift bağ etrafında bulunan grupların farklı diziliş göst

anat. Yumak biçiminde olan.

anat. Bowman kapsülünün dış ve iç yaprağı arasındaki boşluk. Süzülen sıvı bu boşlukta

1. Böbreklerdeki ilaçların ve metabolitlerinin atılımının çok hızlı pasif difüzyonla gerÃ

Glomerulusta yumakta lipit içeren iri köpük hücreleri olarak da adlandırılan makrofajların bu

Kanın glomeruluslarda normal olmayan süzülmesi sonucu biçimlenen proteinüri.

Glomerulusun, böbrek yumağının yangısı.

Böbrekte, Bowman kapsülü içerisinde, çok küçük kistlerin bulunmasıyla belirgin, üremiye ne

Birincil glomerulus lezyonlarıyla birlikte, tubulointerstisyel ve damarsal değişimleri ifade eden

Böbrek glomeruluslarında özellikle yangısal nitelikte olmayan herhangi bir patolojik değişim.

Glomerulusun büzüşmesi, fibrozisi ve hiyalinizasyonu sonucu hücreden yoksun bir kitleye dönüş

Kompleksus jukstaglomerularisin damar kutbunda getirici ve götürücü kan damarları arasında yer

Glomerulus boşluğunun içerisinde proksimal tubulus epitelinin varlığı, intraglomerülar refluk

Glomerulus içerisinde fagositoz yapan uzantılı hücreler.

(Yun. heteros: diğer meros: kısım) Kısımların eşit olmayan sayıda olması.

(Yun. heteros: diÄŸer meros: kısım) Tallus yapısında alg ve mantar hücrelerinin heterojen daÄŸÄ

Zimmermann'ın Yunan ozanı Homeros'un yapıtlarından saptayarak gruplandırdığı üç toplum tip

(Yun. homos: aynı meros: parça) Kısımların eşit sayıda olması.

(Yun. homos: aynı meros: parça) Alg ve mantar hücrelerinin tallus yapısında homojen dağılım

Antijen-antikor bileşiklerinin glomeruluslarda çökmesi ve Tip-3 aşırı duyarlılık reaksiyonun

Kimmelstiel-Wilson düğümcükleri.

Glomerül içi geri akış.

Yüksek osmolaliteli (hipertonik) iyotlu kontrast maddeler.

Yüksek osmolaliteyi azaltmak için moleküldeki iyonize olan karboksil grubu yerine, disosiye olmay

(Yun. isos: eş meros: parça) Aynı çeşit ve sayıda atoma sahip fakat atomların düzenlenmesi,

Aynı çeşit ve sayıda atoma sahip fakat atomların düzenlenmesi ve fiziksel özellikleri farklı

Kütle sayıları ve atom numaraları aynı, fakat enerji durumları farklı olan nüklidler.

(Yun. isos: eş meros: parça) Molekül içinde yeni atom düzenlemesini katalizleyen herhangi bir e

Bir molekül içinde yeni atom düzenlenmesini katalizleyen herhangi bir enzim.

Böbrekte, Bowman kapsülüne giren arteriyolün duvarında bulunan düz kas hücrelerinin farklıla

anat. Böbrekte getirici arteryolün duvarında bulunan düz kas hücrelerinin değişikliğe uğram

anat. Böbrekte getirici arteryol, götürücü arteryol, makula densa ve ekstraglomeruler mezangiyu

Göbrek glomerulusuna yakın olan.

Virüslerde nükleik asidi saran, proteinden oluşmuş kapsidi meydana getiren ve tek bir gen ile ko

Virüsün kapsit yapısını oluşturan bireysel protein moleküllerinden oluşmuş alt üniteler.

anat. Septum nasi'nin tabanının iki tarafında yer alan organum vomeronasale'yi içinde barındır

(Yun. chroma: renk isos: eş meros: parça) Renk bakımından birbirinden farklı olan bir, iki ya d

(Yun. chroma: renk meros: parça) Mayoz hücre bölünmesi sırasında kromozom ipliği üzerinde or

(Yun. khroma = renk, meros = parça) Bir kromozom üzerinde boncuk biçiminde dizilmiş olan ve gene

Bir polarize ışık demeti bir optik izomerin çözeltisi içinden geçirildiÄŸinde, polarize ışÄ

(Yun. makros:büyük meros: parça) Telolesital yumurtaların segmentasyonunda morula safhasında me

anat. Kurbağa gelişiminde animal yarımda dört adet büyük blastomer adı verilen hücrelerin ol

(Yun. mesos: orta meros: parça) 1. Embriyonun segmentasyonu sırasında meydana gelen blâstomerler

(Yun. mikros: küçük meros: parça) EÅŸit dağılmış vitellüs maddesine sahip olmayan yumurtanÄ

anat. Kurbağa gelişiminde ilk iki meridyonal bölünme sonucu biçimlenen ve animal yarımda yer a

(Yun. monos: tek meros: parça) Birim yapı özellikle organik molekülleri oluşturan birini yapıl

1. Daha küçük birimlere ayrılamayan bir ünite, yapı taşları, protomer. 2. Polimerleri oluşt

(Yun. monos: tek meros: parça) Tek bir polipeptit zincirinden oluşan protein.

1) cömertin de cimrinin de sarıldığı kefen aynıdır 2) cimri, ucuz diye her ÅŸeyin kötüsünÃ

anat. Birinci çift beyin sinirine dâhil olan, organum vomeronasale ile bulbus olfactorius’un üst

(Yun. neuron: sinir meros: parça) 1. Omurilik sinir çiftlerinin bağlanma noktaları arasındaki p

(Yun. oligos: az meros: parça) Az sayıda monomerden oluşan molekül az sayıda amino asit monomer

Birkaç monomerin bir araya gelmesiyle oluşan yapı.

İki veya daha çok polipeptit zincirini bir arada bulunduran, çok alt birimli bir protein.

Molekül formülleri aynı, fakat atomların uzaydaki dizilişleri farklı olan asimetrik karbon ato

anat. Burun boşluğunun tabanında üçüncü, dördüncü öğütücü dişlerin hizasından, köp

anat. Saban kemiÄŸi.

Enzimlerin etkin merkezindeki sistein aminoasidinin sülfhidril grubuna baÄŸlanarak geriye dönüşÃ

Zarflı virüslerin yüzeylerinde bulunan ve çivi proteinler olarak da adlandırılan çıkıntıla

Yabani keçilerin kulak bölgesinde hiperkeratozis oluşumuna neden olan bir mantar etkeni.

Eklem bacaklılarda, bacakların az çok silindirik ve genellikle her iki ucu eklemli parçası.

Almanya’dan köken alan, küçük ve tüylü, kulakları dik, burnu sivri, bazılarının yüzü ti

(Yun. sarx: et meros: parça) Çizgili kaslarda iki Z çizgisi arasında kalan ve kasılabilen en kÃ

Çizgili kasta iki Z çizgisi arasında kalan miyofibrillerin kasılabilir en küçük birimi. Kası

Kromozom üzerinde iğ ipliklerinin bağlandığı özel bir bölge.

anat. Kromozomda kromonema çiftini birincil boğum içerisinde tutan yuvarlağımsı oluşum. Mikro

(Yun. kentron = merkez,Yun. meros=parça). Kromozomun çalışmasını kontrol eden ve iğ iplikleri

(Yun. kentron: merkez meros: parça) Bir kromozomun kısa kolunun toplam kromozom boyuna oranının

(Yun. kentron: merkez meros: parça inter: arasında) Sentromerin bitişik kromozom bölgeleri üzer

Proserkoit veya sistiserkoitlerin arka kısmında bulunan ve genellikle embriyonel çengeller taşı

Molekül formülleri aynı, fakat atomların uzaydaki diziliÅŸleri farklı olan bu nedenle de farklÄ

(Yun. stereos: kati isos: eşit) Aynı atom yapısında fakat yapısal konfigürasyonu farklı olan

anat. Saban kemiğinin üst kenarında seyreden oluk.

(Yun. telos: uç meros: parça) Ökaryot kromozomunda telomerazla katalizlenerek karakteristik telom

Lineer ökaryotik kromozomların uçlarında bulunan özelleşmiş nükleik asit yapısı (insanda T

Yalnızca süpersarmal sayısı farklı olan dairesel DNA molekülünün farklı biçimleri.

Halkalanmış, halka halindeki DNA çift sarmalını çözerek uzamış DNA iplikleri veren enzim gr

Ökaryotlarda DNA’daki süpersarmalları açan veya yapıya dâhil eden enzimler.

Çift bağ etrafında bulunan grupların düzlemin faklı tarafında olduğu geometrik izomer.

Glomerulus akış hızının tubulustaki akış hızındaki değişimlere göre düzenlenmesi.

anat. Saban kemiÄŸi.

Vomer üzerinde taşınan dişler.

anat. Böbrek üstü bezinin dış kapsülünün altındaki subkapsüler blastemasının hemen altı